Şuanda 496 konuk çevrimiçi
BugünBugün1503
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9227
Bu ayBu ay9227
ToplamToplam10477651
Nasuh Mitap PDF Yazdır e-Posta


 

 

1970 yılından beri tanırım. Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu’nun (DEV-GENÇ) yayın organı İleri Dergisi’nin Ocak 1971 tarihli son sayısının yazı işleri sorumlusu olmam nedeniyle SBF yurduna sık gidip gelirdim. Oradan tanışırız.

1975 sonrasındaki ilişkimiz ise tümüyle çatışma düzeyindedir. Kamuoyunda Acilciler olarak tanınacak örgütün en fazla bilinen insanıydım ve zamanın Devrimci Gençlik’i de bizi –haklı olarak- başlıca rakibi olarak görüyordu.

1975-1980 döneminde devrimci hareketin önemli özelliklerinden birisi sol içi çatışmadır. Kişinin kendisi dışındaki örgütlerden olanlara karşı nasıl davrandığı benim için önemli bir kriterdir. Önemli teorik farklılıklar, zıtlaşmalar ve hatta küfürleşmeler de olabilir; bir adım daha attığınızda başka bir düzleme geçersiniz: Tarafların yıllarca unutmayacağı öldürme düzlemine…

Sonraki adıyla Devrimci Yol olan örgütle aramızda öldürme düzeyinde çatışma olmadı. Olması için her neden vardı aslında ama olmadı ve bu da ancak iki tarafın dikkatli davranmasıyla açıklanabilir.

1976’de Beylerdere’sinden sonra Nasuh Mitap’ın başını çektiği İlker Akman’a karşı açılan “şizofrendi, ruh hastasıydı” çirkin kampanyası yaşandı.

Devrimci hareketin tarihinde hiçbir devrimciye karşı bu kadar rezil bir kampanya açıldığını hatırlamıyorum.

Politik çizgimize karşı olabilirsiniz. İkinci Kızıldere olarak da anılan Beylerdere’sinin etkisini azaltmak da isteyebilirsiniz; bunlar normaldir ama insan bu kadar da düşmemelidir.

1976 yılının ilk altı ayında Ankara’da bulunduğum için bu çirkin kampanyanın bire bir tanığıyım diyebilirim.

Bu konuda daha fazla bilgi edinmek isteyenler www.ilkerakman.blogspot.com daki yazılara bakabilir.

Bir başka önemli nokta daha bulunuyor.

Nasuh Mitap 1990 veya 1991’de hapishaneden çıktı ve 2014’te öldü.

Bu arada, 23-24 yıl boyunca ne yaptı; kocaman bir hiç.

Kişinin önceki yıllardaki kadar aktif olması gerekmez, keza aynı örgütte bile bulunması gerekmez. Devrimcilik aynı zamanda teorik ve/veya pratik anlamına geliyorsa eğer, Nasuh Mitap tahliye olduktan sonra devrimciliği bıraktı.

Mandırasının başına geçti, iyi bir üretici oldu ve Kırklareli valisinden vergi rekortmeni olarak takdirname de aldı. İlgili haber ve fotoğraf zamanın Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanmıştır.

Kişinin 23-24 yıl gibi uzun bir süre devrimciliği bırakmasına değinmeden onu daha önceki yıllardaki militanlığıyla anmak büyük bir eksikliktir. Bunu yapan insanların hala 1975-1980 dönemini yaşamaktan kurtulamadıklarını gösterir.

Çok sayıda insan maalesef hala bu dönemde yaşıyor.

1975-1980 döneminde zıt kutuplardaydık. Nasuh Mitap’ın örgütünün gelişmesi için harcadığı büyük çabaya, militanlığına –İlker Akman’a karşı açılan çirkin kampanyadaki başrolünü unutmamak şartıyla- diyeceğim bulunmuyor.

Anılsın ama tahliyeden sonra devrimciliği bıraktığı da unutulmasın.

Unutursanız, benzerini yapanlara yönelik eleştiri hakkınız da kalmaz.