Şuanda 229 konuk çevrimiçi
BugünBugün1711
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9435
Bu ayBu ay9435
ToplamToplam10477859
mihrac ural, ali fuat çiler ve o. nuri gündeş (1) PDF Yazdır e-Posta


Mihrac Ural’ı sona bırakıyorum. Ali Fuat’tan başlayacağım.

Ali Fuat Çiler ve dönemin MİT İstanbul bölge başkanı  O. Nuri GÜNDEŞ ve bunlar arasındaki ilişkinin sorgulanmasından sonra Mihrac Ural’a döneceğim.

O.Nuri Gündeş’in ‘’anılar’’ın da ne yazıyor? Bir kere daha hatırlayalım.

‘’ YENİDEN TOPARLANAN ACİLCİLERİN İSTANBUL SORUMLUSU ALİ FUAT ÇİLER’İN YAKALANIŞI

Konuşarak örgüte ihanet ettiği gerekçesi ile tekrar toparlanma yoluna girdi. Alına istihbarata göre Bursa kanadı Eşber Yağmur, Ankara kanadı Mihraç Ural’ın örgütlediği Acilciler grubu yeniden organizasyon çalışmalarına başladılar. Örgüt içine sızdırılmış eleman kanadı ile tüm hareketleri kontrol altına alınan grubun önemli zarara yönelmelerini önlemek açısından çökertme zamanının hesap edilerek bekleme sürecine girilmiştir. Ali Fuat’ın her türlü faaliyeti tespit edilip bir plan dâhilinde operasyon düğmesine basılmıştır. Acilciler örgütünün İstanbul liderlerinden Ali Fuat ve eşi Mürüvet Çiler, takip ekiplerince kontrol altındaydı. Ama bir ara nerede oldukları tespit edilememişti. Çok az bir da olsa hedef kendini takipten sıyırabiliyordu. Onun için bazen izlemelere ara verilirdi. Ali >Fuat Çiler’in Cerrahpaşa hastanesine gideceği haberi alınmıştı. Bu gidiş bir türlü gerçekleşmemişti. O günlerde İstanbul şehri anarşik faaliyetlerin odağı haline gelmişti. Takip şubesi yetişemez olmuştu. Yeni bir takip ünitesi kurmak zorunda kalınmıştı.

Çare olarak hastanenin karşısında bir yer bulunup oraya yerleşildi.

(Bu boşlukta Ali Fuat Çiler’in fotoğrafı var.)

 Buradan izleme daha akıllıcaydı. Böylece personel, araç ve gereçten tasarruf edilecek daha başka faaliyetlere de sıra gelecekti. Ali Fuat hastaneye geldi. Gelişi kadar çıkışı da önemliydi. Çünkü hastanenin birçok kapısı vardı. Diğer kapıların birinden çıkabilirdi.

Hastaneye gelişi kodlu bir şekilde telsizle anons edildi. Yardım ekiplerine ihtiyaç duyulmuştu. Yardıma gelen ekiplerde görev yerinde sıklet merkeziyle kapılarda giriş ve çıkış yerlerinde pozisyon aldılar. Ali Fuat hastaneden çıktı. Aksaray istikametine giden otobüs durağına yöneldi. Çok kısa bir süre sonra belediye otobüs durağına geldi.

Belediye Otobüsüne takip ekibinden iki kişide onunla aynı otobüse bindiler, yakın takibe başladılar. Ayasofya müzesi yakınında otobüsten indi. Sultan Ahmet camisinin yanından ara sokaklardan birine daldı ve bir eve girdi.

Gözetleme ve takip devam ediyordu. Saat tam 18.00 e doğru Ali Fuat evden çıktı, yalnızdı ve huyluydu. Kont Takip yaparak dikkatli bir biçimde bindi. Kadıköy vapur iskelesine geldi, karşıya geçmek için Kadıköy vapuruna bindi. Vapur Haydarpaşa iskelesine de uğruyordu. Ama Ali Fuat Kadıköy’e de gidebilirdi. Her iki iniş iskelesinde de konrol ve izleme ekiplerince hazırlık yapıldı.

