Şuanda 278 konuk çevrimiçi
BugünBugün520
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8244
Bu ayBu ay8244
ToplamToplam10476668
siyasi savunma PDF Yazdır e-Posta


Siyasi savunma Ağır Ceza Mahkemesi, sıkıyönetim mahkemesi, Devlet Güvenlik Mahkemesi, Olağanüstü Hal Mahkemesi gibi mahkemelerde politik bir davadan yargılanan kişilerin yaptıkları savunmaya denilir.

Savunmanın içeriğinde duruma göre bazı değişiklikler olabilir. Örneğin eylemlere sahip çıkılmayabilir veya kişiler hakkında kesin kanıtlar varsa sahip çıkılabilir. Her durumda siyasi savunmanın değişmeyen kuralı, örgüte ve onun savunduğu teoriye sahip çıkmaktır.

Kendini filanca örgütün militanı olarak –yönetici olunduğu söylenmeyebilir, bu da içinde bulunulan duruma göre değişir- açıkça ifade etmek ve o örgütün savunduğu teoriye sahip çıkmak…

Siyasi savunmanın asgari içeriği budur. Daha fazlası davanın durumuna göre değişebilir.

Soru: THKP-C (Acilciler)’den çok kişi mahkemelerde yargılandı. Kaç tanesi siyasi savunma yaptı? Kaç tanesi örgüte sahip çıktı? Kaç tanesi bu örgütün silahlı mücadele anlayışını savundu?

Oldukça azdır! Herkesi bilmiyorum ama bildiklerimin üzerine birkaç tane ekleseniz bile sayı yine de oldukça azdır. HDÖ bu konuda daha iyidir. Bunu açıkça belirtmek gerekir.

İlk büyük Acilciler davası olan İstanbul davasında ben ve Ali Sönmez siyasi ifade verdik. (Siyasi savunma yapılmadı zira dava o aşamaya geldiğinde bu kişiler artık hapiste değildi.) İbrahim Yalçın’ın tahliye umudu vardı ve nitekim oldu da. Bu nedenle siyasi ifade vermedi.

Örgüt yöneticilerinden ve kendini o dönemin en önde gelen kişisi olarak tanıtan Mihrac Ural da siyasi ifade vermedi. “İlgim yoktur hakim bey” söyleminin dışına çıkmadı.

Bırakın örgütü genel bir sosyalizm savunusu bile yapmadı.

Halbuki ceza alacağı belliydi. Mehmet Avan’ın belirlemesiyle hakkında en az 200 kişinin ifadesi vardı. Ve bu “örgüt önderi” bırakın örgüte sahip çıkmayı, “bu örgütün taraftarıyım” bile diyemedi. Bırakın örgüt propagandasını, genel bir sosyalizm söyleminden bile uzak durdu.

Daha 12 Eylül darbesi bile gelmeden ülke dışına kaçan bu “büyük önder” 30 yıldan beri Muhabarat’ın kucağında sözüm ona politika yapıyor.

Bugüne gelelim…

“THKP-C (Acilciler) adlı örgüt 22 yıl önce tarihe karışmadı, halen var ve onu biz temsil ediyoruz” mu diyorsunuz?

Kaçınılmaz olarak karşınıza çıkacak savcılık soruşturmasında ve belki de mahkemede siyasi ifade vermeniz bekleniyor!

Örgüt işleri öyle kolay değildir efendiler. Hele de hakkınızda güçlü kanıtlar bulunmasına karşın örgüt üyeliğinden bucak bucak kaçıyorsanız, sizden örgüt militanı değil, olsa olsa soytarı olur.

İnternet sayfalarında kendini Acilciler militanı olarak lanse etmek kolaydır. Çıkın bunu savcının ve mahkemenin karşısında da söyleyin…

Paçanız sıkmıyor tabii…

Hele de örgüt teorisi olarak neyi savunacağınızı doğrusu merak ediyorum.

“Arap halkının demokratik hakları” mı dediniz?

Acilciler bu değildir!

Acilciler bir silahlı propaganda örgütüdür.

Acilciler tarlası üzerinde Arap çadırı kurarak hiçbir şeyin üzerini örtemezsiniz.

Sizi gibi soytarılar sizi…

Genel soytarı Mihrac Ural’ın minyatür örnekleri…

Hepinizin maskesini indirdik…