Şuanda 360 konuk çevrimiçi
BugünBugün3034
DünDün2340
Bu haftaBu hafta7356
Bu ayBu ay7356
ToplamToplam10475780
Romanları yabancı dilden okumak... PDF Yazdır e-Posta


Bilimsel kitapları çevirmek edebiyat çevirisinden kolaydır. Edebiyat çevirisinde romanın atmosferini okura verebilmek gerekiyor ki bu da cümlelerin çevirisinin ilerisindedir.

Dünya edebiyatında benim romanım Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sıdır. Yaklaşık 30 yıl önce Türkçesini okumuştum. Sonra Almancasını okudum ve aynı kitabın çevirisinin nasıl bambaşka olduğunu gördüm. Daha ilk sayfada romanın havasına giriyordunuz. Tek odada kalan, ekonomik sıkıntı yaşayan yalnız bir adam: Raskolnikof.

Almanca çeviriyi Türkçesi kadar hızlı okuyamıyorum ama kitap başka bir hava veriyor.

Yine yıllar önce Proust’un Kayıp Zamanın İzinde romanının ciltlerini almış ama ilk kitabın yarısından sonra okuyamamıştım. Sıkıcı gelmişti.

Şimdi Suhrkamp Yayınevi aynı kitabın Almancasını üç cilt halinde 5200 sayfa olarak Frankfurt Baskısı adıyla satışa çıkarmış. Fiyatı 55 Avro. İlk kitabın yaklaşık ilk on sayfasını ilanda açıp okuyabiliyorsunuz ve bu başka bir şey…

Düzeltilmiş çeviri yazıyor ve Fransızcadan dört çevirmen var.

Almaya karar vermedim ama içimden birileri beni dürtüyor, al diye…

Dostoyevski’nin bütün yapıtları Almanca olarak bende var.

Ecinniler’i –ilk örgüt içi cinayeti anlatan romandır- okumuştum ve hiç hoşuma gitmemişti.

Ünlü bir roman ve Almancası kesin daha iyidir.

Burada yayınevleri çevirmene iyi para veriyorlar ve iyi iş istiyorlar.

Necip Mahfuz Mısırlı Nobel kazanan bir yazardır.

Almancada kitaplarını ilk olarak Zürih’teki Unionsverlag basmıştı.

Çevirmen kadın Mısır’a gidip Mahfuz’un yaşadığı sokakta altı ay yaşıyor. Nedeni, çevireceği romanlara o havayı verebilmek için…

Edebiyat çevirisi budur işte…

Yayınevi gerekli parayı vermese kadının uzak bir ülkeye gitmesi ve altı ay yaşaması zordur.

Yayınevi para verebiliyorsa, kazanıyor demektir.

Kitapların tirajı 3000-5000’den aşağı inmezse, doğal olarak kazanırsınız.

Hepsi birbirine bağlıdır.