Ali Fuat Haydarpaşa iskelesinde indi. Giriş holünde banklar vardı, birçok insan oralarda oturmuşlar, yolcularını bekliyorlardı. Ali Fuat banklardan birine yürüdü, orada gözleri görmeyen beyaz bastonlu zayıf ama uzun boylu biri oturuyordu. Onunla konuşmaya başladı.

Takip elemanları Ali Fuat Çiler’in koluna girip Haydarpaşa gar emniyet amiri Neşet Çoşkun’un odasına götürdüler. Ali Fuat Çiler’in görüştüğü adama dokunulmadı. Hemen izlemeye alındı: Yanında da gençten biri vardı. Her ikisi de vapura binip karşıya geçtiler. Oradan Beyoğlu’na gidip Çiçek Pasajında bir kahveye oturdular. Kör adamın tavırlarından bir lider olduğu tahmin ediliyordu. Bu arada Fuat Çiler emniyet amirinin odasında otururken sandalyenin altına bir banliyö bileti attığı görüldü. Ali Fuat odadan tam çıkış yaptığında sandalyesinin altına attığı banliyö bileti yerden alındı.Bu biletin üzerinde bir telefon numarası, altında ise Bursa yazıyordu.Bursa bölge daire başkanına tefonla bu numaranın kime ait olduğu soruldu. Bu telefonun Eşber adında iki gözü de birden görmeyen Eşber adlı bir avukata ait olduğu bildirildi. Bu avukat Ali Fuat’ın Haydarpaşa Gar’ında konuştuğu adamdı.

Ali Fuat Çiler gözaltına alınmıştı. Kör Avukat Eşber önem kazanmıştı. Takip  ve kontrolü daha etkin bir biçimde sürdürüldü.Avukat Eşber’i Beyoğlu Çiçek pasajında kontrol altında tutan ekip şefine durum iletilmiştir. Ekip şefi ise entresan bir haber vermişti. Kör Avukat görmeyen gözleri ile tavla oynuyordu. Bu olay ekipler arası sanki bulmaca çözümüne dönüşmüştü. Eşber hissi sayesinde mi bu oyunu oynamaktaydı? Bir hayli örgüt elemanı çözülüp ele geçirildi. Bu örgüt elemanlarından Rahuma İstanbul Bahçelievler de polisle çatışmada hayatını kaybetti. Onlar fikir mücadelesi yerine çatışma yolunu seçmişler, mücadeleleri için hedefe ulaşmada soygun dâhil her şeyi mubah saymışlardı. Eşber, Avukat olmasına rağmen bir sürü suçların içine girmiştir. En azından Anayasal düzeni değiştirmek için örgüt kurmaktan arkadaşlarıyla ağır suç işlemişlerdir.

(Burada Nebil Rahuma’nın meşhur fotoğrafı vardır.)

 Bu yazı sayfa 280 ile 288 arasında fotoğraflar ile beraber Osman Nuri Gündeşin İHTİLALLERİN VE ANARŞİNİN YAKIN TANIĞI kitabından alıntıdır.’’

Herşey çok açık. Ali Fuat Çiler 1978 tarihinde İstanbul’da adım adım takip altındadır.  O.Nuri Gündeş,

Örgüt içine sızdırılmış eleman kanadı ile tüm hareketleri kontrol altına alınan grubun önemli zarara yönelmelerini önlemek açısından çökertme zamanının hesap edilerek bekleme sürecine girilmiştir. Diyor. Burada, ‘’örgüt içine sızdırılmış eleman kanadı’’ sözünü şimdilik bir kez daha hatırlatıp geçiyor ve Ali Fuat Çiler’e dönüyorum.

