Yüzde 99,9’unuzun “o kim?” diye soracağından eminim.

79 yaşında ölen Kuczyniski Almanya’da tanınmış bir marksist ekonomi tarihçisidir. Marx’ı tekrarlayarak bir şey yaptığını sanan tiplerden değildi. Mesela emek-değer teorisini kapitalizmin gelişen koşullarına göre yeniden yazmıştır. Başka yapıtlarından, Marx-Engels’in toplu yapıtlarının yayınında danışman olmasından da söz edilebilir.

Bak şu adamın yaptığı işe!

150 yıl önce yazılmış Ücretli Emek ve Sermaye’yi tekrarlayıp durmak varken, teoriyi çağdaşlaştırmak da neymiş!

Yazılanları tartışabilirsiniz ama önce bilmeniz gerekiyor.

Almanya dışında yaşayan sosyalistler için bir şey söylemeyeceğim.

Yukarda verdiğim yüzde 99,9 oranı en az 10, hatta 20-30 yıldır bu ülkede yaşayan sosyalistlerle ilgilidir. Bildiğiniz gibi değil, acayip Marksistlerdir ama yaşadıkları ülkenin tanınmış bir marksistinin adını bile duymamışlardır.

Bu arkadaşlara yıllardır yaşadığınız ülkede sosyalist –marksist ya da değil- 5-6 tane tanınmış araştırmacının adını sayın deyin, sayamazlar. Bırakın yapıtlarını okumuş olmayı, adlarını bile bilmezler.

Çinlilerin güzel bir sözü vardır: kurbağa gökyüzünü kuyunun ağzı kadar sanır!

Bu arkadaşlar da sosyalist teorinin ve mücadelenin sadece Türkiye ve Kürdistan’da olduğunu sanırlar.

Bunun adına milliyetçilik deniliyor.

20-30-40 yıldır Marx-Engels, Rosa Luxemburg August Bebel, Karl Kautsky, Clara Zetkin ve daha sayılabilecek başka isimlerin yetiştiği bir ülkede, bu büyük mirasın –hepsini kabullenmeniz gerekmez- çağdaş izleyicilerini öğrenmek gereğini duymayın. Adlarını bile bilmeyin.

Bu da dünyayı kendinden ibaret sanmak milliyetçiliğinin bir çeşididir.

Sorun dil öğrenmiş olmaktan ileridedir.

Genel olarak Almanca değil, politik Almanca bilmeniz gerekir.

Bunu bilen insanlar mutlaka vardır ama ilgi yoktur.

Almanya sosyalistlerinin başlıca yayın organlarını değil okumak, çoğunun adını bile bilmezler.

Başka şey söylemek gerekmez…

Ne olacaksanız olun ama önce ciddi olun.