07.01.2010 tarihinde. Mihrac Ural blogunda Salih Hoca imzalı bir yazı yayınlandı.

 Adı geçen yazıda Babamız, Mehmet KOÇ'un  ağzından, gerçek yoldaşları hakkında ''şaibeli'' sözler söylenmiş ve Babamız tarafından Mihrac Ural'a selam yollanmış olduğu yazılıdır.

 Bu yazıyı yazan kişinin bunu ne maksatla yazdığını elbette bilemeyiz. Ama bu yazıyı yazan şahsı, en başta biz Koç ailesi olmak üzere, Paris'te yaşayan tüm devrimciler  ve  Fransa’da yaşayan Türk ve Kürtler çok iyi tanırlar.

 Bu yazıyı yazan Ve Salih Hoca diye imza atan şahıs YALAN SÖYLÜYOR. Bu şahıs, aylarca hastahanede yatan babamız Mehmet Koç'un yanına iki kere gelmiş olup toplam 10 dakika bile kalmamıştır.

Oysa, babamızın gerçek yoldaşları, dostları, arkadaşları olan ve yıllarca birbirlerinden ayrılmadığı kişiler olarak en başta  İbrahim Yalçın. İrfan Dayıoğlu, Nuray Bayındır ve Hasan Cabir hemen her gün babamızın başucunda bulunmuş, onunla saatlerce sohbet etmişlerdir. 

 Aile olarak çok iyi biliyoruz ve yakinen tanığız. 

 Babamız Mehmet Koç, İbrahim Yalçın'ı bizzat kendisi zorlayarak bir kamera aldırmış ve hayatımı yazın, bu benim size vasiyetimdir  diyerek düşüncelerini kendi istediği biçimde kendi iradesiyle kameraya aktarmıştır.

 Babamızın, hasta yatağında Mihrac Ural'a selam gönderdiğini söyleyen Salih Hoca adlı şahıs, daha önce, herkesi olduğu gibi babamızı da dolandıran şahıstır.

 Mihrac Ural olarak adı geçen şahıs ise, babamızın hiçbir zaman devrimci olarak görmediği ve çete diye bahsettiği şahıstır.

 Mihrac Ural adlı şahıs, Suriye'de babamız Mehmet KOÇ'u Türk polisine İHBAR EDEN ŞAHISTIR.

1988 yılında babamız Mehmet Koç'un kamuoyuna yazdığı ve Mihrac Ural adlı şahsı ihbarcı olarak deşifre ettiği açıklaması bunun en büyük kanıtıdır..

Babamız tarafından bir çete reisi olarak bilinen Mihrac Ural, hayatını devrime adamış Babamızın, 1988 tarihinde yoldaşlarıyla birlikte örgütten ayrılarak TKEP'e katılma kararı alması üzerine, Babamız hakkında alçakça karalamalarda bulunarak, Arap düşmanı, Kürt düşmanı diye yazı yazan şahıstır.

 Mihrac URAL adlı şahıs, aile fertlerimiz tarafından çok iyi bilinir.  Yoldaşlarını öldüren, örgüt değerlerine (bu değerler içinde babamızın ve ağabeyimizin de büyük katkısı vardır) el koyan bir hırsız olarak, babamız tarafından  kesinlikle devrimci olarak görülmeyen bir şahıstır.

 Bu şahısların babamızı kullanmalarına kesinlikle meydan vermeyiz verdirtmeyız. Babamızın hayatı ve mücadelesi yazıldıgı zaman bunların söyledikleri yalanlar yüzlerini kızartacaktır.

 Mihrac Ural ve çetesi, Babamız MEHMET KOÇ adını kesinlikle ağzına almamalıdır.

Babamız Mehmet KOÇ, hayatı boyunca GERÇEK BİR KOMÜNİST GİBİ YAŞADI VE ÖYLE DE ARAMIZDAN AYRILDI.

Babamız MEHMET KOÇ, MİHRAC URAL VE ONUN ÇEVRESİNİ DEVRİMCİ DEĞİL, DEVRİMCİLERİN  DÜŞMANI VE SURİYE AJANI BİR ÇETE OLARAK GÖRDÜĞÜ İÇİN, ONLARLA İLİŞKİSİNİ ÇOKTAN KESMİŞTİ.

Babamız MEHMET KOÇ, İlker Akman'ın, Hasan Basri Temizalp'ın, Yusuf Ziya'nın, Yüksel Eriş'in, Engin Erkiner’in, Teslim Töre'nin, İbrahim'im, İrfan'ın, Nuray'ın, Haydar'ın kısacası devrimci olan herkesin yoldaşıdır.

Mihrac URAL ve çetesi ile yoldaşlıgı yoktu, onlara karşı mücadelesi vardı. 

Devrimci kamuoyunun bilgisine sunarız.

 MEHMET KOÇ AİLESİ ADINA

GÜLSEREN KOÇ...