Şuanda 348 konuk çevrimiçi
BugünBugün1799
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9523
Bu ayBu ay9523
ToplamToplam10477947
hapishane günlüğü 24: alemdağ askeri cezaevi PDF Yazdır e-Posta


1982 yılının sonu yada 83 başlarında, Alemdağ askeri cezaevine getirildim. Yarısı toprağa gömülü zemin katta, küçücük demir parmaklıklı pencereleriyle, bırakınız insanların yaşamasını, hayvanın bile yaşamayacağı kadar sağlıksız bir yer. Askeri alan içersinde ilk bakışta nazi kampını andıran çirkin bir bina..

Kapıdan girdiğiniz zaman, koğuşlarına iki sıra merdivenle inilen, bir tanesi küçük diğeri büyük olan iki, ( üç de olabilir) tane koğuşu vardı. 100 kişiye yakın bir kapasitesi olan 2. Koğuşa verilmiştik. Üst katında  revir koğuşu bulunan  Alemdağ askeri cezaevinde havalandırma var mıydı bilmiyorum, çünkü burada havalandırmaya çıkartılmadım. 2 veya 3 ay gibi kısa bir süre kaldığım bu cezaevine nede getirilmiştim? Onu da bilmiyorum. Alemdağ cezaevinde  banyoya da gitmediğim için, banyo’nun da olup olmadığını görmedim, bilmiyorum.  Avukat görüşü ve ziyaret görüşüne de çıkmadım. Yasak mıydı? hatırlamıyorum ama, çıkmadığımı iyi hatırlıyorum.

Daha önce Metris’teyken biliyordum, 24 Aralık 81tarihinde bir ziyaret günü, Siyasi şubeye alınarak yeniden sorgulanmak istenen devrimci arkadaşlarını vermek istemeyen devrimci tutukluların  başlattığı direnişi kırmak için içeriye atılan gaz bombalarıyla iki devrimciyi HAKAN MERMEROLUK VE ŞERİF YAZAR’ı burada öldürmüşlerdi. Bu operasyon sırasında yaralanarak hastaneye kaldırılan bir başka devrimci BAHADIR DUMANLI ise daha sonra, 3 Ocak 82 tarihinde hastanede yaşama veda etmişti..

Operasyon , İstanbul emniyetinin talebi üzerine bizzat 1. Ordu komutanı Haydar SALTIK tarafından verilen emir’le yapılmıştır.

Operasyon sırasında orada bulunan bir devrimci o gün yaşadıklarını şöyle anlatıyor. ‘’..O gün hava da yoğun bir lodos bulunuyordu, koğuşun ortasında yoğun bir sis bulutu kalmıştı. Koğuşta bulunan herkesten iniltiler, kusmalar ve bayılmalar, haykırışlar geliyordu. Ellerimizde bulunan havlu ve limonlar ile önce kendimizi ayıltmaya çalışıyorduk. Cezaevi müdürü olan Binbaşı içerideki “facia”yı gördüğü zaman bizlere kazma kürek atarak “çocuklar demirleri kırarak çıkın” diye çırpınmaya başladı

Ve 24 Aralık 1981 tarihinde Alemdağ Askeri Cezaevi’nde yaşanan “savunmasız insanlara” yapılan “orantısız güç” uygulaması sonrasında Şerif YAZAR ve Hakan MERMEROLUK yaşamlarını yitirdi. Sorguya giden arkadaşımız ,onlar benim yüzümden öldü diyerek psikolojik bunalıma düştü. ‘’

Emir – komuta zinciri içerisinde , 12 eylül sabahı, saat  03:00’de, bayrak harekatı ile başlayan ve saat 04:00’da milli güvenlik kurulu adına yayınlanan ilk bildiri; ‘’YÜCE TÜRK MİLLETİ’’ diye başlıyordu.

“yüce türk milleti; büyük atatürk'ün bize emanet ettiği ülkesi ve milletiyle bir bütün olan, türkiye cumhuriyeti devleti, son yıllarda izlediğimiz gibi dış ve iç düşmanların tahrikiyle, varlığına rejimine ve bağımsızlığına yönelik fikri ve fiziki haince saldırılar içindedir.

devlet, başlıca organları ile işlemez duruma getirilmiş, anayasal kuruluşlar tezat veya suskunluğa bürünmüş, siyasi partiler kısır çekişmeler ve uzlaşmaz tutumları ile devleti kurtaracak birlik ve beraberliği sağlayamamışlar ve lüzumlu tedbirleri almamışlardır. böylece yıkıcı ve bölücü mihraklar faaliyetlerini alabildiğine arttırmışlar ve vatandaşların can ve mal güvenliği tehlikeye düşmüştür.

