Şuanda 122 konuk çevrimiçi
BugünBugün2911
DünDün2340
Bu haftaBu hafta7233
Bu ayBu ay7233
ToplamToplam10475657
Konu konuyu açarken: siyanürlü savaş PDF Yazdır e-Posta


Bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunmaz. Tersine örneklerin sayısı az değil ve sahip olunan fikir de palavraya kadar uzanabilen yanlıştan ibaret olabiliyor.

Marx-Engels ve hatta Lenin zamanında politik mücadelede öğrenilmesi gereken bu kadar çok konu yoktu. Çok sayıda ülke sessizdi denilebilir. Dolayısıyla bilinenlerin toplamından genelleme yapmak daha kolaydı.

Şimdi böyle değildir. Çok sayıda ülke yakın geçmişte önemli kıpırdanmalar hatta isyanlar yaşamıştır. Geçmişten farklı olarak bir ülkede gerçekleşen önemli bir gelişme başka ülkeleri de etkilemektedir.

Marx-Engels dünya devrimini bir ülkede gerçekleşenin diğerlerine yayılması bağlamında ele alırlarken dünyadan anladıkları Batı Avrupa idi. Son otuz yıldır böyle değildir. Dünya coğrafya olarak aynıdır ama politik olarak büyümüştür.

Çok az bilgi sahibi olduğumuz bölgeler bulunuyor. Bunların başında Uzakdoğu geliyor. Çin bu bölgenin önde gelen ülkesi iken tek başına öğrenilmesi yeterli değildir. Bölgenin yükselen bir başka ülkesi Vietnam iken Hindistan’ın kesinlikle atlanmaması gerekir.

Buna Endonezya, Japonya ve birkaç ülke daha eklenmelidir.

Dikkatlerimizi ABD ve Batı Avrupa’dan ağırlıkla bu bölgeye doğru çevirmeliyiz.

Önemle üzerinde durulması gereken başka büyük bir alan Sahra’nın güneyindeki Afrika’dır.

Sadece Çin değil Türkiye de bu alanla yoğun olarak ilgilenmekte, yatırımlar yapmaktadır.

Sürekli öğrenmemiz gereken alan kısaca bütün dünyadır. Bazen bir ülke ya da bölge öne çıkar bazen diğerleri ama hiçbir bölge dışlanamaz.

Latin Amerika mı dediniz?

Arjantin’de aşırı sağcı bir aday başkanlık seçimini kazandı.

Bundan daha önemlisi ABD ile Venezüella arasındaki anlaşmadır. ABD yıllardan beri bu ülkeye uyguladığı ambargoyu önemli oranda gevşetiyor. Sonuçlarını pratikte görmek gerekir ama böyle bir anlaşma yeni yapıldı.

Bu çok önemli bir gelişmedir.

Petrol zengini bir ülke olarak Venezüella, Küba ve Nikaragua başta olmak üzere bazı ülkelere önemli ekonomik destek veriyordu. Destek sürecek midir, göreceğiz.

Çok değil 20 yıl önce “21. yüzyıl sosyalizmi” olarak lanse edilen Venezüella’daki yönetimin izleyeceği yolu birlikte göreceğiz.

Yazının başlığına gelirsek…

Sri Lanka ve Tamiller yaklaşık 30 yıl önce dünyayla biraz ilgilenen herkesin hakkında pek bir şey bilmeden de olsa bildiği ülke ve hareketti.

Sonra neredeyse ortadan kayboldular.

Meksika’da Zapatistalar için de benzeri söylenebilir.

İnterneti başarıyla kullanan sol bir hareket olarak Zapatistalar Brezilya başta olmak üzere çok sayıda ülkeyi etkilediler. Dünya Sosyal Forumu’nun oluşmasında önemli rolleri vardır.

Sonra ne oldu, bilen azdır.

Tamiller birkaç gruptur ve ilginç bir mücadele örgütüdür. Özerklik, bir bölümü ise bağımsızlık istiyordu. İlginçlikleri militanlarının canlı yakalanmamasıdır.

Mantık şöyledir: insanların uzun süren işkenceye dayanmaları genellikle mümkün değildir. Bilgi vermemenin en iyi yolu canlı yakalanmamaktır. Bu ise genellikle kişinin elinde değildir.

1960’lı yılların casus filmlerinden belki hatırlarsınız. Casus yakalanır ve ağzında bir köşeye monte edilmiş potasyum siyanürü yutar. İçinden ona kadar sayar, on dediğinde artık yaşamamaktadır.

Canlı yakalanan Tamillerin yöntemi de böyledir, intihar ederler ve böylece düşmanın eline çok az bilgi geçmiş olur.

1970’li 1980’li yıllarda bugünkü teknolojini; uzaktan gözetleme, bilgisayar, sosyal medya, cep telefonunun bulunmadığının dikkate alınması gerekir. Bunların tamamı önemli bilgi toplama kaynaklarıdır ve o yıllarda neredeyse bulunmuyorlardı.

Yakalanınca bilgi vermemek için intihar eden Tamil savaşçılarının genele oranının yaklaşık yüzde 10 olduğu tahmin ediliyor ve bu büyük bir orandır.

 

Bakalım, öğreneceğiz…