Şuanda 191 konuk çevrimiçi
BugünBugün1327
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9051
Bu ayBu ay9051
ToplamToplam10477475
Konuşmak ve yapmak... PDF Yazdır e-Posta


Sosyal medyanın önemli işlevlerinden birisi de insanların kendilerini ajite etmeleridir. Kendinizi ve hele yandaşlarınız da varsa iyice ajite edince isteğinizi neredeyse yapmış kadar oluyorsunuz ve bu duyguyla da unutuyorsunuz. İçinizdeki tatmin duygusu unutmanızı hızlandırıyor. Sonra diyelim aradan beş yıl geçiyor ve yapmayı istediğiniz iş neredeyse olduğu gibi duruyor ya da sizin ve yandaşlarınızın istediğinden oldukça farklı gerçekleşmiş oluyor.

Dün sayılabilecek kadar yakın dönemden örnek vereyim.

Görenlerin belirttiğine göre Antakya’nın yaklaşık üçte ikisi yıkılmış ve ölü sayısı da resmi açıklamanın üzerindedir.

Bazıları “Antakya artık yok” derken, başkaları da büyük yıkımı kabul ederek şöyle diyor: “Antakya yıkıldı ama yok olmadı, yeniden yapacağız.”

“Antakya yok diyenler” büyük yıkımdan söz ediyorlar, “yok” demek bu anlamdadır.

Sayısını bilmiyorum ama büyük göç var. İnsanlar özellikle Mersin ve Tarsus’a gidiyorlar. Daha uzak yerlere gidenler de mutlaka vardır. Bunların –oranı bilinmemekle birlikte- küçük olmayan bir bölümü dönmeyecektir. Ya da kentin nüfusunda önemli değişim olacaktır.

Daha önemlisi şudur: “Yeniden yapacağız” diyenlerin bu konuda uygulanabilir bir planı var mıdır?

Ne istediğinizi biliyorsanız ama buna ulaşmak için uygulanabilir planınız yoksa, ne istediğiniz önemli değildir. Hakkında çok ama çok konuşulacak, yapılamayacaktır, ajitasyon düzeyinde kalacaktır.

İki ay sonrasındaki seçimde diyelim ki devlet başkanı ve Meclis’in yapısı değişti; emin değilim ama böyle oldu diyelim. Ülkede çok şey değişmeyecektir. İsteseler bile –ne kadar isteyecekleri de ayrı konudur- değişim uzun zaman alacaktır. Yirmi yıldır kazanılmış alışkanlıklar, yerleşmiş kadrolar ve işleyişler bulunuyor. Bunların az sayılamayacak bir bölümü hemen saf değiştirecek ve ne kadar demokrat olduğunu anlatmaya çalışacaktır.

Ülke sağı fazlasıyla oynaktır; dün karşı olduğunu ve hatta bu konuda aktif tutum aldığını bugün onaylamaktan rahatsız olmaz. Bu insanlarla da fazla gidilmez çünkü güç dengesi biraz olsun değiştiğinde yine oynayacak, saf değiştirecektir.

Bu durumda sormak gerekir: bir yeri yeniden yapacaksanız, planınız nedir?

Şimdiki hükümet de, bundan sonra gelecek olan da yeniden yapacaktır ama bu yeniden yapış istediğinize uygun değildir.

Bu sürece nasıl müdahale edeceksiniz? Sosyal medyada konuşmakla, protestolar yapmakla, kampanyalar açmakla bir şey olmaz.

Sürece nasıl müdahale edeceksiniz?

Bunun planını ortaya koymadan –uygulamada değişiklikler yaşayabilir- konuşmak hiç anlamlı değildir.

Bu örneği deprem çerçevesinde ve dışında kalan çok sayıda örneğe uygulayabilirsiniz.

Kendinizi daha az ajite edin ve yapmanın yollarını düşünüp uygulamaya başlayın.

Ne kadar yapabiliyorsanız…