Şuanda 388 konuk çevrimiçi
BugünBugün1442
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9166
Bu ayBu ay9166
ToplamToplam10477590
Toprak devrimi konusu PDF Yazdır e-Posta


1960’lı yıllarda Latin Amerika ülkelerindeki gerilla savaşlarında ortak talep toprak dağıtılmasıdır. Latin Amerika ülkelerinin yapısı kapitalisttir, tarımda feodalizm yoktur ama buna rağmen toprak dağıtılması önde gelen bir taleptir.

Bu nasıl oluyordu?

Bu ülkelerin tarımında latifundista adı verilen ve kapitalist tarım yapılan büyük işletmeler vardır. Küçük köylülük bu işletmelerden toprak kiralayarak üretim yapar ve bu toprağa sahip olmak ister.

Küba devriminde de Sierra Maestra yıllardan beri küçük köylülüğün orduyla çatışma yaşadığı bir alandır. Küba tarımında feodalizm yoktur ama köylünün toprak talebi vardır.

Benzer bir tarımsal yapı bizde bulunmuyordu. 1960’lı yıllarda toprak işgalleri vardı ama toprak talebini ülke çapında genellemek mümkün değildi. Ülkede topraktan kaçış vardı. Küçük köylü toprağını büyük işletmelere kiraya veriyor ve kente gidiyordu. Kente giderek yeni gelişen montaj sanayisinde iş bulup çalışmak, oradan belki Almanya’ya gitmek gelir yönünden daha çekiciydi.

Latin Amerika’daki gerilla savaşlarında kırların temel savaş alanı seçilmesi –bu anlayış Venezüella gibi kent nüfusunun yüksek olduğu ülkelerde birleşik devrimci savaş olarak değişecek, Uruguay’da Tupamaros ile tümden bırakılacaktı- sadece “düşmanın zayıf karnı” tespitine değil, köylülüğün toprak talebine de dayanır.

Tarımda kapitalizmin hakim olması, toprak talebi olmadığı anlamına gelmez.

Latin Amerika ülkelerindeki tarımsal yapıyla bizdeki birbirinden farklıydı.

Orada tarımda kapitalizm bizdekinden daha fazla gelişmişti, buna rağmen köylülüğün toprak talebi vardı.

Latifundista adı verilen büyük tarım işletmelerinde yabancı sermaye de vardı. Mesela United Fruit Company gibi… Bizde ise 1960’lı yıllarda tarımda yabancı sermaye yoktu.

Önceki yazıda Mahir Çayan’ın tespitleriyle ilgili olarak belirleme yaparken O’nun görüşlerinin evrimine girmedim. Daha önce MDD’yi savunuyordu, sonra bu görüşten ayrılarak kapitalizme karşı devrime yönelecekti.

Bu ayrılma tam değildir ama gerçekleşmiştir.

Kesintisiz Devrim II-III’te köylülüğün sınıfsal ayrışmasını devrimin temel ve yedek güçleri konusunda açık olarak belirtmek bu ayrılmayı gösteriyordu.