Şuanda 212 konuk çevrimiçi
BugünBugün1700
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9424
Bu ayBu ay9424
ToplamToplam10477848
Tacettin Sarı olayı ve bir düzeltme PDF Yazdır e-Posta


 

Bu sitede, üç seneye yakındır, tarihimizle ilgili konuları aydınlatmaya ve bu tarih içersindeki ayrık otlarını temizlemeye çalışıyoruz. Bugüne kadar değişik yoldaşlar tarafından yüzlerce sayfa yazı yazıldı.  

Bizzat yaşadıklarımızı, duyduklarımımızı ve güvendiğimiz yoldaşlarıın anlatımları referans kabul edilerek yazıldı.

Bugüne kadar bu sitede yazılan her konunun, söylenen her sözün birden çok tanıkları var.

Mihrac Ural konusunda yazdığımız yazılar  inkar edilemez bir biçimde belgelidir. Diğer bir bölümü ise kendi itiraflarıdır. Çetleşmelerinden aldığmız, bizzat kendisi tarafından anlatılan şeylerdir.

Tacettin Sarı ile ilğili de bir çok şey yazdıkTacettin’in Muhabarat subayı olduğunu, Mihrac Ural tarafından bilinçli olarak korunan özel muhaberat ilişkisi olduğunu anlattık. Tacettin Sarı’nın, Mihrac Ural ile birlikte Muhaberat adına içimize sızdırıldığnı ve bu ikilinin çift yönlü ajan olduklarını da yazdık.

Hemen belirtelim, Tacettin Sarı’nın her hafta Mihrac Ural’ı cezaevlerinde ziyaret etmesine karşın yakalanmamış olması (Tacettin Sarı dışında herkes takip edildi ve yakalandı) Mihrac Ural tarafından korundugu ve özellikle yakalattırılmadıgı konusundaki düşüncelerimiz değişmemiş olmasına karşın, Bu ikilinin birbirleriye önceden haberli olarak içimize sızdırıldıkları konusundaki düşüncemiz değişmiştir.

Bugüne kadar karanlıkta kalmış gerçeklerin ortaya çıkartılması, uğaşımızda, yoldaşlardan gelen yoğn bilg iletimi sonucu, kimi eksikliklerimizi de tamamlayarak, eksik ve yanlışlarımızı da düzeltmeye çalışıyoruz. Amacımız ; Kimseyi haksız yere suçlamak, bu örgüt adına emek vermiş kim olursa olsun hiçbir yoldaşımızın onuru ile oynamadan, verdiği mücadeleyi göz ardı etmeksizin, herşeyi yerli yerine oturtaraktır.

Tacettin Sarı olayına bu anlayışla bir kere daha ve son kez değinmemiz bundandır.

Tacettin Sarı, Mihrac Ural tarafından korunmuş ve özel olarak yakalattırılmamış olabilir ama, Tacettin’in, Mihrac Ural tarafından özel olarak korunarak gizli tutulduğundan haberli oldugu ve bu ikilinin, birbirleriyle önceden anlaşarak bilinçli bir ihanet içersinde oldukları, son gelen bilgiler ışıgında  mümkün görülmemektedir.

Tacettin Sarı, Mihrac Ural tarafından korunmuş olsa bile, korunma nedeni Tacettin Sarı’nın bilğisi dışındadır.

Öyle anlaşılıyorki, Tacettin Sarı’da, diğer birçok yoldaş gibi, Mihrac Ural adlı sahtekar ajan tarafından hedef şaşırtmak amacıyla kullanılmış ve kuşkuları Tacettin Sarı’ya yönelterek,  kendisini gizlemeyi hesaplamıştır.

Acilciler, Bugüne kadar, Tacettin Sarı’nını, ‘’ THKP-C Acilciler’in Genel komite üyesi ve bir dönem Türkiye sorumlusu’’ oldugunu, 12 Eylül’den kısa zaman önce, aniden örgütten kaçarak Suriye’de Muhabarat subayı olarak çalışmaya başladı, olarak bilirler ve  demekki, Türkiye’de örgütümüz sorumlusu oldugu dönemde de Muhaberat ajanı imiş diye tanırlar.

Tacettin’in, ‘’Örgüte haber vermeden Suriye’ye kaçtı’’ğını ve Suriye’de ‘’muhaberat subayı’’ oldugunu, tüm örgüt biirimlerine söyleyen kişi,  MİHRAC URALdır.  

