Şuanda 266 konuk çevrimiçi
BugünBugün199
DünDün3402
Bu haftaBu hafta7923
Bu ayBu ay7923
ToplamToplam10476347
Çin sosyalizmi kitabı herhalde bitecek... PDF Yazdır e-Posta


Herhalde diyorum çünkü bir ara bu kitabı yazmak uzayacak endişesine kapıldım. Aceleye gerek yok, biliyorum ama fazla uzatmaya da gerek yok…

Konudan ayrılmamak önemlidir. Çin büyük bir konudur ve bu nedenle de kitabın amacını iyi belirlemek ve amaçtan ayrılmamak gerekiyor.

Kitabın amacı birbiriyle ilgili iki konudur:

Çin 30 yılda sosyalist ama geri bir tarım ülkesinden dünya çapında ekonomik güce nasıl ulaştı ve bu gelişme yolu sosyalist modernleşmenin yeni çeşidi olarak görülebilir mi?

Sosyalist modernleşmenin ilk çeşidini SSCB özellikle Stalin döneminde yaşamıştı.

Burada esas; ağır sanayiye öncelik vermek (o yıllarda ağır sanayi, metal sanayisi demekti), tarımdan sanayiye büyük kaynak aktararak bu gelişmeyi finanse etmekti.

Çin aynı gelişme anlayışını 1950’li yılların ortalarına kadar denedi ama yapamadı.

Çarlık Rusya’sından kalan dar da olsa bir sanayi temeli vardı, ama bu Çin’de yoktu. Çin, Çarlık’tan farklı olarak yarı sömürge bir ülkeydi.

İkinci olarak, Çin tarımı ağır sanayiye yüksek kaynak aktaramazdı çünkü ekilebilir topraklarının büyüklüğü yüksek nüfusun beslenme ihtiyacını zorlukla karşılayabiliyordu.

Çin’de kuraklık ya da büyük akarsuların taşması gibi durumlarda tarım rekoltesi o yıl iyi olmaz ve açlık çekilirdi.

Mao sonraki yıllarda iki ayrı yol deneyecekti: İleriye Doğru Büyük Atılım ve Kültür Devrimi. İkisi de beklenen sonucu vermeyecek hatta zararlı olacaktı.

1980’li yıllarda ileri kapitalist ülkelerde üretimi taşıma hareketinin başlaması ve Çin’in çok ucuz emek gücüyle –özellikle ABD ile anlaşarak- yatırımları ülkesine çekmeye başlaması bu iki başarısız deneyin ardından gelir.

Çin’de, ABD ve benzeri ülkelerin beklentisinin aksine komünist partisi iktidarı bırakmadı.

Bu sürecin, bugün ve yakın gelecekteki muhtemel sonuçlarının incelenmesi kitabın konusudur.

Bazı kişiler Çin’in çok sayıda ülkeye yatırım yapmasını, ticaret anlaşmalarını emperyalizm olarak görüyorlar ama “dünyanın atölyesi” olan bir ülke başka ne yapabilir? Gerekli hammaddelerin ülkeye sürekli girişi olmazsa üretim aksar. O zaman bunların ülkeye girişini garantilemek gerekiyor. Mesela kobalt cep telefonlarında kullanılan önemli bir ender metaldir. Dünya kobalt üretiminin üçte ikisi Kongo’da yapılmaktadır. Çin bu ülkeye büyük yatırım yapmıştır.

Çin, Latin Amerika ülkeleriyle yakınlaşıyor. Lityum, ki başka önemli bir ender metaldir, özellikle Bolivya’da çıkarılıyor.

Petrol ve doğal gazı Rusya’dan alacaksınız. Alamazsanız nasıl üretim yapacaksınız?

Her alanda yüksek miktarda üretim, bu üretimin sürdürüleceği pazarları gerektirir. Rakam yıllara göre değişmekle birlikte Çin ihracatının yüzde 20’si ABD’yedir. Bu pazara uzun süre güvenilmeyeceği için Çin sürekli başka pazarlar arıyor. Başka türlü bu üretim temposunu sürdüremezsiniz.

Çok fazla kaynak var. Seçme yapmak gerekiyor ve sürekli yeni kitaplar yayınlanıyor. Mesela ÇKP’nin son genel sekreteri ve gelişme politikasını konu alan Xi Jinping’s Development Philosophy.

13. Beş Yıllık Plan’ın ana amacı Çin’in şimdiye kadar olduğu gibi dışardan gelen ileri teknolojiyi kullanan değil, kendisi bunu üretebilen ülke durumuna gelmesidir. Bu amaçla yüksek eğitime büyük yatırım yaptılar ve yapıyorlar.

Bu kitabı en geç Eylül sonunda bitiririm.