Kuran yakma eylemi gerçekte Türkiye’ye verilmiş mesajdır: biz buyuz, özgürlük anlayışımız budur; hoşunuza giderse!

Bundan sonra da iki ülkenin hükümetleri arasında değişik düzeylerde görüşmeler yapılabilir ama buradan bir şey çıkmaz.

On yıldır Suriye ile ilgili kaç barış konferansı yapıldı, hatırlamıyorum. Görüşmeye değil gerçek olana bakmak gerekir.

İsveç’in NATO üyeliğinden vazgeçmesinin başlıca iki nedeni vardır.

Birincisi; Türkiye’nin kişi iadesi taleplerini yerine getirilemez bulmasıdır.

İsveç’te sağcı hükümet yeni seçilmiştir, ülkenin yıllardır gördüğü en sağcı hükümettir ama ne kadar sağcı olursa olsun İsveç’in yasa hakimiyeti olan ve fikir özgürlüğüne büyük değer veren yerleşmiş değerlerini çiğneyemez.

Tek neden bu değildir.

İkincisi; İsveç’te “Rusya ülkemizi de işgal edebilir” endişesi kaybolmasa bile zayıflamıştır. Ukrayna savaşında istediği hızlı sonucu alamayan ve zorlanan Rusya’nın İsveç ile de savaşa girmesi herhalde düşünülemez.

“İşgal paranoyası” sadece İsveç ve Finlandiya’da değil Almanya’da bile özellikle ABD’ye yakın çevreler tarafından körükleniyor. Zelenski’nin de başka bir şey yapması düşünülemezdi.

Berlin Duvarı yıkılmadan önce Kızıl Ordu birlikleri Demokratik Almaya Cumhuriyeti’nde bulunuyordu. Batı Almanya o yıllarda da NATO üyesiydi. O zaman bile işgal tehlikesi yok iken, şimdi mi var?

İsveç’in NATO üyeliğinden vazgeçmesiyle Türkiye önemli bir baskı aracını kaybetti.

Finlandiya’da da benzer gelişme olacağını tahmin ediyorum.