atatürkçülük yerine irticai ve diğer sapık ideolojik fikirler üretilerek, sistemli bir şekilde ve haince, ilkokullardan üniversitelere kadar eğitim kuruluşları, idare sistemi, yargı organları, iç güvenlik teşkilatı, işçi kuruluşları, siyasi partiler ve nihayet yurdumuzun en masum köşelerindeki yurttaşlarımız dahi saldırı ve baskı altında tutularak bölünme ve iç harbin eşiğine getirilmişlerdir. kısaca devlet güçsüz bırakılmış ve acze düşürülmüştür.

aziz türk milleti; işte bu ortam içerisinde türk silahlı kuvvetleri, iç hizmet kanununun verdiği türkiye cumhuriyetini kollama ve koruma görevini yüce türk milleti adına emir ve komuta zinciri içinde ve emirle yerine getirme kararını almış ve ülke yönetimine bütünü ile el koymuştur. girişilen harekâtın amacı, ülke bütünlüğünü korumak, milli birlik ve beraberliği sağlamak, muhtemel bir iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek, devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis etmek ve demokratik düzenin işlemesine mani olan sebepleri ortadan kaldırmaktır. parlamento ve hükümet feshedilmiştir. parlamento üyelerinin dokunulmazlığı kaldırılmıştır.
bütün yurtta sıkıyönetim ilan edilmiştir yurt dışına çıkışlar yasaklanmıştır.


vatandaşların can ve mal güvenliğini süratle sağlamak bakımından saat 05.00'den itibaren ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı konulmuştur. bu kollama ve koruma harekâtı hakkında teferruatlı açıklama bugün saat 13.00'teki türkiye radyoları ve televizyonunun haber bülteninde tarafımdan yapılacaktır. vatandaşların sükûnet içinde radyo ve televizyonları başında, yayımlanacak bildirileri izlemelerini ve bunlara tam uymalarını ve bağrından çıkan türk silahlı kuvvetlerine güvenmelerini beklerim"

Zaman ilerledikce, darbe lideri EVREN’in ‘’yüce türk milleti’’  adına el koyduğu ülkede, Ölüm olayları, asmayalım da besleyelim mi? Diyen mantığın iki dudağı arasında çıkacak söze göre uygulanıyordu artık.
Yakın tarihimizin en korkunç kıyım  ve zulüm hareketi olarak  tarihe geçecek olan faşist darbe ile demokratik kitle örgütlerinin tamamı kapatılmış, yönetici ve üyeleri işkencelerden geçirilmiş devlet  tepeden tırnağa yeniden ve askeri  bir biçime göre dizayn ediliyordu. İlerici, devrimci, demokrat görünümlü her kurum ve kişiye karşı koyu bir düşmanlık  dalgası yaratılmaktaydı..Kürt ulusu üzerindeki baskı ve zulüm daha da ağırlaştırılmıştı..
 

17 yaşında olmasına rağmen, yaşı büyütülerek  idam edilen  Erdal Eren...

Engels’in, ‘’doğanın diyalektiği’’ kitabını bastığı için, Mamak’ta dövülerek öldürülen sol yayınları sahibi İlhan ERDOST...

Ve, darbe ilanını yaptığı gün işçi ücretlerinin fazlalığından şikayet eden Kenan EVREN...

Alemdağ askeri cezaevinde de her cezaevinde  olduğu gibi bütün örgütlerden devrimciler vardı. Ben buraya gelmeden kısa bir süre önce birinci koğuşta yakalanan bir tünel olayı nedeniyle denetim oldukca sıklaştırılmış olmasına rağmen gözle görülen bir baskı yoktu. Bizim davadan Fikret öztürk’le beraberdik. Tarihini pek hatırlamamakla beraber, Istanbul 1 ordu komutanı Haydar Saltık cezaevini denetime gelmişti. Tutuklu arkadaşların kibrit çöplerinden yaptıkları gemi ve benzeri hediyelik eşyaları gördüğü zaman,’’bakın işte rahatınız  yerinde, daha neden şikayetcisiniz’’ sözüne karşılık, Fikret Öztürk’ün,’’ o kadar beğendinizse buyurun biraz da siz yatın’’ cevabına karşılık yorum yapmadan çekip gitmişti..

