Şuanda 18 konuk çevrimiçi
BugünBugün1905
DünDün2340
Bu haftaBu hafta6227
Bu ayBu ay6227
ToplamToplam10474651
Yaşlanıyorum galiba... PDF Yazdır e-Posta


Eksi beş derecede üşümeye alışmaya çalışıyorum. Adana’da büyüdüm ama sıcağı sevmem, soğukla aram iyidir. Birlikte yaşadığım kadınlarla aramızda sürekli “kalorifer savaşları” olurdu; onlar açardı, ben kapatırdım.

Ailedeki tek Adanalı olmamdan gelen özellik olsa gerektir.

Adana’dan iki huy kaldı: birincisi, güçlü kahvaltı alışkanlığıdır. Adanalılar 1960’lı yıllarda sabah yemek yerdi. Ben de sabah yemek yemeyi severim.

İkincisi ise kızınca Allah’a sövmektir.

Bugün eksi beş derece, üzerimde boyunlu kazak ve orta incelikte bir parka vardı ve ben üşüyordum. Şaşırdım ve hala alışamadım.

Aklıma 16 yaşında lise son sınıftayken yaptığım geliyor. Ne olduğunu hatırlamıyorum, annemle takıştık, ben de inat bir tipim, gömlek ve ceketle çıkıp –Ankara’da sıcaklık eksi 19 derece- Yenimahalle’de beşinci durağa kadar gidip gelmiştim. Hepsi 4-5 kilometre yapar. Ne üşüdüm ne de hasta oldum.

Alışmam gerekir, o günler geride kalmış anlaşılan…

Sıcaktan hala hoşlanmam ama soğukta üşüyorum.

Altı ay sonra 73 bitiyor, 74’e giriyorum ve bedenin üşümesine alışmam gerekiyor.

O yıllarda Ankara soğuğu kuru soğuk olduğu için pek üşütmezdi. Nemli soğuk fena üşütür. Büyük bir nehrin geçtiği Frankfurt’ta belki bu nedenle düşük dereceli soğukta üşüdüm diyeceğim ama önceki yıllarda bu kadar üşümezdim.

Sonuçta nostalji yapmamak gerekir.

O günler geçti…