Şuanda 319 konuk çevrimiçi
BugünBugün2687
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10411
Bu ayBu ay10411
ToplamToplam10478835
Hiçbir teori teorik olarak doğrulanamaz! PDF Yazdır e-Posta


Teorinin doğrulanma yeri pratiktir. Uzun vadeli pratik…

Hiç uygulanamamış bir teorinin doğru olduğunu iddia edemezsiniz.

Mesela Marx’ın sosyalizm teorisi…

1848’den beri uzun bir dönem hayata geçmedi.

Bundan sonra geçebileceğini de söyleyemezsiniz. Durum en azından belirsizdir.

Bir teorinin doğruluğu onun Marx tarafından ortaya atılmış olmasından kaynaklanamaz. Bu Marksizmi din haline getirmektir. Allah kelamının yerini Marx’ın kelamı alır.

Pratiğe bakılır, teori orada ortaya çıkan sonuçlara göre düzeltilir.

Hiçbir teori kalıcı değildir. Tarih teoriler mezarlığıdır. Teoriler gelirler ve giderler.

Eskiden ayrılamadığınızda, gitmesi gerekeni savunmaya devam ettiğinizde başarısızlığı da hazırlamış olursunuz.

Çin Komünist Partisi kendisini marksist olarak görüyor ama burada marksizm belirlemesi meşruluk içindir. Savunulan marksizm ile Marx’ın yazdıkları birbirine uzaktır.

ÇKP sosyalizmin tanımını değiştirdi.

Neden değiştirmesin?

Kapitalizme karşı mutlaka Marx’ın tanımladığı sosyalizmi ve onun aşamalarını mı savunmak zorundayız?

Bunların doğruluğunun kanıtı nedir?

Yoktur!

Kapitalizmin insanlığı tahrip eden özellikleri bulunuyor.

Biz söylediğimiz için bulunmuyor, görünüyorlar.

Kapitalizmde krizler kaçınılmazdır tespitini Marx yapmıştı ama görünen bu krizler bu özellikleri nedeniyle teoride yer aldılar.

Çin, Vietnam ve Küba’daki sosyalizm, Marksist sosyalizmin özelliklerine değişik yönlerden uymaz.

Uyması şart mıdır?

Burada pazar sosyalizminin değişik versiyonlarıyla NEP’in birbirinden farklı olduklarını da belirtmek gerekir.

NEP tarım alanındaydı, pazar sosyalizmi ise hayatın bütün alanlarındadır.

Son bir nokta: SSCB’de sosyalizmin yıkılması zorunlu değildi. 1960’lı yıllarda gerekli reformları yapıp Pazar sosyalizmine yönelselerdi, sonuç böyle olmayabilirdi.

SSCB deneyinden ders alan Çin –kendileri de bunu belirtiyorlar- ne olursa olsun komünist partisini zayıflatmayın, noktasından hareket ettiler. Bir şey yapacaksanız bu güçle yapacaksınız, başka güç yok çünkü…

Gorbaçov ve ekibi ise SBKP’yi zayıflatarak işe başladı. Çok sayıda yönetici kısa sürede değiştirildi. Sonuçta toplumu belirli yönde sürükleyecek güç kalmadı. Dağılmayı bırakın engellemeyi, sınırlandıramadılar bile…

Çin’in bir başka özelliği, 1976’da Mao’nun ölümünden sonraki değişimleri deneme-yanılma yoluyla ve yavaş hayata geçirmesidir.

Gerçekçi olan da budur. Sınırlı olarak deneyeceksiniz, tutarsa devam edeceksiniz, yoksa eksikleri görüp tamamlayacaksınız ve böyle ilerleyeceksiniz.

Teorinin doğruluğu pratikte görülür, görülmüyorsa teori değiştirilir.

Bir de tabii geçmişten uzaklaşabilmek var.

Ciddi tartışmalar ve mücadeleler sonucunda “Mao’nun ciddi sol hataları vardı” saptamasına ulaşmak büyük bir adımdır.

ÇKP, Deng Xiaoping döneminde Kültür Devrimini neredeyse mahkum etti.

Geçmişin büyük başarılarını kabul ederken aynı zamanda araya çizgi de çekebilmek başarılması kolay olmayan büyük bir iştir.

Çin’i bugünkü Çin yapan iki isimden birisi Mao ise, ikincisi yukarıdaki isimdir.

Deng’den sonra gelen isimler aynı çizgiyi izliyorlar ama gelecekte değişim yaşanması pekala mümkündür.

Bütün mesele buna açık olmaktır.