Devlet başkanlığı seçiminde iki aday arasındaki fark az olduğu için ülke dışındaki seçmenin yarısına yakınını barındıran Almanya kıymete bindi.

Gazete Duvar’da Mühdan Sağlam Almanya için seçim araştırması yapmış ama ulaştığı sonuçların bir bölümünü inandırıcı bulmadım. Kendisi Almanya’da Türkçe konuşan yetişkinleri seçmen olarak gördü sanıyorum. Gerçekte ise değiller. Çok sayıda Türk ve Kürt sadece Alman vatandaşı olduğu için Türkiye seçiminde oy kullanamaz. Bu nedenle Almanya’da yapılacak bir seçim araştırmasında sorulacak ilk soru, “oy kullanabiliyor musunuz?” olmalıdır. Ardından hangi partiyi seçeceği sorulabilir.

Oy kullanabilmek için ya TC vatandaşı olmak ya da çifte vatandaş olmak gerekiyor.

Sağlam’ın bir sonucu doğru bence; AKP açık farkla birinci parti durumundadır. Önceki seçimde yüzde 50’den biraz fazla alırken CHP ve HDP yüzde 16’şar almışlardı.

Bu seçimde CHP’nin büyük çıkış yapacağını tahmin ediyorum.

Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiyeli seçmenler neden özellikle Almanya, Fransa ve Hollanda’da daha çok AKP’yi seçiyor?

Bu üç ülke seçmen sayısının çokluğu bakımından önemlidir. Seçmen sayısı az olan bir ülkede isterseniz yüzde yüz oy alın, genel sonucu çok az etkiler.

Bildiğim için sadece Almanya için konuşayım…

Bu sitede yer alan “bölünmüş politik kimlik” yazısını okuyun. Yaşadığı yerde sol ya da sola yakın partileri, Türkiye’de ise sağı seçmek yeni değildir. O yazıda 25 yıl önce Fransa’nın küçük bir kenti olan Muhlhouse’da MHP’lilerin Fransız Komünist Partisi’ni desteklediklerini yazmıştım. Gerekçeleri, bu partinin göçmen haklarını diğerlerine göre daha iyi savunmasıydı.

Kişi çıkarına göre seçim yapıyor, rasyonel bir tercih, öyle değil mi?

Benzeri Almanya’da vardır.

Bölünmüş politik kimlik Türkler ve Kürtlere özgü değildir, başka halklardan göçmen gruplarında da vardır.

Almanya’da Hıristiyan Demokratların göçmenlere yönelik politikalarını değiştirmeleriyle birlikte bu partinin göçmen kökenli Alman vatandaşları arasındaki oy oranı da arttı.

Türkiye’de sağcı olan Almanya’da da sağcı olmaya başladı ama bölünmüş politik kimlik bitmedi.

Birileri çıkıp diyecektir ki, “biz ülke dışında oy kullanılmasına karşıyız.”

Sizi ikna etmek için çalışmayacağım. Siz karşı olun, buna devam edin, buradakiler de oylarını kullanmaya devam etsinler.

Anlayın artık, sizi umursayan yok, istediğinizi düşünebilirsiniz.

İstediğiniz partiye daha fazla oy çıksaydı, sesiniz çıkmayacaktı; bunu da biliyoruz.

Kısacası ne isterseniz onu düşünün!

Almanya’da önceki seçimde oy kullanma oranı yüzde 50 kadardı, bu seçime büyük ilgi var ve oranın en az yüzde 70’e çıkmasını bekliyorum.

Bir nokta daha var: AKP açık farkla önde bulunuyor çünkü sadece seçim döneminde değil aradaki yıllarda da ciddi olarak çalışıyorlar. Belirttiğim gibi kadınları özellikte aktiftir.

Sosyal medya ve televizyonlar bir şeydir ama yüz yüze ilişkinin yerini tutamazlar.