Şuanda 202 konuk çevrimiçi
BugünBugün148
DünDün3402
Bu haftaBu hafta7872
Bu ayBu ay7872
ToplamToplam10476296
Marksizm ve gerilik üzerine PDF Yazdır e-Posta


 

 

Bu kadar mı gerilik olur?

Marx-Engels burjuvazinin iktidarını deviren sosyalist devrimden sonra sosyalizme ve ardından komünizme geçişin aşamalarını genel olarak ifade ettiler.

Bu saptamalar az çok zamandaş olacağı kabul edilen dünya devrimi beklentisine dayanıyordu.

Geleceğe Dönüş kitabında da açıklamıştım: Marx-Engels dönemindeki dünya Batı Avrupa’dan ibaretti. İngiltere, Fransa, Almanya ve çevrelerindeki ülkeler. O dünyada mesela ABD yoktu, Japonya da yoktu.

Marx-Engels’in dünyasında insanlığın onda biri bile yaşamıyordu.

Bu dünyadaki devrimin büyük bölümü sömürge ve yarı sömürge olan diğer dünya ülkelerine nasıl yayılacağı belirsizdi.

Bunu geçelim.

Önemli olan şudur:

Marx-Engels zamanın başlıca kapitalist ülkelerinde zamandaş bir devrim beklentisi temelinde sosyalizmin genel olarak hangi özelliklere sahip olacağını, nasıl gelişebileceğini formüle ettiler.

Bu formülasyonun temelinde sosyalizmin dünyada rakipsiz olması yatmaktadır.

Sosyalist ülke ya da ülkelerin güçlü kapitalist devletlerle birlikte yaşaması Marx-Engels’in sosyalizm teorisinde yoktur.

Burada gerçekleşen küçük değil büyük bir değişikliktir ve anlamı da Marx-Engels’in sosyalizm teorisinin geçerliliğinin bulunmamasıdır.

Sosyalizm rakipsiz olsaydı bu teori –belki- geçerli olabilirdi.

Belki diyorum çünkü hiç uygulanamamış bir teorinin doğruluğunu neye dayanarak iddia ediyorsunuz diye sorulur.

Marksist sosyalizm teorisinin geçersizliğini ilk anlayan ve bunu kısmen açıklayan ne gariptir ki Demokratik Almanya Cumhuriyeti’ndeki partinin (SED) Genel Sekreteri Walter Ulbricht idi. 1970 yılında sosyalizmin, komünizmi hedeflese bile onun parçası olmayan ayrı bir toplumsal-ekonomik sistem olduğunu açıklamıştı. Acele tarafından SBKP’nin de müdahalesiyle genel sekreterlikten uzaklaştırıldı. Bunu 1989 Berlin Duvarı kitabında açıklamıştım.

1980’li yıllarda çok sayıda panelde saçma sapan olarak adlandırılabilecek tartışmalara girmek zorunda kaldım.

Neymiş, sosyalizmde devlet giderek ortadan kalkmalıymış ama giderek güçlenmiş, bu nedenle reel sosyalizm yaşayamamış…

Devleti ve dolayısıyla onun önemli bölümleri ordu ve polisi ortadan kaldırsaydınız, merak ediyorum, ABD sizin kaç ay yaşamanıza izin verirdi?

Bu tür insanlardan umut yok ve zaten ben de bu tipleri ikna etmeye çalışmaktan çoktan vazgeçtim.

Yeni ve kafası daha açık insanlar yetişiyor.

Çin’deki gelişmelerin büyük ilgi çekmesinin bir nedeni de budur.

Çin’deki gelişme Marksizme hiç ama hiç uymaz.

Çin’deki büyük gelişmeye sempati besleyenler, belki iddia edildiği gibi gücün etkisi altında kalıyorlar diyelim, ama o gücün gelişmesinin marksizmle açıklanamayacağını da pekala biliyorlar.

Bana 2002’den beri burjuvazinin de üye olabildiği bir komünist partisi örneği gösterin!

Diyeceksiniz ki, Çin kapitalist bir ülkedir!

Çin’e marksist anlamda sosyalist denilemez. Çin Komünist Partisi kendisini marksist olarak görse bile, bunun nedeni yaptıklarının adını yeterince koyamamış olmalarıdır.

Çin kapitalist bir ülke de değildir. Sadece komünist partisinin alternatifsiz olarak iktidarda bulunması ve bütün gelişmeyi yönlendirmesi bile bunun için yeterlidir.

Mülkiyet ilişkilerinden ekonomide devlet sektörünün büyük önemine kadar başka örnekler de verilebilir.

Çin Halk Cumhuriyeti şimdiye kadar rastlanmamış bir toplum biçimidir. Kapitalizm ve sosyalizmin birlikte var oldukları, marksist ve de kapitalist teorilere göre var olmaması gereken bir toplum biçimidir.

Ama vardır ve gelişmektedir.

Çin’in gelişmesini açıklamak için yeni kavramlar bulunması gerekiyor.

Bunu yapanlar var; mesela devlet tarafından yönlendirilen pazar ekonomisi gibi…

Tam karşılamıyor mevcut durumu ama olsun, önemli olan bu yönde çaba harcanmasıdır.

Marksistler eskiden ileri insanlardı, yıllardan beri ise böyle değildir.

Dünyayı anlamıyorlar ve daha kötüsü anlamadıklarını da anlamıyorlar.

Aralarında tartışıp dursunlar…

Biz yeniyi incelemekle, açıklamaya çalışmakla uğraşalım…

Adı geçen kitapları www.enginerkinerkitaplar.blogspot.com da veya Google Drive’da TDAS Kitaplık diye arayarak bulabilirsiniz.