Şuanda 262 konuk çevrimiçi
BugünBugün2650
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10374
Bu ayBu ay10374
ToplamToplam10478798
Sen nasıl yaptın? PDF Yazdır e-Posta


Bir zamanlar kartaldı, başlıklı yazı beklemediğim kadar ilgi gördü. Bu sabah yazmıştım, daha geceyarısı olmadı ve siteyle Facebook’ta toplam sayı 400’ü geçmiş, paylaşanların okurlarının sayısını bilemiyorum.

Doğal olarak birkaç okurdan soru geldi: çok sayıda insanın yaşadıklarını sen de yaşadın: ağır yenilgi, dağılan örgütler, sosyalist ülkelerin çözülmesi ve çok sayıda bazıları yakın arkadaşların ölümleri…

Bunların altından nasıl kalktın?

Kısaca belirtirsem iki konuda erken ve önemli kararlar verdim. Bu kararlarda ısrar ettim ve beni umutsuzluktan, mutsuzluktan, bazılarının düştüğü depresyondan koruyan da bunlar oldu.

Ağustos 1982 gibi erken bir tarihte kendi kurduğum örgütten ayrıldım. Bu yıl 40. yılı olacak, yıldönümünde daha ayrıntılı anlatırım. Arkama bakmadım. Başka örgüt kurabilirdim ama istemedim. O sıralarda insanlar ayrılıyorlar, birliği savunuyorlar ve ayrı örgüt kuruyorlardı ve bu da bana garip geliyordu. Anlayışına yakın bir örgüte gidersin, gerekirse en alttan bile başlarsın ve ben yukarı çıkarım.

Nitekim öyle de oldu.

Bu kararın ve sonrasındaki pratiğin bana kazandırdığı en önemli özellik Yazın dergisi vasıtasıyla örgütlü sosyalist solun dışına çıkmak oldu. 11 yılı hem Avrupa hem Türkiye’de olmak üzere 28 yıl dergi çıkarmak kolay olmasa gerek. Bu dergi beni başka çevrelere götürdü. Bunlar da sol eğilimliydi, dergi zaten kültür-sanat temelinde sol bir dergiydi.

Ardından herkesin hayatını sarsan 1989-1991 geldi.

1994 gibi erken bir tarihte Marksizmle arama çizgi çektim ve bunu yazılı olarak ifade ettim. (Sosyalizmin Sorunları Dergisi Eylül 1994, bu dergi Belge Yayınları tarafından Türkiye’de de basıldı)

Bu karara önceki birikimlerimden hareket ederek vardım.

Üç kere Moskova’ya, ek olarak Alma Ata, Taşkent, Bakü ve Havana’ya gitmiştim. Yazarlar, değişik düzeylerde politikacılarla konuştum, dergi için söyleşiler yaptım ve yayınladım (iyi İngilizce bilmek büyük avantajdı tabii). Sosyalizm sonrasındaki kapitalizmde burjuvazinin bu ülkelerin komünist partilerinden çıktığını görebildim.

Bu kadardı. Bu nasıl olmuştu, hangi aşamalardan geçilmişti, bilmiyordum.

Politik olarak aktif bir insan olmayı sürdürdüğüm için insanlar yönelimimi garip karşıladı ama pek bir şey de diyemedi.

Sosyalist ülkelerin tarihiyle ilgili olarak elime geçen her şeyi –İngilizce- okumaya başladım ve hayretle Almancanın bu konuda çok sayıda kaynağa sahip olduğunu gördüm. Almancam vardı ama sosyal metinleri okumakta zorlanıyordum.

Dilimi geliştirdim, ardından üniversitenin politik bilim bölümüne başladım. Derken PDS (Demokratik Sosyalizm Partisi) üye oldum, bir yıl sonra il yönetimindeydim (Kreisvorstand). Partinin düzenlediği çok sayıda konferansa gittim. Konuşanlar Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nde önemli görevlerde bulunmuş ve bu ülkenin varlığı sona erince de solda kalmış insanlardı. İlk olarak bu ülkenin tarihine çalışmaya karar verdim.

2005’te 1989 Berlin Duvarı yayınlandı ve alanında neredeyse kült kitap oldu.

Bu arada başka konularda kitaplar da yazdım.

Teori eskiden beri benim işim sayılırdı ve bu alanda üniversite bitirerek, çok okuyarak ve yazarak kendimi geliştirdim.

Daha sonra aynı üniversitenin felsefe bölümünü de bitirecektim.

1982’den 25 yıl sonra çoğunu tanımadığım ama aynı örgütten olduğumuz insanların çağrısıyla kurdukları bir gruba katıldım.

Bakmayın ülke dışında olduğuma, ülkede yayınlanan legal yayın organlarında (Emek, Toplumsal Dayanışma) her sayıda yazım vardı ve okunuyordu. Sonra Söz dergisinde haftalık yazmaya başladım. Bir yıl kadar Özgür Gündem’de yazdım.

Sadece yazmakla bir şey olmaz; bilgi veren ve okunan yazı yazmak gerekiyordu.

Bu kadar yoğun çalışmadan sonra insan herhalde bir şeyleri başarıyor.

Bende de böyle oldu.

42 yıl önce (21 Nisan 1980) hapisten kaçtıktan sonra teşebbüs edip de başarısızlık yaşadığım iş olmadı. Bazen çok zorlandım, doğru ama yapabildim. Bu da insana büyük moral veriyor.

Sosyalizm teorisi konusunda epeyce geliştim. Bu konuyu da Geleceğe Dönüş kitabında ifade edecektim. Bu kitap da çok okundu. (Adı geçen kitapları www.enginerkinerkitaplar.blogspot.com da pdf olarak bulabilirsiniz.)

Çalışmadan, iyi bir çalışma disiplinine sahip olmadan bir şey olmuyor.

Yetenekli olmak yetmez, hem de hiç yetmez…

Erken ve doğru kararlar vermek, bu kararların arkasında durmak, teoride ve pratikte çalışmak ve çalışmak…

O zaman bir şekilde olabiliyor…

Daha yapacak çok iş var…