İnsanlar sana somut sorular soruyorlar, sen ise sürekli olarak kaçıyorsun.

Önceden sorulan bir soruyu yeniden sorayım:

En az 15 milyon dolarlık serveti nasıl oluşturdun?

Cevap veremiyorsun. Bunun yerine “ot yedim, biriktirdim” diyorsun.

Bak evladım, bak Lazkiye’nin tombulu…

Herkesi aptal sanıp gerçekte kendi aptallığını sergilemen üzerinde durmayacağım.

Bunun yerine, seninle ilgili gerçekler arasında bağlantı kuracağım.

H. Şenol ile çetleşmenden öğreniyoruz: sınıf mücadelesine savunmuyormuşsun.

Normal, savunsan şaşardım zaten…

Sen kendin bir para babasısın… Üstelik servetini de örgüt parasını çalarak oluşturmuşsun. Para babası, üstelik de tam bir hırsız olan para babası, sınıf mücadelesini savunur mu?

Burada inanmaktan değil savunmaktan söz ediyorum. Sınıf mücadelesi konusunu bilmemesini Mihrac Ural’ın cahilliğine verelim. Sınıf mücadelesi Marx’ın ortaya koyduğu toplumsal bir gerçek değildir. Marx’tan önce de vardır. Liberal ekonomi iktisatçıları sınıf mücadelesinin varlığını Marx’tan önce ortaya koymuşlardır. Sınıf mücadelesinin varlığı bilimsel bir gerçektir, sen inanmasan ne olur!

Mihrac Ural boşuna Arap Alevisi olmadı… Boşuna Şeyh bilmem kimin görüşlerini savunmuyor. Bilinir, dini düşüncenin her çeşidi sınıf farklılıklarını kaldırır. Hayatını emeğiyle kazananların değil, inananların birliğini savunur. Bunun içinde para babası da vardır, Mihrac Ural gibi bir hırsız da… İnsanlar arasında düzenden kaynaklanan büyük farklılıkları geri plana itmenin en iyi yolu dine sarılmaktır.

Mihrac Ural bunun için dincidir. Kendisini Şeyh bilmem kimin müridi ilan ederken de bunu hesaplıyor. Şeyhin hikmetinden sual olunmaz. Hepimiz şeyhimizin çevresinde birleşelim. Kimse de benim büyük servetimin kaynağını sormasın!

Hesap budur, numara budur.

Bir kere daha soruyorum:

En az 15 milyon dolarlık serveti nasıl oluşturdun?

Nereden buldun bu parayı?