Tacettin Sarı’nın, Temmuz 1980 tarihinde Suriye’ye gittikten hemen sonra, ‘’Tacettin Sarı kaçtı’’ diye gıyabında cezalandırma kararı alınmıştır.  Böyle bir kararın alınmasını öneren ve karara onay veren kişi de MİHRAC URAL’dır.

Mihrac Ural’ın, Tacettin’den kısa bir süre sonra, Adana cezaevinden  kaçtıktan bir gün sonra Suriye’ye gitmesi, Tacettin’le buluşmaları ve ardından, Suriye’ye gelen tüm yoldaşlara: ‘’..Tacettin Sarı’yı, gördükleri zaman hiçbir şey dememelerini, Tacettin’in Muhabarat Subayı olarak örgütümüze önemli yardımlarda bulundugunu ve bu nedenle daha önce hakkında alınan cezalandırılması yönündeki kararı şimdilik unutmamız’’ gerektiğini söyleyerek, hepimizi, özellikle uyaran kişi’de Mihrac Ural’dır.

Mihrac Ural, Tacettin Sarı’yı, öyle olmadıgı halde Muhaberat subay’ı imiş gibi göstererek, Suriye ve muhaberat ilişkilerinden rahatsızlık duyarak kendine yönelebilecek tepkileri Tacettin Sarı’ya yöneltmek istemiştir. Kendi ilşkilerini Tacettin’in ilişkisi gibi göstererek kendini ğizleyip Tacettin’i ortaya atmıştır.

Öte yandan, ‘’Tacettin ve benzeri muhabarat elemanları ile  önemli ilişkilerim var’’ diye, kendi konumunu da örgüt içersinde güçlü göstermeye çalışmıştır.

Tacettin Sarı’nın Türkiye’den kaçtıgı yalanını söylerken, Tacettin’in, gitmeden once ilşikileri de devretmediği mesajını vererek, kendisinden kaynaklanan operasyonlar ve nasıl yakalandkları hala karanlık olan kimi yoldaşların yakalanmalarında, kendi gerçekliğini gizleyerek hedeflerin başka yöne( tacettin’e) kaymasını amaçlamıştır.

Mihrac Ural, Tacettin Sarı’nın yurt dışına çıkacagını bildiği ve hatta çıkmasını bizzat kendisinin söylemiş olmasına ragmen, Tacettin çıktıktan sonra ‘’KAÇTI’’diye ortalıgı ‘’ayağa kaldırarak’’örgüte yalan söyleyip, gıyabında, CEZALANDIRMA kararı aldırtması’da önceden tasarlanmış bir oyunun parçası olarak karşımıza çıkıyor.

Mihrac Ural artık çıplaktır. Tepeden tırnaga soyulmuş ve çırılçıplak edilmiştir. İnine kadar kovalayacagımızı yazmıştık, in’ine kadar kovaladık ve in’ine girdik. Artık bilgiler en yakın çevresinden akmaya başladı. Tacettin Sarı gerçegini bu nedenle ortaya çıkarttık ve bir yanlışı bu vesileyle düzeltmek istedik.

Hiç kimseyi bilinçli olarak karalamak, hakkında yalan beyanda bulunmak niyetinde değiliz. Böyle bir anlayışı şiddetle reddederiz. Buna ihtiyacımız da yoktur. Devrimci ahlak anlayışımız bu ve benzeri komplocu faaliyetlerin karşısındadır.

Bizim işimiz kişilerle değil, Bu tarihe emek vermiş ve bilinçli olarak ihanet içersinde bulunmamış herkes arkadaşımız, yoldaşımızdır. Biz, bugün nerede olurlarsa olsunlar ne yaparlarsa yapsınlar, devrimin ve sosyalist mücadelenin genel çıkarlarına zararlı bir faaliyet içersinde olmadıkları sürece karşımızda degil yanımızda olarak bilmek durumundayız.

Bilinçli bir ihanet içersinde olanlar için söze gerek yok. Onları çırılçıplak etmeye devam edecegiz.

Tacettin Sarı üzerine oynanan oyunun baş aktörü Mihrac Ural’dır. Bütün örgüt birimlerine ve militanlarına ,

‘’ örgütten kaçtı, ilişkileri devretmedi. Suriye’de muhaberat subayıdır.’’ Diyerek Tacettin ismini çok yönlü kullanarak örgütümüzü yanıltan, hedef şaşırtan ve kendisini ilelebet gizleyebileceğini sanan Mihrac Ural’ın bu yönünü de açıga çıkartmış bulunuyoruz.

