Şuanda 322 konuk çevrimiçi
BugünBugün243
DünDün3402
Bu haftaBu hafta7967
Bu ayBu ay7967
ToplamToplam10476391
Çin'i yazarken... PDF Yazdır e-Posta


Çin sosyalizmi (1949-2022) kitabını yedi bölüm olarak planlamıştım, giriş ile birlikte sekiz bölüm diyelim. İlk iki bölüm bitti ve geldim zor bir bölüme: 1949 öncesi…

Bu bölümün zorluğu içerik olarak yoğun ama kısa olmasıdır. 19. yüzyılda Çin’in sömürgeleştirilmesinden başlayacağım ama Çin kültürüne de değinilmesi gerekiyor: Konfüçyüs öğretisi. Çin’in kapitalist ülkelerle yaptığı ve kaybettiği savaşları birkaç cümleyle geçeceğim ve 1911 devrimine geleceğim… Sonra komünist partisinin kuruluşu, III. Enternasyonal ile görüş ayrılıkları ve 1949’a giden süreç…

Bu bölümün ağırlığını Marksizmin Çinlileşmesinin başlangıcının anlatılması oluşturmalıdır diye düşünüyorum.

Malzemeyi ayıklamak ciddi sorun tabii…

Konfüçyüs öğretisinin ilkelerini yazdım ama zaman içinde gösterdiği değişiklikleri anlatmadım. Kitabın amacı açısından hem gerekli hem de değildir. Gereklilik şuradan geliyor ki, Çin apayrı bir kültüre sahip ve bu kültür biraz olsun anlaşılmadan Çin’deki tarihsel gelişmeyi anlamak zordur. Kültür Devrimi bölümünde yeniden konuya döneceğim.

Konfüçyüs Öğretisi sonuçta bir ahlak öğretisidir ama Batı felsefesi ve ahlak anlayışından farklıdır.

Batı’da felsefe ve ahlak bireyi merkez alır.

Çin dilinde Konfüçyüs Öğretisi’nin temel kavramı “ren” olarak adlandırılır. Sinologların ortak anlayışına göre bu kelime Batı dillerine çevrilemez, karşılığı yoktur.

“Ren” kişiyi değil, en az iki kişi arasındaki ilişkiyi anlatır.

Öğretinin temeli de kişiler arasındaki ilişkilerin düzenlenmesidir.

Bu kişiler aile bireyleri olabileceği gibi, imparator ve tebaası da olabilir.

En az iki kişi arasındaki ilişkide görevler karşılıklı olarak belirlenmiştir.

Bunlar ayrıntılı kurallardır.

Mesela anne-çocuk ilişkisi belirlenirken sekiz çeşit anne tanımı yapılır. Birkaçını sayarsak:

Normal anne, üvey anne, babayla nikahsız yaşayan anne, boşanmış anne, yeniden evlenmiş anne; bunların her birisiyle çocuk arasındaki ilişki hakkında kurallar, karşılıklı görevler vardır.

2000 yıldan uzun bir tarihi olan bu öğretiyi zayıflatmak bile kolay değildir ve Mao döneminde de başarılı olunabildiği söylenemez.

Almanya’da kitap piyasası Çin felsefesi tarihiyle ilgili kitaplarla dolmaya başladı. Başka bir uygarlık, başka bir kültür, başka bir felsefe ve Çin’in hızlı yükselişi bu ülkenin en az 2000 yıllık felsefesinin öğrenilmesini gerektiriyor.

Yazanlar Sinologlar yani Çin dili, tarihi ve kültürü hakkında üniversite eğitimi görmüş olanlar…

Oralara kadar gitmeyeceğim…