Şuanda 285 konuk çevrimiçi
BugünBugün2124
DünDün2340
Bu haftaBu hafta6446
Bu ayBu ay6446
ToplamToplam10474870
Yaşar Özkan'ın ardından... PDF Yazdır e-Posta


İsim çoğunuza tanıdık gelmeyecektir. Ben iyi tanırdım. Birkaç gün önce Paris’te hayatını kaybetti.

Yaşar devrimci mücadeleye MLSPB’de başlamıştı, ardından bu örgütten ayrılan THKP-C Savaşçıları’nda yer aldı. 1979’da İstanbul’da Selimiye Askeri Hapishanesi’nde birkaç ay birlikteydik. Aramızda uzun konuşmalar oldu. Tahliye olurken Acilci idi. 7-8 ay sonra ben kaçtım ama dışarıda herhangi bir bağımız yoktu.

Bir gün İncirli civarında tesadüfen karşılaştık. Konuşurken oradaki Coca Cola fabrikasının arkasındaki sokağa saptık ve polis arabalarının arasına düştük. Fabrika veznesi kısa süre önce soyulmuş, nereden bilelim? Hemen aramızda “hapishaneden tanışıyoruz” diye anlaştık ve polislerin arasında yürüyüp geçtik. 12 Eylül’den sonraydı, aranan kişilerin afişlerindeki fotoğrafıma karşın beni de tanıyan olmadı.

İki yıl sonra Paris’teki işgal evlerinde karşılaşacağımızı bilemezdik.

Yeniden aranmaya başlayınca önce Yunanistan’a çıkmış, oradan Fransa’ya gelmişti.

Yaklaşık altı ay sonra bulunduğum yapıdan ayrıldım, TKEP’e geçtim. Yaşar da aynısını yaptı ama beni izleyerek yapmadı. Gelen sorumlu iki kişiye baktı, işe yaramaz tipler oldukları sonucuna varıp kararını kendisi verdi.

Ben Almanya’ya gidince ilişkimiz kesildi. Paris yaşanması zor bir yerdi. Partide TKP yanlısı muhalefet çıkınca Yaşar da onlarla birlikte davrandı. Paris’te TKP’de aktif olarak çalıştı. Aradığını bulamadı, bu partinin ve ardından da TBKP’nin dağılmasından sonra büyük hayal kırıklığına uğradı.

Paris’e her gittiğimde görüşürdük diyebilirim. İbrahim Yalçın ile de yakın ilişkisi vardı. Son olarak kendisini İbrahim Yalçın’ın cenazesinde gördüm. Paris’te sevilen bir insandı. Son yıllarını daha lakından bilenlerin söylediğine göre hayata boşvermiş durumdaydı. Uzakta kalmış mücadele yılları ve Avrupa’da büyük çaba gösterilmesine karşın akılda kalabilecek bir şey yapamamış olmak; zor, çok zor…

Son görüşmemizde bana İDÖD’ün tarihinin anlatılması gerektiğinden söz etmişti. “Önemli bir tarihtir, anlatılmazsa kaybolacak,” demişti.

Yaşını kesin olarak bilmiyorum ama benden 6-7 yaş kadar küçüktü.

Ne yapabilirim diye düşündüm.

1975-1980 arasında sosyalistler sadece burjuvaziye karşı değil, birbirlerine karşı da savaştılar.

Okumalarını sürdürdüğüm ve uzun olmayan bir süre sonra yazacağım kitap Kamboçya üzerine olacak…

Bu kitapta Vietnam Komünist Partisi ile Kamboçya Komünist Partisi’nin yıllarca süren savaşı da yer alacak…

Bu kitabı hakkında bilgi vererek Yaşar’a ithaf edeceğim…