Ali Fuat Çiler’in seyir defterini incelemeden önce 26 ocak 1978 tarihli Samandağ ziraat Bankasının kamulaştırılması eylemi var. Bu eylemden bir kaç gün sonra Hatay’da başlayan operasyondan hemen sonra, Şubat 1978 tarihinde Ali Fuat Çiler İstanbul’da uzun süre takip edildikten sonra, O. Nuri Gündeş’in anlattığı biçimde yakalanıyor. Ali Fuat’ın kim tarafından ele verildiği, takip ettirildiği ve yakalattırıldığı bilinmiyor. (En azından ben bilmiyorum) Ali Fuat bunu biliyor mu? O da belli değil. Biliyorsa da söylemiyor ya da söyleyemiyor.

Ali Fuat yakalandıktan hemen sonra, bildiği iki örgüt evini polise bildiriyor. Bu evlerden bir tanesi İrfan Dayıoğlu ve hanımının kaldıkları evdir. Polis arabası ile İrfan’ın evine gelen Ali Fuat Çiler, İrfan Dayıoğlunun hanımını yakalatıyor. ( İrfan o sırada evde olmadığı için yakalanamıyor ve kaçarak kurtuluyor)  Ali Fuat Çiler, İstanbul’da bildiği ikinci evi de ele veriyor. Bu ev, Günay Karaca ve Alaettin Özden’in kaldıkları evdir. Bu eve Mihrac Ural ve Eşber de gelip gitmektedir. Evi basan polis ekipleri, evde kimseyi bulamıyorlar ama evdeki tüm örgütsel dökümanlara el koyuyorlar. Bu evde kalmakta olan Alaettin Özden bir kaç gün sonra Bursa’da yakalanıyor.

Aynı evde, Alaettin Özden ile birlikte kalan Günay Karaca yakalanmıyor ve hakkında soruşturma da açılmıyor.( Muhtemelen bilinçli olarak açılmıyor ve Günay Karaca bir başka operasyon için takibe alınıyor)

Burada çok ilginç bir durum var. Ali Fuat Çiler, yakalanır yakalanmaz bildiği evleri polise vermesine karşın, kendi kaldıgı evi polis’e vermediğini söylüyor. Ali Fuat, İrfan Dayıoglu’nun hanımına da,’’kendi evinde silah ve para olduğu için polise vermediğini, bunun yerine İrfan’ın evini verdiğini’’ anlatarak ‘’mecbur kaldım özür dilerin’’ diye izah ediyor.

Tam da bu noktada, O.Nuri Gündeş’in anlatımları ve A.Fuat Çiler’in söylemleri arasında ciddi çelişkiler olduğu göze çarpıyor ve her iki anlatımda da, ortak  bir şeylerin gizlenmek istendiği izlenimi ortaya çıkıyor.

O.Nuri Gündeş, Ali Fuat’ın uzun süre takip edildiğini, Cerrahpaşa hastanesine bile geldiğinde kapıda beklendiğinden bahsettiğine ve bu denli teferruatlı bir takibe karşın Ali Fuat’ın evinin tespit edilememiş olması mümkün mü?

Kesinlikle mümkün değil. O halde, Ali Fuat’ın evi neden basılmıyor? Ali Fuat yakalandığı zaman evinde silah ve 300 bin TL para var. Bildiği  her iki örgüt evini de polise gösteren, üstelik de günlerce takip edilen Ali Fuat’ın kendi kaldığı evin polis tarafından bilinmemesi pek inandırıcı olmasa gerek. Kaldı ki, aynı operasyonda Ali Fuat’ın hanımı da yakalanmıştır.

Her ne hikmet ise, kendisi ve hanımı yakalanan Ali Fuat’ın evi bilinmiyor.İstanbul sorumlusu ve Samandağ soygunu faili olarak yakalanan ve gazetelere böyle yansıyan bu operasyonla birlikte Ali Fuat İstanbul’dan Antakya’ya götürülüyor ve orada neler oldu, ne soruldu? Ne söyledi? tarafımızdan bilinmiyor  ve Ali Fuat tutuklanıyor.

Ali Fuat tutuklandığı zaman Mihrac Ural hala dışardadır. Mihrac Ural, Mehmet AVAN’a bir pusula yolluyor. Pusula’da, Mehmet Avan’a, ‘’Ali Fuat’ın  poliste konuşmadığı, evini ele vermediği’’ anlatılarak evde, yatağın altında, bir otomatik silah ve 300 bin TL olduğu , bu para ve silahı alarak kendisine ulaştırmasını söylüyor. Mehmet Avan kendisine söyleneni yapıyor ve Ali Fuat’ın evine giderek bu para ve silahı alıyor.

