Tarih incelemesi gerçekte bugünün incelenmesidir ve tarih incelemesinin asıl amacı onun aşılmasıdır. Bu konuda TDAS’ın Tarihi kitabına bakabilirsiniz. Kitap www.enginerkinerkitaplar.blogspot.com da ve Google Drive’da TDAS Kitaplık aranarak bulunabilir.

Şekillenmiş bir tarih incelemesi anlayışına sahip olmadan yapılacak tarih incelemesi gerçekte kronolojik sıralamadır.

Tarih incelemesi artık daha fazla bugüne yaklaşıyor denilebilir.

Mesela birkaç örnekte 20. yüzyıldaki sosyalist kuruluşların yıkılmasını inceledim. Bunlardan önemli sonuçlar çıkıyordu. Mesela küçük üreticiliğin sosyalist devrimdeki rolü gibi… Bu kesim işçi sınıfından daha önemli rol oynamıştır. Çin, Vietnam, Arnavutluk’ta sosyalist devrim sırasında proletarya mı vardı? Başka örnekler de verilebilir.

Video yayınında şimdi lümpen proletaryaya başladım. Bunu işçi sınıfının değişen yapısının incelenmesine giriş olarak görebilirsiniz. Bölünmesi ileri derecede gelişen, eski özelliklerini kaybeden –mesela toplu davranabilme yeteneği gibi… Bu yetenek büyük üretim birimlerinde çok sayıda işçinin birlikte çalışmasından kaynaklanıyordu. Böyle birimler çok azaldı.

Ulusal ölçekte bile böyleyken, uluslararası ölçekte durum daha kötüdür. “Bütün ülkelerin işçileri birleşiniz” belirlemesi temenni olarak kalmıştır. Sürekli tekrarlanır ama olmaz ve olmaz.

Bir başka önemli inceleme konusu Çin’dir. Çin’deki gelişme 20. yüzyıl sosyalizminin başarısızlığına ve mevcut kapitalizme karşı cevap getiriyor. İncelerseniz, kabul edersiniz veya etmezsiniz ama önce öğrenmeniz gerekir.

Şurası açıktır: küresel kapitalizmle bağlantı içinde olmadan sosyalist gelişme mümkün değildir. Stalin dönemindeki sosyalist modernleşme farklı bir kapitalizmde ve farklı bir dönemde mümkündü.

Sadece Çin değil Vietnam ve Küba da –aralarında farklılık bulunmakla birlikte- aynı anlayıştadır.

Nasıl Marksizmin bileşenleri çok sayıda alanda yıprandıysa, aynısı Rus devrimi için de geçerlidir.

Bütün bunların üzerine gelecek farklı bir kapitalizm analizi gerekiyor.

Bunlar teorik olarak yavaştan şekilleniyor.

İngilizcede Nancy Fraser, Almancada Michael Brie gibi… Fransızcada da mutlaka vardır. Kitap okuyacak kadar Fransızcam yok ama bu dilde yayınlanan her önemli yapıtın kısa sürede Almancaya çevrilmesine güveniyorum.

Bu gelişme diyelim 30 yıl önce hayal gibiydi ama yavaştan gerçekleşir gibi görünüyor.

Bunları yakından izlemek ve yapılabildiği oranda katkınızı sunmanız gerekir.