Bu yıl yazacağım kitaplar olarak Kamboçya ve Kuzey Kore’yi planlamıştım. Ek olarak Seçme Yazılar’ın 10. kitaptan sonrakiler de yayınlanacaktı.

Kamboçya kitabı beklemediğim kadar hızlı yazıldı. Dört gün sürekli çalıştım ve bitti. Düzenlemesi, kapağı vb. derken bu ay içinde yayınlanır.

Madem tahminim dışında hızlı gittim, plana ekleme yapmam gerekir.

Bu yıl içinde ek olarak Polonya da yazılabilir.

Böyle durumlarda aklıma sürekli son Çin imparatoru gelir. Adını hatırlamıyorum.

Çin’de ilk kez demiryolu yapılmış ama imparator demiryolunun ne işe yaradığını anlamamış.

Maiyetinden birisi anlatmış: eskiden bir ayda gittiğimiz yere şimdi üç günde gideceğiz.

İmparator sormuş: kalan 27 günde ne yapacağız?

Soruya farklı zaman anlayışları çerçevesinde bakılırsa hiç de yanlış olmadığı görülür.

Zaman, yanlış hatırlamıyorsam, Leibniz’in tanımıyla olayların dizilişiyse eğer, bir yerden bir yere gidiyorsunuz ve 27 gün fazla zaman kalıyor. Doldurmak için başka olaylar bulunması gerekiyor.

Ben de bu anlamda bu yılın planına Polonya’yı da kattım.

Kore –kuzey ve güney- bambaşka bir yer denilebilir.

Bu insanları, ülkelerini kendi kültürel kodlarımızla anlayamayız. Zor ama oldukları gibi anlamak gerek. Çin, Vietnam, Laos, Kamboçya ve iki Kore böyledir.

Akrabalık ve arkadaşlık ilişkisi çok güçlü…

Laos’luların deyimiyle, “akrabalık politikadan önce gelir.”

Gençliklerinde birkaç yıl Fransa’ya birlikte giden insanların –sömürge devleti gönderiyor- sonraki hayatları da genellikle birlikte geçiyor.

Neyse, Kore okuması başladı…

8 kitap ama bazıları kalın kitaplar…