Son günlerde, Mihrac Ural’ın yakın  çevresinden gelen yoğun bilği akışı içersinde Tacettin Sarı gerçegi de bulunmaktadır.

Tacettin Sarı hakkında bize ulaşan bilgilerin kaynagını tanıyoruz. Gelen bilgilerin dogru oldugu konusunda hiç kuşku yok. Buna ragmen özellikle cevaplandırılması gereken bazı sorular var..

Acilciler tarihinin eksiksiz yazılabilmesi için cevaplandırılması gereken sorular var..

a.    Tacettin Sarı’yı yurt dışına gönderen Mihrac Ural, ‘’Tacettin Sarı kaçtı’’ diye hakkında neden cezalandırma kararı aldırdı?

Tacettin Sarı, Mihrac Ural’ın bu konudaki iki yüzlülüğünü bildigi halde neden ses çıkartmadı?

b.    Tacettin Sarı, Yurt dışına çıkmadan önce ‘’ilişkilerini devretmedi ve herşeyi yüzüstü bırakarak kaçtı’’ diye biliyorduk. Öyle olmadıgı anlaşıldıgına gore,Gitmeden önce İlişkilerini kime, yada kimlere devretmesi istendi?

İlişkilerini devretti mi devretmedi mi? Devrettiyse kime devretti ?

Devretmediyse, neden devretmedi ? 

c.    Tacettin Sarı’nın Mihrac Ural tarafından Türkiye sorumlusu olarak atanması, onun Türkiye sorumlusu olduğu anlamına gelmediğini biliyoruz. Tacettin’in asıl görevinin, ülkeyi dolaşarak, Mihrac Ural’a bilgi aktarmak için kullanıldığını da biliyorum.

       Tacettin Sarı, bu örgüt içersinde her yönüyle genel bır sorumluluk alabilecek en son kişiler arasındayken, Mihrac Ural tarafından kullanılabilecek bir kişi olarak görülerek bu amaçla kulanıldıgı son bilgiler ışıgında açıga çıkmıştır.

       Herkesi bir biçimde kullanma mantığı içersinde olan bu aşagılık yaratık, Tacettin’i de bu yönde kullanmıştır.

Tacettin Sarı’nın, birçok yoldaş gibi  hataları yada eksiklikleri olabilir. Bunlar, Tacettin Sarı için bu güne kadar yazılanların gerekçeleri olamaz ve olmamalıdır da.

Tacettin Sarı’nın,  Bugüne kadar susması ve susmaya da devam etmesi, kendisinin,1980 yılından beri, Mihrac Ural tarafından örgüte aktarılan yalan bilgilerin baz alınarak değerlendirilmesine neden olmuştur.

Mihrac Ural’ın bu konudaki yalan ve sahtekarlıgıda artık açıga çıkmış bulunduguna göre, yanlışlıgın düzeltilmesi kaçınılmaz oluyor…

Tacettin Sarı, Mihrac Ural’ın örgüte yalan söylediği gibi, örgütten kaçarak Suriye’ye gitmemiştir.

Mihrac Ural’ın bilgisi dahilinde Suriye’ye gitmiştir. Bir kere degil, birkaç kere girip çıkmıştır.

Tacettin Sarı, Mihrac Ural’ın örgüte yalan söylediği gibi, Suriye’ye gitmeden evvel ilişkilerini devretmeden gitmemiştir. Tüm ilişkilerini Mihrac Ural’ın söylediği kişiye, Zafer GÜNDOGDU (B.D.) devrederek gitmiştir.

Tacettin Sarı,  Mihrac Ural’ın örgüte yalan söylediği gibi, Suriye’de muhaberat subayı olmamıştır.

1980 yılının temmuz ayında, 2. kere Suriye’ye geçtiğinde, yanında üç kişi vardır. Bu kişiler aynı bölgenin insanlarıdır. Birlikte Suriye’ye geçtikleri üç kişiden birisi Samandaglı’dır( ismi bizde) Tacettin Sarı, Samandağlı arkadaşı vasıtasıyla Suriye’de bir portakal bahçesinde iş bulup çalışmaya başladı.

Portakal bahçesinin sahibi (ismini şimdilik yazmıyoruz) Antakya’lı ve alevi bir aileden geldiğini ve Türkiye’den kaçtıgını söyleyen Tacettin’in çalışmasından memnun olduğu için kendisiyle ilgilenmiş ve aralarında ciddi bir güven ilişkisi doğmuştur.

