Şuanda 330 konuk çevrimiçi
BugünBugün2164
DünDün2340
Bu haftaBu hafta6486
Bu ayBu ay6486
ToplamToplam10474910
Farklı kültür kodları PDF Yazdır e-Posta


Çin, Vietnam, Laos, Kamboçya ve Kuzey Kore’nin sosyalizm tarihini incelerken bu ülkeleri kendi kültürümüz içinden geçerek değerlendirmenin zor olduğunu yazmıştım. Bambaşka kültürler ve mümkün olduğunca bunları oldukları gibi anlamaya çalışmak gerekiyor.

Üç örnek vereceğim.

Birincisi, Aziz Nesin ile ilgilidir. Aziz Nesin’in bazı kitapları Vietnam diline çevrilmiş ama okuyanlar bir şey anlamamışlar. “Bunun neresi mizah?” diye sormuşlar.

Bizim için mizah olan, onlar için değildir.

İki araba çarpıştığı zaman bizde şoförler arasında tartışma olur, kavga da çıkabilir.

Vietnam’da ise şoförler arabaların durumuna bakıp birlikte gülerler.

İkincisi; buradan hareketle Vietnamlıların yumuşak halk olduklarını sanmayın.

1968 başındaki Tet saldırısı… Bu saldırı ABD ordusuna ilk kez savaşın kaybedilebileceğini düşündürtür. Kuzey Vietnam saldırıda büyük kayıp verir ama ABD ordusunu da kötü hırpalar.

Eski imparatorluk başkenti Hue’yü işgal ederler. Önceden adlarını bildikleri ABD ile çalışan Vietnamlıların tümünü öldürür ve geri çekilirler. ABD ordusu kenti yeniden ele geçirir ama bütün sivil mekanizma tahrip edilmiştir.

Zamanın ABD ordusu komutanı 20. yüzyılın büyük generallerinden sayılan Giap için, “ben onun gibi yapmam” der. “Bu kadar kayıp verilen bir saldırıyı ben düzenlesem, ordu komutanlığından alırlar.”

Aynı sırada zamanın başkenti Saygon’da Vietkong intihar saldırısı düzenler. Çok iyi korunan ABD büyükelçiliğinde elçinin odasına kadar girerler ama elçi o sırada binada değildir. Eyleme katılanların hiç birisi geri dönmemiştir ve böyle olacağını da baştan bilmektedirler.

Bu davranış tarzında dini faktör de mutlaka vardır. Budizm hiç de yumuşak bir inanç değildir.

Güney Vietnam rejiminin Budizme karşı aldığı önlemleri protesto için 1960’lı yılların ortalarında kendini yakan Budist rahiplerin gazetelerdeki fotoğraflarını hatırlıyorum.

Bağdaş kuruyor –Budist oturuşu- üzerine benzin dökülüyor ve hiç kıpırdamadan bütün bedeni yanıyor.

Fotoğrafları gören herkes şoke olmuştu.

Ve son örnek:

Kuzey ve Güney Kore yıllardan beri birbirine düşman devletlerdir, öyle bilinir.

On yıl kadar önce Güney Kore’de yapılan bir araştırmada halkın büyük bölümünün Kuzey Kore’nin çözülerek dağılmasını istemediği ortaya çıkıyor. 1989’a kadar Doğu ve Batı Almanya örneklerinde bunun tersi geçerliydi.

Burada belirleyici olanın yoğun akrabalık ilişkisi olduğunu sanıyorum.

Akrabalık politikanın üzerindedir (Laos’ta yapılan belirlemedir).

İki halk: tarih aynı, köken aynı, dil aynı ama 1948’den beri ayrı devletlerde yaşıyorlar. Tek halk değiller.

Kuzey bunu nasıl başardı, şu anda bilmiyorum.

Öğreneceğiz…

Sosyalist bir rejim farklı bir halkı nasıl yaratabilir?

Bunu Demokratik Almanya Cumhuriyeti yapamadı.

Yugoslavya yapamadı, Yugoslav adlı bir ulus oluşamadı.

Benzeri başarısızlığı SSCB de yaşadı.

Sovyet ulusu oluşamadı.

Reel sosyalizmin asıl konuları bunlardır.

Yapabilenler nasıl yapabildiler?