Şuanda 255 konuk çevrimiçi
BugünBugün191
DünDün3402
Bu haftaBu hafta7915
Bu ayBu ay7915
ToplamToplam10476339
Kendini tanıtmak PDF Yazdır e-Posta


40 yıldan fazla zaman önce İstanbul’dan tanıştığımız bir arkadaş şöyle yazmış:

“İnsan ömrü uzadı deniyor o zaman insanı tanımakta boyutlandı demektir yazı ile seni tanıyalım nasıl yaşadığını, sporla yemekle ilgini de yaz, zamanı nasıl harcadığını yaz, yeni insanlar tanımak önemli denir seni tanımak isterim herkes ister herhalde böyle tanışmalar basit gibi görünse de yaşamın renkleri olmalı.”

Aslında 44 kitap, sayısını hatırlamadığı kadar yazı yazan birisi ister istemez kendini de tanıtmış olur.

Bu durumda ne anlatayım?

Belma’ya Mektuplar kitabı hapishaneden 1977-1978’de yazdığım mektupları kapsar ve bunu okuyunca beni tanırsınız.

Bu belirleme eksik aslında, 27-28 yaşlarındaki beni tanırsınız demek daha doğru olur.

Sürekli olarak kendini geliştirmeye çalışan bir insanım, başka bir deyişle ben o yıllardaki Engin değilim. Bütün özellikler değişmedi doğal olarak ama o yıllardaki kendime bazen bir yabancıya bakar gibi baktığım için değişim de az değildir.

Birinci özellik, belirli temeller üzerinde sürekli değişmek ve gelişmektir.

Bunu okuduklarınızdan da pekala çıkarabilirsiniz.

Halen çalışarak hayatımı kazanıyorum ya da günde 7-8 saat çalışıyorum.

Ekonomik durumum iyi değil…

Bedenim imkan verdiği oranda da çalışacağım.

Şu anda hiç sıkıntı yok.

Sporcu bir insan sayılmam ama hareketli bir insanım.

Midesine düşkün ama zayıf olmamdan hareketle bunu çıkarabilirsiniz.

Yediklerime dikkat ederim diyebilirim.

Yıllardır sigara içmiyorum. Eskiden de günde birkaç tane içerdim.

Şarabı severim ama ender içerim diyebilirim.

Okumak, yazmak, çalışmak, sürekli yeni konular öğrenmek; zaman böyle geçiyor.

Yalnız yaşıyorum. Bundan şikayetçi de değilim. Yalnızlık duygusuna hiç kapılmadım.

Hayatımda kadınlar oldu ama kadınlarla geçinebildiğimi söyleyemem. Kısa ilişkilerim de oldu, uzun ve hayli uzunlar da…

Karşıma çıkan sorun sürekli aynıdır: birlikte olduğunuzda aranızda doğal olarak farklılıklar vardır. Bu farklılıklar giderek artar. Sürekli öğrenen ve gelişen birisiyim. Benimle sakin bir hayat yaşanmaz. Bu yöne doğru itilmeye çalışıldığımda ipler gerilir.

Hiçbir kadını aldatmadım, böyle şeyleri sevmem.

Sanırım az bilinen bir özelliğim intikamcı bir insan olmamdır.

Küçük şeyleri unuturum gider ama bana karşı önemli bir şey yapanı aradan 30 yıl bile geçse unutmam. O kafamın bir köşesinde durur. Onu aramam çünkü hayatımın garip bir özelliği vardır: o tip günün birinde gelir beni bulur.

Ondan sonra Allah kurtarsın!

Mücadeleye girince çok şaşırır çünkü beni 30 yıl önceki kişi sanmaktadır.

En çok eleştirildiğim konu burnunun dikine gitmeye meraklı olmaktır. Bir konuda karar verince tek başıma da olsam yapmaya girişirim. Yanlış yapıyorsam, faturayı öderim. Geçmişte yeteri kadar burnumun dikine gittiğimi söyleyemem, daha fazla böyle yapmış olmayı isterdim.

Tahmin edebileceğiniz gibi bu aynı zamanda özgüvenle ilgilidir.

Geçmişte kendinize bu kadar güvenemiyorsunuz.

Çok sayıda konuyla ilgili olduğum için zamanı bunların arasında rasyonel şekilde bölmekte her zaman başarılı olduğumu söyleyemem.

İki kızım var. Birincisiyle ilişkim yok, ikincisiyle ilişkimiz gayet iyi.

İlki biyolojik ilişki sınırları içindedir, hiçbir sosyal ilişkimiz olmadı.

Annesi intikam duygusuyla kesti, ben de ona yapacağımı yaptım.

Benimle şu veya bu nedenle iyi uğraşanlar, beni hayatları boyunca unutamazlar.

Savaşı kazanırsın ve çeker gidersin, bir daha da uğraşmazsın.

İnsanların hakkımda ne düşündükleriyle pek ilgilenmiyorum diyebilirim. İyi düşünen sağolsun, kötü düşünenlerin kendi sorunlarıdır. Dikkat etsinler de yoluma çıkmasınlar.

Şimdiye kadar anlamış olmanız gerekir: olabildiğince gerçekçi olmaya çalışan bir insanım. Mütevazi birisi değilim çünkü abartı gibi mütevazilik de gerçeği tahrip eder.

Ne isen odur.

Performansa büyük önem veririm. İnsan yaptıklarıyla tanımlanır.

Hayatımda yapılması sadece ya da büyük oranda bana bağlı olup da yapamadığım şey bulunmuyor.

Bir konuda söz verip de şu veya bu nedenle yapamadığımda fena halde rahatsız olurum.

Ahde vefalı bir insanım.

Örneklerden birisi Belma’dır. Başka bir hayat ve eş seçmiş olabilir ama gözümde her zaman yüksek kredisi vardır.

Bu kadar yeter sanırım, yazacak başka şey de aklıma gelmiyor.