Şuanda 251 konuk çevrimiçi
BugünBugün501
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8225
Bu ayBu ay8225
ToplamToplam10476649
kısa kısa... PDF Yazdır e-Posta


Biliyorsunuz İzlanda’da patlayan volkan nedeniyle stratosfer toz bulutuyla kaplandığı için neredeyse tüm Avrupa’da uçak seferleri iptal edildi. Aksilik gibi bugün de Türkiye Barış Meclisi’nden arkadaşlar bir konferans için Almanya’ya geleceklerdi. Sabahtan uçağa binmeleri gerekiyordu ama binemediler. İlerleyen saatlerde durum biraz düzeldi ve ancak yeni Almanya’ya iniş yapabildiler. Bu nedenle bugünkü toplantı yattı, ama yarınki yapılabilecek…

Aslında daha uzun yazacaktım ama bu kadar işin arasında sadece iki konuda kısa yazabileceğim:

Birincisi: MASA-ÖRTÜ VE ÖRGÜT üzerinedir.

Örgüt ya da Acilciler 22 yıldan beri tarihe karışmış durumda… Var imiş gibi gösterilmesinin nedeni, örgütün masanın örtüsü hizmetini görmesidir. Örtü, masayı gizliyor. Bu amaçla kullanılıyor. Masa ise devrimcilerin öldürülmesidir, Muhabarat’tır, örgüt parasının çalınmasıdır, uyuşturucu işidir… Daha da sayabiliriz. Örgütün var gibi gösterilmeye çalışılmasının nedeni, bu pislikleri örgütün adı altında, onu masa örtüsü gibi kullanarak gizleme çabasıdır.

Örtüyü bırakın, masaya bakın…

İkincisi: Duyduğuma göre “Alçaklara Kar Yağıyor Üşümedin mi” yazısı bazılarına kötü batmış. Gerçekler bazılarına her zaman kötü batar.

Mehmet Efendi, sen madem ki Acilcisin, ne ağlaşıp duruyorsun!

Sen de İrfan Ural gibi hem eylemden yakalanıp hem de örgütü üstlenemeyen takımından mısın yoksa…

Gerçi patronun Mihrac Ural da aynısını yapmış, “ben masumum hakim bey” demenin ötesinde bir şey söylememişti…

Devrimci yönetici dediğin böyle oluyor işte…

Paçası sıkmıyor ki örgütü üstlensin…

Dışarıda iken “ben liderim” diye ötmek kolay oluyor ne de olsa…

Polisle anlaşıyor üstüne üstelik… Ne yazık ki biz o zaman bilmiyoruz…

Ve mahkemede de hiçbir şeyi üstlenemiyor.

Hakkında en az 200 kişinin ifadesi var halbuki… En az örgüt üyeliğinden ceza alacağı belliymiş…

Ama paçası sıkmıyor ki örgütü üstlensin…

MİT’in son dakikaya kadar kendisini kurtaracağını düşünüyor.

Mihrac Ural hakkında ülkenin dört bir yanında ifade verilmiş olduğunu, değişik illerdeki hakimlerin de bu nedenle kendisi hakkında çok sayıda tutuklama kararı çıkaracaklarını MİT tahmin edemedi.

Mihrac Ural da bu kadarını hesaplayamadı…

Yakında çıkarım sanıyordu ama tutukluluk uzadıkça uzadı…

Sonuçta arkasından itilerek hapisten kaçtıktan sonra ülkeden de kaçtı.

Mecburen…

Bir kere daha yakalansaydı bu kez herkesten gizli olarak polisle işbirliği yapamayacaktı.

Kendisini televizyondan izleyecektik…

Sesi de iyidir yani… “Teslim olun, devletle uğraşılmaz” dediğinde eminim ki çok kişi bir yandan kızacak bir yandan da “bak şu zibidiye” diyecekti…

Sen de, Mehmet Efendi,  paçan sıkmıyorsa, Acilci olmazsın. Seni zorla böyle yapan yok. Sen kendin ortaya atıldın. Aramızda seni tanıyan herhalde yoktur. Sen kim siyasi mücadele kim…

Otur oturduğun yerde ve anlamadığın işlere bulaşma…

Mücadele, “bu karayı al parayı” oyunu değildir. Karayı değil papazı da bulabilirsin…

Bunu önceden bil ve papazı bulunca da ağlama…

Ayağımızın altında dolaşma… Sen Mihrac Ural’ın tetikçiliğine soyunmazsan, biz seninle neden ilgilenelim?

Seni tanımayız etmeyiz.

Haydi aslanım, bir an önce aklını başına toplarsan iyi edersin…