Şuanda 28 konuk çevrimiçi
BugünBugün353
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8077
Bu ayBu ay8077
ToplamToplam10476501
gizli itirafçı mihrac ural, ifaden nerde? PDF Yazdır e-Posta


Önce kullandığım kavramı açıklayayım: Gizli itirafçı, yani polisle anlaşmış, birlikte çalışmayı kabul etmiş ama bu

durum bilinmiyor. Polis ifadesini düzenlemiş, üzerinde bir sürü isnat olduğu halde az yatmasını sağlayacak bir ifade

düzenlemiş ve bu durum da herkesten gizlenmiş. Yani kişinin polisle işbirliğini bir polis biliyor bir de kendisi…


Bunlara “gizli itirafçı” deniliyor. Kısaca polis veya polis ajanı da diyebilirsiniz.

Mihrac Ural gizli bir itirafçıdır. Bu nedenle açık itirafçı Şemsi Özkan’dan bile daha zararlıdır. Şimsi Özkan yaptığını açık yapıyordu, dolayısıyla da herkes onu baştan beri tanıyordu. Mihrac Ural’ın gizli itirafçılığı, polisle gizli kalmış işbirliği ise ancak yıllar sonra ortaya çıkarılabildi.

Mihrac Ural kabaca diyormuş ki: “İfademi yayınlayacağım, ancak şimdi merkezi dosyalamaya kalktı. Peşindeyim…”

Sevsinler seni…

Lazkiye’nin tombulu, sen herkesi aptal mı sanırsın?

Senin yakalanmanla benim yakalanmam arasında sadece 6,5 ay var. Benim ifadem belli, ama seninki bakanlığın merkezi arşivine kalkmış…

Nebil’in öldürülmesi ve Antakya’daki dinamit deposu soygunuyla ilgili olarak türlü çeşitli kişilerin polis ifadelerini yayınladın. Bunlardan da olmayacak sonuçlar çıkarttın, sanki polis ifadesinden belge olurmuş gibi…

Bu kişiler senden en fazla 2,5 yıl sonra yakalanmışlar… Onların ifadeleri bulunuyor, seninki ise bulunamıyor, öyle mi?

Senin ifaden senin arşivinde duruyor ama yayınlayamıyorsun. Bunun yerine, bir süre sonra unuturlar, düşüncesiyle oyalama yapıyorsun.

İfadeni ben hatırlıyorum, başka arkadaşlar da hatırlıyor. Bir sayfa kadar ve bir polis ifadesinde bulunmayacak kadar eklektik cümlelerle dolu. Düzmece yazıldığı yakından bakılınca anlaşılıyor. 32 yıl önce anlayamadık çünkü hiç birimiz senin polisle anlaştığını ve polisin de sana ifade düzenlediğini düşünmemiştik. Bunu artık biliyoruz. Nebil’in senin tarafından yakalatılması, hakkında o kadar kişinin ifadesi olmasına rağmen tahliye olacağına inanman ve sürekli olarak kaçmaktan geri durman aklımıza “işin içinde iş olduğu” düşüncesini getirdi. İfadeni hatırlayanlar bir kere daha düşündüler ve gerçekten de “işin içinde iş var” dediler. Bu ifade normal bir ifade değil, düzmece bir ifade…

İfadeni yayınlayınca bizim bunu daha somut olarak ortaya çıkaracağımızı biliyorsun.

Kimse hatırlamıyor olsaydı, kafandan bir ifade uydururdun ama ne yazık ki hatırlayanlar var.

Tıpkı arşivinde bulunmasına rağmen bir türlü yayınlayamadığın “Karanlık Adam” bildirisi gibi… Ali Çakmaklı için “öldürün” emrini veren bu bildiriyi de eğer kimse hatırlamasaydı, sen yine kafandan bir bildiri uydurur ve bunu da insanlara yutturmaya çalışırdın. Yaparsın, senden her numara beklenir, ama bize yutturamazsın…

MİT-MUHABARAT-MİHRAC URAL ya da kısaca 3M.

Seni artık kimse kurtaramaz…