CHP ve müttefiklerinin kaybedilen hem devlet başkanlığı ve hem de milletvekili seçimleriyle ilgili değerlendirmelerini ayrıntılı izlemiyorum, gerek yok ama okuyabildiğim kadarında bile bilinen anlayış görülüyor: herkes sorumludur, biz hariç!

Sağın bir bölümü CHP’yi güzelce kullandı!

Kendi başına seçime girse yüzde 1 oy olamayacak olanlar, CHP kontenjanından çok sayıda milletvekilliği kazandılar.

Neden kullanmasın?

Kullandırtmasaydın kendini…

CHP sağı mümkün olduğunca bir araya toplayarak AKP ve ortakları karşısında başka bir sağ cephe kurmaya çalıştı, kurdu da ama yeterli olamadı.

HDP’ye yönelik politikaları ise başarılı oldu denilebilir: eliniz mahkum, bizi seçeceksiniz anlayışları doğru çıktı. Ümit Özdağ ile son dakika anlaşmaları olmasaydı Kürt seçmenden daha fazla oy alabilirlerdi.

Sağ cephe anlayışı gözlerini o kadar kör etmişti ki sadece gelene bakıyorlardı. O gelenin kimlerin gitmesine neler olacağı akıllarına bile gelmiyordu.

Seçim değerlendirmesiyle ilgili komedi düzeyindeki bir başka yaklaşım Suriyelilerle ilgilidir.

Doğru mudur bilmiyorum ama 1,5 milyon kadar Suriyeli vatandaş olarak oy kullanmış…

Ne var bunda?

On yıldır ülkede yaşayan Suriyeli vatandaş olamaz mı?

TC vatandaşları Fransa’da 5, Almanya’da 8 yılda vatandaş olabiliyor da, bizdeki Suriyeli neden olamasın?

Yüksek para karşılığında vatandaşlık başka ülkelerde de bulunuyor.

Yüksek yatırım yapıyorsunuz ya da pahalı emlak alıyorsunuz, birkaç yıl –kesintisiz olmasa bile- ülkede kalıyorsunuz ve vatandaş oluyorsunuz.

Ülke dışında oy kullanılmasına karşı çıkmak ise komediden başka bir şey değildir.

Bunlarla tartışmak gerekmez; siz konuşun, biz yaparız; hepsi bu kadar!

Almanya’da Kılıçdaroğlu yüzde 65 oy alsaydı hiç itirazları olmayacaktı…

Boş ver bunları, konuşsunlar…

Haydi yine iyisiniz: Önümüzde yerel seçim var ve ülke dışında yaşayanın oy kullanma hakkı bulunmuyor.

Hiçbir şey söylemeyen HDP bileşenlerinin seçim değerlendirmesine değinmeye gerek bulunmuyor.