Alemdağ cezaevi serüvenim uzun sürmedi. Doğrusunu söylemek gerekirse burada fazla bir şey de hatırlamıyorum. Tek hatırladığım şey, Partizan’cı  arkadaşlar tarafından içerde yazılan bir bildiriydi. Bildiri, Adana’da, kanal’a yüzmeye giden bir taraftarlarının anısına yazılmıştı. Bildirinin sonunda ilginç bir cümle vardı ve bu nedenle hep aklımda kalmıştır. Olay anlatıldıktan sonra, bu konuda ‘’Dünya devrimci hareketinin çıkartması gereken dersler olarak, yüzgeç bilmeyenin çimmeye gitmemesi’’ Burada, yüzgeç derken yüzme, çimme derken, yıkanmak anlatılmaya çalışılıyor olmasına karşın her iki kelimenin de yerel olması açısından arkadaşlar arasında bayağı tartışma konusu olmuştu. Bu arada aynı koğuşta, Amerika’da doktora eğitimi yapmış Partizancı bir arkadaş daha bulunuyordu ve yataklarımız yan yanaydı. Şakacı bir arkadaştı ve kendisiyle espri yapardık. ‘’Amerika’larda eğitim görüp, Türkiye’de yarı- sömürge, yarı-feodal ilişkilerin hakim olduğu bir ekonomik yapı tespitinin  nasıl bişey’’ olduğunu sorar, gülüşürdük...

Alemdağ cezaevi serüvenim fazla sürmedi.  Kısa zaman sonra SULTANAHMET cezaevine sevk edildim.

Bundan önceki bölümlerde olduğu gibi, bu bölümün sonuna da, 12 Eylül döneminde görev yapmış işkenceci emniyet müdürleri, şube müdürleri,  polis ve ordu mensuplarının bilinen kimi isimleri yazacağım. Unutulmasınlar, akıllarda kalsın diye yazacağım.

Fahri GÖRGÜLÜ, Emniyet Genel Müdürü

Sabahattin ÇAKMAKOĞLU, Emniyet Genel Müdürü

Ülkü MERT,Terörle Mücadele ve Harekat Daire Başkanı

Necati ALTUNTAŞ, İstanbul Çevik Kuvvet Şube Müdürü

Hüseyin ÇAPKIN, Emniyet Genel Müdürlüğü siyasi konulardan sorumlu müdür yardımcısı-

Şükrü BALCI, İstanbul Emniyet Müdürü, yoldaşlarımızın ve birçok devrimcinin katlinden doğrudan sorumlu

Ünal ERKAN, Ankara Emniyet Müdürü, İstanbul Emniyet Müdürü ve Edirne Valisi

Mümtaz BAYKAL, İstanbul Emniyet Müdür yardımcısı

İsmail TAŞKAFA,

Lütfü TOMUŞ : İzmir Emniyet Müdürü, Bursa Emniyet Müdürü ve bir önem İstanbul Siyasi Şube müdürü olarak işkencelerden sorumlu

Ahmet KARAKURT, İzmir Emniyet Müdürü

Ahmet ATEŞLİ, İstanbul emniyet amirlerinden. Görev yaptığı dönemde birçok devrimciye işkence yapılmasından  ve birçok devrimcinin katlinden sorumlu

Hamdi ARDALI, İzmir Emniyet Müdür yardımcısı, İstanbul Emniyet Müdürü

Uğur GÜR, İzmir Emniyet Müdür yardımcısı ve bir dönem İstanbul'da birçok devrimcinin katili

Ali AKAN : Ankara Emniyet Müdürü ve DAL grubu sorumlularından

Azmi DERİN : Ankara I. Şube Müdürü ve DAL grubu sorumlularından

Mehmet AĞAR : İstanbul I. Şube Müdürü ve Ankara Emniyet Müdürü

Hasan ERYILMAZ Ankara I. Şube müdürü


Atilla AKSOY : Ankara Emniyet Müdür yardımcısı

Cevdet SARAL : Ankara Emniyet Müdürlüğü I. Şube Müdür muavini  DAL grubu sorumlularından

