Şuanda 392 konuk çevrimiçi
BugünBugün298
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8022
Bu ayBu ay8022
ToplamToplam10476446
Hamas-İsrail ve Kürtler PDF Yazdır e-Posta


Sosyal medyada insanlara bilgi vermek için yazdım, tartışmalara mümkün olduğu kadar girmedim. Sosyal medya protestolarının etkin olduğuna inanmadım. Son örnekte de görüldüğü gibi bırakın sosyal medya kınamalarını, gösteriler bile İsrail’in umurunda değildir.

Almanya’da Sol Parti öncesindeki örgüt PDS’te (Demokratik Sosyalizm Partisi) beş yıl Frankfurt il yönetiminde görev yaptım ve bunun bir bölümünde de barış politikası sözcüsüydüm. Frankfurt ve çevresi barış hareketinin ortalamanın üzerinde güçlü olduğu bir bölgedir. Burada bile barış hareketinin içinde bulunulan koşullar ve başka protestolarla birleşebildiğinde etkili olabileceğini gördüm.

Gelelim Hamas-İsrail ile ilgili bilgi konusuna…

Filistin direnişi Hamas’tan ibaret değildir, demek, büyük oranda kendini kandırmaktır. Hamas başka örgütlerle birlikte imza atmış olabilir ama bu başkaları büyük oranda imza örgütüdür. Gazze’de Hamas ve İslami Cihad vardır ve özellikle ilki kitlesel bir örgüttür. Direnişi yürüten de bunlardır.

Her direnişin aktörü vardır. Gazze direnişinin önde gelen aktörü de Hamas’tır.

Bunu görmek gerçeği görmektir, Hamas yandaşı olmayı gerektirmez.

Daha önce Filistinlilerle Kürtlerin durumunun benzeştirilmesinin yanlış olduğunu, Filistinlilerin Kürtlerin mücadelesine karşı olduğunu örnekleriyle yazmıştım. Şimdi ekleme yapmak gerekiyor.

Facebook’ta saatlerce dolaştığımı söyleyemem ama anlayabildiğim kadarıyla Kürtlerin bir bölümü İsrail tarafındaymış. Anlaşılabilir bir tercihtir. Filistinlilerin Kürtlere karşı tutumu konusunda önceki yazıda örnek vermiştim.

Burada unutulan bir şey bulunuyor.

Anlatacaklarımı 2000 yılında yayınlanan Alt Emperyalizm ve Türkiye ( www.enginerkinerkitaplar.blogspot.com adresinde veya Google Drive’da TDAS Kitaplık aranarak bulunabilir) kitabında anlattığım için burada özet olarak geçeceğim.

Türkiye, Birinci Irak Savaşı’na katılmadı çünkü Türk hava kuvvetleri kördü ya da karanlıkta göremiyordu. 1995’te İsrail ile imzalanan askeri antlaşmayla Türk uçakları gece görüş cihazlarıyla donatıldı, aynı donanım helikopterlere ve daha sonra kara araçlarına da uygulanacaktı.

Türkiye 1990’lı yılların sonlarına doğru İsrail’den Heron adlı insansız hava aracı kiralamaya başladı. Bununla gözetleme yapıyor ve görülene göre savaş uçakları da bomba atıyordu.

Yaklaşık 20 yıl sonra Türkiye kendi SİHA’larını üretmeye başlayıncaya kadar bu uçaklar kullanıldı. Bunlar bozulan ve arada bir düşen gözetleme araçlarıydı.

Sonuç şudur: Türk savaş uçakları çeşitli hedefleri bombalarken yıllarca İsrail’in sağladığı tekniği kullandılar.

Türkiye karşılık olarak ne ödeme yaptı, bilinmiyor ama İsrail savaş uçaklarına eğitim uçuşu için Konya ovasını tahsis etti. İsrail’in hava sahası dardır. İsrail ile ilişkiler söylem düzeyinde bozulunca bu ülke Yunanistan ile anlaşacak ve İsrail-Rodos arasındaki hava sahasını kullanmaya başlayacaktı.

İsrail-Rodos arası yaklaşık olarak İsrail-İran arası kadardır.

Halen Türkiye ile İsrail arasında ticari ilişkilerin dışında başka konularda da geniş işbirliği vardır. Askeri anlaşmalar genellikle gizli yapıldıkları için bunların ancak bir bölümü öğrenilebilmektedir.

TSK, İsrail’in sağladığı tekniği havada ve karada 20-25 yıl etkin olarak kullanmıştır. Muhtemelen askeri işbirliği başka konularda da sürmektedir, bilmiyoruz.

Durum bundan ibarettir.