Hemen arkasında, Mehmet Avan şehirlerarası otobüste yolunu çeviren polis ekipleri tarafından yakalanarak tutuklanıyor. Mehmet Avan kendisi anlatıyor. ‘’ yakalandığım zaman, polisler Ali Fuat’ın evine gittiğimi ve Yatagın altında bulunan 300 bin TL ve otomatik silahı aldığımı teferruatına kadar bana anlattılar’’ diyor. Soru şu. Peki madem ki Ali Fuat’ın evi polis tarafından bilinmiyordu da, Mehmet Avan’ın bu eve gittiği ve evde bulunan silah ve parayı kuruşuna kadar  aldığını nereden biliyor?

Mehmet Avan’a, sorgusu sırasında, Polis tarafından işbirliği teklifinde bulunuluyor, ‘’bizimle işbirliği yaparsan çok az bir ceza ile kurtulursun’’ deniliyor. Mehmet Avan bunu kabul etmiyor ve 10 yıl hapis yatıyor.

Mehmet Avan’a işbirliği teklifinde bulunan ve ‘’sana tertemiz bir ifade hazırlarız’’ diyen polisin, aynı teklifi Ali Fuat Çiler’e de yapıp yapmadığını bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey var. Ali Fuat Çiler, İstanbul sorumlusu olarak yakalandıgı bu operasyondan kısa süre içersinde tahliye olduğudur. Ali Fuat Çiler, İstanbul sorumlusu olarak yakalandı. Başkalarının evlerini ele verdi ama kendi evini ele vermedi(!) öyle mi?

Yakalandıktan birkaç ay sonra tahliye olan Ali Fuat Çiler, tekrar Türkiye’yi dolaşmaya başladı. Dolaşmaya başladığına ben tanığım. 1978 tarihinde Amasya cezaevinde benim ziyaretime geldi. Ali Fuat Çiler’i ilk kez orada tanıdım. Bana ‘’Samsun ve Havza’ya yoldaşları görmeye geldim, seninde burada olduğunu söylediler’’ diyen Ali Fuat Çiler’in kendisidir.

Ali Fuat Çiler’in seyir defteri burada bitmiyor. Tekrar başa dönüyorum. O.Nuri Gündeş, Ali Fuat’ı anlatırken, yakalanma anında yanında bulunan ve alınmayıp takip edilen ve çiçek pasajına giden kişinin Kör Avukat olduğunu öğrendik diyor.

Bu bilgi doğru değildir. Bu bilgi Avukat’ın  daha önce tespit edilmesine karşın, sanki yeni tespit edilmiş olduğunu ima ederek, Avukat’ın, Mihrac Ural tarafından ele verildiğini gizlemek için söylenmiş bir karartmadır. O.Nuri Gündeş’in söylediği ve Ali Fuat’ın yakalanma anında yanında bulunan kişinin Avukat olduğu doğrudur. Burada doğru olmayan şey, Avukatın yeni tespit edilmediği, daha önceden de bilindiğidir. Daha önce biliniyordu. Çünkü, bundan önce Avukat ile Mihrac Ural’ın Bursa’da birlikte çekilmiş fotoğrafları var. Mihrac Ural bu durumu yıllarca bizden gizledi, Bursa’ya gitmediğini söyledi, ama sonunda kabul etmek zorunda kaldı ve itiraf etti. ‘’ evet Bursa’da takip edildik fotoğraflarımız çekildi’’ diye kendisi söyledi. Bu nedenle O.Nuri Gündeş’in anlatımı Mihrac Ural’ı gizleyip Ali Fuat Çiler’i hedef göstererek operasyonun nereden ve kimlerden kaynaklandığını karartma çabasıdır.