Barbaros H. AYDIN : Ankara Emniyet Müdür yardımcısı

Zeynel A. AKSOY : Ordu Emniyet Müdürü

Kemal ÇELEBİ : Erzincan Emniyet Müdürü

Celal ŞİRİNTERLİKÇİ : Tunceli Emniyet Müdürü

Ömer İLERİ : Çorum Emniyet Müdürü

Şükrü YETİMOĞLU : Hatay Emniyet Müdürü

Ali SAKALLI : Kütahya Emniyet Müdürü

Erol İzzet KESECİ : Gaziantep Emniyet Müdür yardımcısı

M. Ali ÖZEN : İzmit Emniyet Müdürü


Şerafettin GÖKÇEÖREN : Edirne Emniyet Müdürü

Bolat BOLALOĞLU : Antalya Emniyet Müdürü

İlhan LOSTAR : Kırklareli Emniyet Müdürü

Şakir ERTAN : Trabzon Emniyet Müdürü

Fahrettin SÖKMENER : Kocaeli Emniyet Müdürü

Erol İNCE : Bilecik Emniyet Müdürü

Abdullah SELVİ : Tekirdağ Emniyet Müdürü

Mithat ŞAHİN : Afyon Emniyet Müdürü

Kemal TACİROĞLU : Eskişehir Emniyet Müdürü

Orhan KAYNAMAZ : Eskişehir Emniyet Müdür yardımcısı

Halil BOZDOĞAN : Eskişehir Emniyet Müdür yardımcısı

Turan KOZAN : Manisa Emniyet Müdürü

Mehmet CANSEVEN : Elazığ Emniyet Müdürü

Asaf ÇALIŞKAN : Yozgat Emniyet Müdürü

Gültekin DEMİR : Muğla ve Adana Emniyet Müdürü

Aydın GENÇ : Mardin Emniyet Müdürü

Zeki ÖTER : Emniyet Genel Müdür Muavini

Yaşar GÖKIŞIK : Kayseri Emniyet Müdür yardımcısı

Mustafa TAŞKAFA : Edirne Emniyet Müdür yardımcısı ve İstanbul Çevik Kuvvet Müdürü

Ertuğrul OĞAN : Emniyet Genel Müdürlüğünde Daire Başkanı

Mustafa TEKELİ : Emniyet Genel Müdürlüğünde muavin

Ali DERE : Emniyet Genel Müdürlüğünde Daire Başkanı

Halit KARABULUT : Emniyet Genel Müdürlüğünde daire Başkanı

Erdem YURTSEVEN : Emniyet Genel Müdürlüğü yetkililerinden


Beyhan ERTÜRK : İstihbarat Daire Başkanı

Osman GÜVENİR

Ümit ERDAL : Asayişten sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı

Tuncer MERİÇ : Kaçakçılık ve İstihbarat Daire Başkanı

Metin AKSOY : İzmir Emniyet Müdür Yardımcısı ve İstanbul'da müfettiş

Mustafa YİĞİT : Teftiş Kurulu Başkanı, bir dönem İstanbul Emniyet dürü

Oktay ENGİN : APK uzmanı

Ümit ESMER

Edip BULUT

Alpaslan BİLGİNER

Raşit YILMAZ

Mehmet AKSU : Emniyet Genel Müdürlüğünde Daire Başkanı

Yüksel TUNCER : Florya Polis Okulu Müdürü

Halil BAHÇEKAPILI : Müfettiş

Rıfat ÖZBİRGÜL

Nuri ESİRGEN : Emniyet Genel Müdürlüğünde Daire Başkanı

Güven ŞAHİN : İstanbul Emniyet Müdür yardımcısı

Lütfü LÜK

Orhan ACAR : Ankara Emniyet Müdür yardımcısı

Mehmet KAYTAN : Kars I. Şube Müdürü

Mustafa ÖZER : Kars siyasi şube sorgu amiri

Altay POLAT : Ankara siyasi şube müdürlerinden

Mustafa KULALAR

Mustafa ATAK

Aydın GÜNEY

Fahrettin METİN : Kaçakçılık ve İstihbarat Dairesi Silah ve Mühimmat Şube Müdürü

Halil SULTAR : Kaçakçılık ve İstihbarat Dairesi Şube Müdürü

Haluk GÖZEN : İstanbul Eminönü Emniyet Amiri

Dursun HOCAOĞLU : Üsküdar Emniyet Amiri

Oral ÇIĞ : Adana 1. Şube Müdürü

Nihat ÜLKEKU,L  Emniyet müfettişi Cemal ERSOY  Komiser muavini

Turan ÖZTÜRK

Ziya ÖZDEMİR

 Erol AYTEKİN

 Davut BUCAK

Faruk DARENDELİ

Fahrettin İLGÜN

Kenan AVCI

Mehmet GÜNEY

Münir YAZDIÇ

Mücahit ÖZDEMİR

Mustafa UĞUR

Mesut SAKAAYAR

Mustafa BAYIR

Muzaffer ÇATAK

Nazif MALKOÇ

Nuri ONAT

Recep UZUNTAŞ

Selçuk ALPASLAN

Uğur ÖZDEMİR

Kemal GÖKER

Harun BOZOKLUOĞLU

(25. bölüm,  Sultanahmet cezaevi ve karar mahkemesi ile devam edecek)