Şuanda 499 konuk çevrimiçi
BugünBugün1506
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9230
Bu ayBu ay9230
ToplamToplam10477654
Özgüvenin çocuğa geçmesi PDF Yazdır e-Posta


Çocuklar iyi gözlemcidirler. Büyüklerdeki altı dolu ya da gösteriş olmayan özellikleri taklit ederler. Sizin yapacağınız bu taklidi kolaylaştırmaktır. Çocuğu şu veya bu yönde zorlamanız gerekmez, o zaten o yönde gider. Beklediğinizden daha az olabilir ama o kadarı da olsun artık…

Altı dolu özgüvene sahip olmak önemlidir ve neyi yapmaya yönelirseniz yönelin başarının önemli önkoşullarından birisidir.

Bu özgüven kendiliğinden oluşmaz, yıllar boyunca biriken başarılar temelinde oluşur.

Çocukta henüz bu düzeyde başarı yoktur ve ondaki özgüven esas olarak “yaparım, neden olmasın?” anlayışına dayanır.

Yapamayabilir de…

Burada hataya yaklaşım önemlidir. Hiç kimse hata yapmadan öğrenmemiştir. İnsan öncelikle hata yapmamayı değil, hatanın sonuçlarının altından kalkmayı öğrenmelidir.

Ne demişler, düşmez kalkmaz bir Allah!

Kalkmasını bileceksin…

Çocuk bunu yaparak öğrenir…

Bazı büyükler vardır –sayıları da az değildir- çocuğun neredeyse her şeyine karışırlar. Aman hata yapmasın, anlayışı…

Bu anlayıştan iki tür insan çıkar:

Ya pısırık, hata yapmaktan sürekli çekindiği için inisiyatifsiz bir tip…

Ya da görünürde özgüveni yerinde olan gerçekte ise altı boş, palavra bir tip…

Herkes hata yaparak ve düzelterek öğrenmiştir, bunu unutmamak gerekir.

Konuyla ilgili önceki yazı beklentimin üzerinde ilgi gördü, çok kişide yıllar öncesinde kalmış çocuk ya da çocuklarıyla ilgili sorun bulunuyor.

Herkesi tanımadığım için ancak genelleme temelinde konuşabileceğim…

Hayatınızda daima ortalamaya bakın…

Başarılı olduğunuz konular vardır, olmadıklarınız vardır. Başarı ya da başarısızlığı genelleştirmeyin, böyle yapmaya kalkanlara da aldırmayın.

Değerlendirme ortalamaya bakılarak yapılır.

Çocuklarınızla ilgili konulara da böyle bakın…

Herkesin olduğu gibi sizin de mutlaka eksikleriniz, hatalarınız vardır.

Başardıklarınız da vardır ve bunların ortalamasını alın.

O zaman kendiniz hakkında daha objektif bir görüşe ulaşmış olursunuz.

Kendinizi de her şeyin sorumlusu olarak görmeyin…

Sadece erkekler değil tadınlar da çocukların gelişmesinden sorumludur.

Kızlarına psikolojik işkence yapan anneler tanıdığım için bunu özellikle belirtiyorum. Hayata olan hınçlarını kızları üzerinden almaya çalışıyorlardı.

Böyle bir kızın psikolojisinin nasıl olacağını tahmin edebilirsiniz.

İnsan anne-babasını kendisi seçemiyor ve ilk sosyalizasyonunu ailede yaşıyor. Burada olumsuz bir yaşantı pekala ağır basabilir. Bu yaşantının etkilerinden ilerdeki yıllarda kurtulmak artık büyümüş olan çocuğun sorumluluğundadır.

Bunu yapamıyorsa asıl sorumluluk ondadır, başkasında değildir.

Çocuklar büyüdüklerinde önceki yılların olumsuz etkilerinden esas olarak kendi çabalarıyla kurtulabilmelidirler. Bu kurtulma tam olmayabilir, genellikle olmaz da çünkü çocuklukta gelecekteki kişiliği belirleyen temeller atılır ama bunlar değiştirilebilir, en azından esnetilebilir.

Bunu yapacak olan da büyümüş olan çocuğun kendisidir.

Yapmayı bile denemiyorsa kendini bilir.

Bir şeyi unutmayın:

Çocuk insan hayatında geçeci bir dönemdir. Doğar. büyür ve sonra gider...

Herşeyi çocuğa endekslemeyin; böyle bir tutum en başta ona zarar verecektir.