Son olarak şunu da belirtmeliyim. O.Nuri Gündeş’in ‘’ Kör avukat, yanında bir kişiyle birlikte çiçek pasajına gitti’’ diyor. Doğrudur ve o esnada Avukat’ın yanında bulunan kişi de Ahmet BABAOĞLU’dur. Ahmet BABAOĞLU’nu İstanbul’a gönderen kişi Mihrac Ural’dır.

Mihrac Ural’a geçmeden önce Ali Fuat Çiler’in cevaplaması gereken bir kaç soru var.

Cevaplar ya da cevaplamaz, kendi bileceği iştir.

Bir; Ali Fuat Çiler yakalandığı an, İrfan Dayıoğlu’nun evini polis’e verdi ve gerekçe olarak da ‘’benim evi vermemek için sizin evi vermek zorunda kaldım ‘’dedi.Bunu, İrfan Dayıoğlu ve hanımına söyledi. İnkar edemezdi çünkü. Polis arabası ile O zaman Aranmakta olan İrfan Dayıoğlu’nun evine geldiğini inkar etmesi mümkün değil. Çünkü, ele verdiği İrfan’ın hanımı yoldaş ile aynı polis arabası içersinde şubeye birlikte gittiler.

İki; Ali Fuat Çiler, Günay Karaca ve Alaettin Özden’in kaldığı evi polis verdi mi? vermedi mi?

Üç; Ali Fuat Çiler için Mihrac Ural ‘’ ser verdi sır vermedi’’ diyor. Doğru mu bu.

Dört: Ali Fuat Çiler’in polis ifadesi nerde?

Beş: Ali Fuat Çiler, şubat 1978 tarihinde İstanbul sorumlusu ve Samandağ Ziraat Bankası  eylemi faili olarak yakalandı. Bu yakalanma da ne kadar hapis yattı? ne zaman tahliye oldu? Amasya’da, beni hapishanede ziyarete geldi mi? gelmedi mi?

Altı, Ali Fuat Çiler, başka hangi davalarda yargılandı ? Neden yargılandı? Kaç yıl hapis yattı?

Ali Fuat’ın hiç mi polis ifadesi yok.  Nerede bu ifadeler? Mihrac Ural’ın polis ifadesi arşive kalkmış(!) bulunmuyormuş. Ali Fuat’ın polis ifadesi de mi arşive kalkmış(!) Ne tesadüf oda mı  bulunmuyor?

Yedi: Ali Fuat Çiler tutuklandıktan sonra, Mihrac Ural tarafından pusula yazılarak adresi verilip evine gönderilen Mehmet Avan’ın, bu evde aldığı silah ve parayı polis nereden biliyordu da Mehmet Avan’a bunları anlattı peki?

Engin Erkiner, Ali Fuat’ın, Mihrac Ural’dan sonra içimizdeki ikinci köstebek olduğunu yazdığı zaman ilk anda bu söylemin biraz abartılı olduğunu düşünmüştüm. Yanılmışım. Ali Fuat için Engin söylemi, bu anlatılar göz önüne alındığında pek de yabana atılır bir iddia olmadığı izlenimini veriyor.

Ali Fuat’ın düşük karakterli, tacizci kişiliğinden bahsetmiyorum. Bu biliniyor. Ali Fuat’ı tanıyan herkes, onun bu özelliklerini çok iyi biliyor.  Ali Fuat, örgütsel ilişki dönemindeki yukarda saydığım karanlık noktaları samimiyetle açıklayarak dosdoğru cevap vermediği sürece, tacizci ve ahlaki düşünlüğü yanı sıra içimizdeki köstebek olarak da anılacaktır.

İtirazı varsa eğer bu sayfa kendisine de açıktır.

Ne dersin Ali Fuat hodri meydan...

O.Nuri Gündeş’in anlatımları ve Mihrac Ural ile olan ilişkilerine açıklık getirebilecek argümanların nelerdir?

Söyle bakalım. Kimsin sen.

(2.Bölüm, Mihrac Ural, O.Nuri Gündeş ikilisi ve Samsun, Havza ve Bursa operasyonu ile devam edecek)