21. yüzyılın kimin yüzyılı olacağının belirlenmesi için henüz çok erkendir ama devletlerin ve örgütlerin hevesleri erkeni dikkate almıyor.

On yıl kadar önce “Kürt yüzyılı”ndan söz edilirdi. Türkiye İdlib’i henüz işgal etmemişti ve Suriye’nin kuzeyindeki Kürt bölgesinin Akdeniz’e kadar yayılacağı düşünülüyordu.

Olmadı ve Kürt yüzyılı belirlemesi de duyulmaz oldu.

Şimdi Türk yüzyılından söz ediliyor.

Türk yüzyılından amaç, Türkiye’nin küresel güç düzeyine ulaşmasıdır.

Ülke “geniş Ortadoğu” (Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya) olarak bilenen alanda yıllardan beri bölgesel güç durumundadır: Afrika’da Çin’den sonra açık farkla da olsa ikinci etkili ülke durumundadır. Türk televizyon dizileri özellikle Latin dünyasında –İspanya ve Latin Amerika- ve ek olarak Balkan ülkelerinde geniş alıcı bulmaktadır. Türkiye bu alanda -açık farkla da olsa- Hollywood’dan sonra ikinci durumdadır. Silah sanayisi kurmuştur ve silah ihraç etmektedir.

Denilebilir ki, bu ekonomiyle küresel güç olunamaz. Türkiye bu ekonomiyle geniş bir bölgede önemli güç olabildi, bunu unutmamak gerekiyor. Her şeyi ekonomiye bağlamak tipik bir marksist düşünce tarzıdır ve iflas etmekten bıkmamıştır.

Türkiye küresel ekonomik güç olmak isterken amacını çatışmalara müdahale edebilmek, küresel düzeyde önemli gelişmeleri yönlendirmekte pay sahibi olmak olarak formüle ediyor.

Ukrayna tarım ürünlerinin gemilerle özellikle Afrika ülkelerine gönderilmesinde arabuluculuk yapan Türkiye önemli bir gelişmenin sağlanmasında etkili olmuş ve bunu da mevcut ekonomisiyle yapmıştı.

Ukrayna’dan gelen gemiler dolusu tahılın Afrika ülkelerine ulaşmaması halkının beslenme durumu zaten iyi olmayan bu bölgede kıtlık tehlikesine yol açacaktı. Rusya kıtlığın nedeni olarak görünmek istemiyordu ve Afrika ülkeleri de Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’ya karşı açık tavır almamıştı. ABD bu amaçla çok uğraşmış ama çok sayıda ülkeyi ikna edememişti. Uzlaşma için şartlar hazırdı, sadece uygun bir arabulucu gerekiyordu ve bu da Türkiye olacaktı.

Türkiye’nin SİHA, tank ve çok sayıda asker taşıyabilen çıkarma gemisi yapması ilginçtir. Bu gemi nereye çıkarma yapmak için kullanılacaktır? Karadeniz’de Rusya’ya karşı değil herhalde, Yunanistan’a karşı da kullanılamaz; bu durumda tek yer Afrika kıyıları kalmaktadır.

Böyle bir gemi yapılırken nerede kullanılacağının planı da yapılmış olsa gerektir.

Bakalım, göreceğiz.

21. yüzyıl için “Çin yüzyılı” demek –belirlemenin erken olmasını da unutmadan- gerçekçi gibi görünmektedir.

İngilizcede bu isimde kitaplar yayınlanmaya başladı.

Belirleme için zaman erkendir; bakalım, göreceğiz…