Teslim Töre Yoldasi 6 Mayis Denizlerin anma toplantisi icin Frankfurt Halkevi davet cikarir  ve bunu benim yapmami isterler, ben de seve seve yaparim diyerek görevi alip uygulamaya gectim.

          Ayni anma sunusunu Engin Erkiner ile yapacaklarindan onunla ön görüşme yaparak zaman ve konulari konusup, Teslim yoldasi aradim. „Ya ihsan benim zamanim uygun ama kücük bir sorun var pasaportum yanlislikla gömlekle yikanmis, bir sorun cikmazsa mutlaka gelirim. Ancak ucak bileti yollarsan iyi olur tren uzun sürüyor.“ dedi. Anında yaparım hoca dedim ve hava meydanına telefon açıp bileti kendi telefondayken aldım, anında E Mail ile kendine yolladım sasırdı.”Şu teknolojiye bak kardeşim” diyerek hayretini gizlemedi.

           Gün gelmeden ev telefonlarını değiştik ama cep telefonumu kaydetmeyi unutmuş, ben de vermeyi unuttum. Dört Mayıs’ta aradim bulamadım, beşte aradım bulamadım.

           Evi geleceği gün arayıp oğluma simdi ucağa biniyorum deyince,oğlum biz de yarım saate oradayız demış, ve toparlanıp çıktık. Uçak yarım saat geç geldi  ama, indi. Bekliyoruz bekliyoruz Teslim yok. Çıkış kapılarını tuttuk, görülmeyecek bir adam değil ki, dev gibi insan yüz metreden tanıyabilirsin. Tabii Teslim cep telefonu diye evi ariyor cevap veren yok. İkinci üçüncü numaraları arıyor çıkan yok, biz onu arıyoruz yanlış numara diyor. Hayret içinde kaldım. Sonra anlaşıldı ki, ben bir rakam fazla yazmışım. Benim esas korkum, pasaport yıkanmış ya herhalde polis sokmamıştır Almanya’ya diye düşündüm. Diğer bir yandan koskoca adamsınız iki kişiyle bir insanı uçaktan alamadınız diyecekler korkusu da var, basta eşim eleştirir.

           Doğal olarak, ben telefona çıkmayınca  Engin’i aramış Teslim hoca, o da benim zaten karşılayacağımı biliyordu. Beni aradı, ben de eve dönmek icin yola çıkmıştım. Aklıma sonra geldi bu şimdi evi aradı zannediyor ki bu üç numara ceptir. Biz doğru telefon numarasını evden alıp gelelim displeyde nasıl olsa hafizada saklar dedik. Ama,  o arada Engin geri dönün taksi durağında bekliyor, dedi.

           Vardim ki, Teslim hoca takım elbise flinta gibi orada bekliyor, haliyle sinirli de, ben hemen carpılmayalım diye hemen şaka yapmaya başladım. Arabaya binip dönüyoruz eve doğru, „Ya ihsan senin üç numara var oradayken konuşuyorduk, ama, burada cevap vermedin niçin anlayamadim“ dedi ve hemen ekledim yoldaşım cep telefonlarımı vermemişim dedim.

            - Kardesim senin kaç numaran var?

            - Altı numaram var.

            - Sende amma numara varmış Kardesim yaa.

           Gülüşmeye başladık ve tüm numaraları cep telefonuna kaydettik.telefon numaralarını çevirip denedik çaldı, tamam dedik.

           Geri dönerken bizi vardığına dair haberdar et dedim, tamam yaparım, dedi ve ayrıldık. İsviçre’ye varınca aradı kardeşim cep telefonun eksik diyor santral, deyince aklıma geldi, Teslim  Hoca Almanya’dan ülke kodu olmadan açabilirsin çocuk eksik kaydetmiş dedim.

           Sende cok numara var diyordum ama, simdi değiştiriyorum numaranın içinde numara varmış, seni bu teknoloji cok numaracı yapmış, deyince ben kahkahayı bastım, yine ihtiyar delikanlının kızgınliğını aldık dedim.

           İşte bu hikaye de bizde kaldı Allah ona uzun ömürler versin diyeceğim, yine kızar en iyisi çok yaşa, uzun ömürlü ol, sevgili insan, diyeyim, en az yüz yaş yaşayacağını söyledi, ben belgesel çekerken. Beni ölür falan diye filme kaydediyorsan aldanırsın, dedi.