Şuanda 180 konuk çevrimiçi
BugünBugün1316
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9040
Bu ayBu ay9040
ToplamToplam10477464
2022-2023 PDF Yazdır e-Posta


Yılsonu yaklaşıyor, her yılsonunda yaptığım gibi geçen yılı değerlendirip gelecek yıl için planlarımı belirtmeliyim.

Önce geçen yılsonunda yazdığım yazıya baktım.

Arnavutluk kitabı planlandığı gibi yayınlandı.

Yazın’dan Seçmeler 3 çıktı, ek olarak 4 de çıktı, 5 de önümüzdeki yılın ilk aylarında çıkar.

Yaklaşık 30 yıl sonra ilk öykü kitabım çıktı: Adını unutan sokak. Öykülerin çoğunluğu 2021’de yazılmıştı ama yayınlanması 2022’de oldu.

2022’de yayınlanan video sayısı 100’den biraz fazla…

Videolarda büyük bir dinleyici artışı yaşandı.

En önemli video dizisi –benim için tabii- Çin ile ilgili olandı. 10 videoda Çin’in 35 yılda geri bir ülkeden dünya çapında bir güce nasıl dönüştüğünü inceledim.

Yugoslavya konusunun incelenmesi sonraya kaldı…

Sitedeki yazılar –Facebook’ta da- yine sürdü.

Son iki aydır www.göç.com a haftada bir göç ve sürgünlükle ilgili yazı yazdım.

Almanya’da yayınlanan Sürgün dergisinin iki sayısında ikişer yazım yer aldı.

Son sayı henüz çıkmadı. Önceki sayıda yer alan sürgünlükle ilgili iki yazıyı sitede yayınlamıştım. Bunlar iyi yazılardır ve alanlarında yeni bir değerlendirme getirmektedir.

Son video konusu yapay zeka hakkında 5 video yapıldı, 6. gelecek, daha sürer mi, bilmiyorum.

İnsanlar spekülasyon temelinde değerlendirilmeyen önemli bir konuya büyük ilgi gösteriyorlar.

2022 performansı için iyi denilebilir.

2023 için plan nedir?

Bir öykü kitabını daha bitireceğim. İki öykü zaten yazdım.

Önceki yazıda açıkladığım roman konusunda somut adımlar atacağım.

Videolar sürecek, konu çok…

Bilim felsefesi konusuna daha ayrıntılı girmeyi düşünüyorum. Bazı dinleyiciler konuyu özellikle istemişlerdi, benim de ilgi duyduğum bir konudur.

Videolarda yapmak istediğim, hangi konuysa artık, onu açıklamaktır.

Çeyrek akıllı tiplere laf yetiştirmek istemiyorum, zaman harcamaya değmez.

Mesela felsefe ile ilgileniyorsanız ki bu iyi bir şeydir, üniversiteye gidin ve felsefe bölümünü bitirin. Türkiye’de felsefe eğitimini övecek değilim ama felsefe kendi başına öğrenilmez, o eskidendi. Üniversiteye giderek, hocayla ve diğer öğrencilerle tartışarak öğrenilir. Felsefe bir düşünme tarzıdır; Hegel şunu demişti, demek değildir.

Frankfurt’taki Goethe Üniversitesi gibi tanınmış bir yerde felsefe bölümünü bitirdim ama bunlar kadar iddialı konuşmuyorum.

Bazıları iyi niyetli olabilirler ama bu iş böyle yapılmaz, felsefe kendi kendine öğrenilmez.

Bilim felsefesi mi dediniz?

ODTÜ kimya bölümünü bitirdim, ardından teorik kimyada yüksek lisans yaptım: Teorik kimya; kimya, modern fizik ve matematik karışımı bir daldır. Bu alanla ilgim de hiç kesilmedi ama en önemlisi konunun temelini eğitimle öğrendim.

Parçacık mekaniğiyle ilgili birkaç yazı gördüm; ne diyeyim, yazan konuyu bilmiyor. Mutlaka okumuş ama anlamamış.

Bunlarla uğraşmanın ne gereği var?

Aklıma yıllar önceki bir tartışma geldi.

Üç Kürt kadın aralarında eğitim çalışması yapıyorlar.

Dediler ki, biz Heisenberg’in belirsizlik İlkesi’ni eleştireceğiz.

Olabilir tabii, eleştirilmeyecek bir şey yoktur ama temellendirmek şartıyla…

“İçinizde fizik eğitimi görmüş olan var mı?” diye sordum.

Yok!

Heisenberg’i eleştirmek için üniversite düzeyi yetmez, en az doktora yapmış olmak gerekir. Aksi durumda “cahillik insanı konuşturur” kategorisine girersiniz.

Sonra galiba vazgeçtiler…

Yukarıda saydıklarıma ek olarak Çin’in 1978 sonrası –Deng Xiaoping dönemi- tarihini yazabilirsem –ama bu fazla iddialı olur gibime gelir, bu konuda önemli adımlar atabilirsem- 2023 programı dolmuş demektir.

Sağlığım iyi. Bu yıl 4-5 gün kadar grip benzeri kötü hasta oldum ama geçti.