Bu kişi, Cemil Esad’a yakınlıgı ile tanınan, bölgede etkili bir ailevi ailedendir.

Tacettin Sarı, portakal bahçesindeki çalışması bittikten sonra, aynı ailenin hanımına KORUMALIK GÖREVİNE başlamıştır. Koruma oldugu için kullandıgı silah, Mihrac Ural tarafından, çevresinde bulunan insanlara karşı, Tacettin Sarı’nın Muhaberat Subayı oldugu yalanını yaymada önemli bir fırsat yaratır.

 Buradaki amaç iki yönlüdür.

Birincisi: ‘’bakın bizim kollarımız nerelere kadar uzuyor diyerek hava atıp kendisini güçlü göstermektir.

İkincisi ve asıl önemlisi de, Tacettin Sarı için daha önce söylediği ve ‘’cezalandıracagız’’(!) diye yaydıgı yalanlarından etkilenerek Tacettin’e sataşılması ihtimalini engellemek ve kimi yoldaşlar tarafından ‘’ Cezalandırılması yönünde karar aldığımız bu adamla neden ilşki kuruyorsun’’ yönünde gelebilecek olan eleştirilerin önünü kesmek için uydurulmuştur bir Mihrac Ural senaryosudur.

Tacettin Sarı, Suriye’ye geçtikten hemen sonra, birçok insanın yaptığını yaparak Mihrac Ural ile örgütsel ilişkisini kesmiştir. Bu sure içersinde onunla zaman zaman kurdugu ilişki tamamen insani bir ilişki olup onun ötesine geçmemiştir.

Tacettin Sarı gibi, Tacettin’in kardeşleri de Mihrac Ural ile yollarını ayırmışlardır.

Bunlardan bir tanesi Kürt Hüseyin olarak bilinen S…’dir ve 1982 yılının ilk aylarında Mihrac Ural’ın olumsuzluklarına ilk tepki koyan ve bir deklarasyon yayınlayarak Mihrac’tan ayrılarak Türkiye’ye dönen grubun içersindedir.

Diger kardeşi de aynı şekilde, 1982 mart ayında 7-8 kişilik bir grupla birlikte Mihrac Ural’dan ayrılanlar arasındadır. Bu grup içersinde dört kişi ülkeye döner ve yakalanır, diger üç kişi Suriye’de kalmaya devam ederler.

Tacettin Sarı’nın, Suriye’deki bugünkü yaşam biçimi, Muhaberat Subayının yaşam biçimi ile uyuşmamaktadır. İki odalı bir evde 600 Suriye lirası kira ödeyerek mütevazi bir yaşam sürdürmektedir.

Suriye’ye gittigi günden beri, kimi temel ihtiyaçları Türkiye’deki ailesi tarafından karşılanmaktadır.

Tacettin Sarı’nın hanımı, Suriye’de tekelde işçi olarak çalışmaktadır ve göz hastalıkları nedeniyle ciddi bir sağlık sorunu bulunmaktadır. Mihrac Ural tarafından en küçük bir dayanışma görmeksizin yaşamaktadır.

Tacettin Sarı’nın, Nebil Rahuma yoldaşı yurt dışına çıkartan kişi oldugunu biliyoruz. Nebil Rahuma’yı Suriye’ye götürüp döndükten sonra  Nebi’I bulamayarak, kaybettiğini de biliyoruz.

Mihrac Ural’ın bu konudaki palavralarının nedenlerinide çok iyi biliyoruz..

Tacettin Sarı, yeterinden çok fazla susmuştur. Bu tarihin aydınlatılmasına katkı sunmalı ve  Mihrac Ural tarafından yaratılan şaibelerin üzerinden kalkması için bildiklerini anlatmalıdır. Kendisinden beklenen budur.

Tacettin Sarı, gerek bilgi birikimi ve ideolojik düzeyi, gerekse de, illegal bir örgüt işleyişi konusundaki tecrübesizliğine rağmen, Mihrac Ural tarafından ciddi ve bir o kadar da ağır bir sorumluluk altına neden girmiştir?

Tacettin Sarı, kendisine söylenenleri değil, kendi düşüncelerini aktarmalıdır.

Tacettin Sarı’dan  beklenen budur…

Engin ERKİNER

İbrahim YALÇIN

Haydar YILMAZ