Şuanda 237 konuk çevrimiçi
BugünBugün1718
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9442
Bu ayBu ay9442
ToplamToplam10477866
yavuz hırsız PDF Yazdır e-Posta


Kim olduğunu sormayın. Değmez. Onu, bir kez daha yazmayacağımı söylemiştim. Ayak altında dolaşmaya devam ediyor hala.

Miro’yu kurtarabilmenin umutsuz telaşı içerisinde yırtınıyor. Yazabileceği hiçbir şey kalmadığından olsa gerek,  bizim yazdıklarımıza, ufacık aklı ile kısa kısa cevaplar(!) veriyor.

Aklı sıra  çelişki bulmaya çalışıyor ve soru işaretli, noktalı virgüllü ve ünlem işaretli cümleciklerle kafa karıştırmaya çalışıyor. Kafasız adam.

Bugüne kadar beceremedi. Kendinden öncekiler gibi gözden düşmesi yaklaştıkça, o habire, ‘’ bekle bulacağım’’ dercesine  kendini paralıyor.

Bir gün, benim ve Engin’in yazdıklarımdan ‘’otlanma’’ya, ertesi gün, İrfan’dan bir şeyler bulmaya, bir başka gün, Cahit’’in kuş’larıyla uğraşmaya kalkıyor.

Hiçbiri olmuyor.

Biçare düşkün adam. Şimdi de, Hasan’ı  konuşturuyor ve Erkan nerede? Diye soruyor. ‘’Onu da getirsenize, o da bizim gibi yazıyordu’’ demek istiyor. Sözde davalarının, ‘’yabancı bir ülke adına ajan faaliyetleri içersinde oldukları şüphesi’’ ile açılmış olduğunu gizlemeye çalışıyor.’’ Örgüt üyeliği gibi asılsız bir iddia ile göz altına alındıklarını ima etmek istiyor.

Üç senedir yazmıyor muyuz? Acilciler diye bir örgütün bulunmadığını yazan biz değil miyiz? Biz bunları yazarken,   YAVUZ hırsız ne yaptı? ‘’BİZ ACİLCİLER’’ diye yapılan bir açıklamanın  altına imza atmadı mı? Şimdi kalkmış ağlıyor. Evladım, senin ağlamaya ne hakkın var.

Aldırmayınız, ciddiye almaya bile değmez elbette, yakınması tilki kurnazlığıdır. Miro karşısında pazarlık gücünü arttırma çabası içersindedir.

Kandırılmış ve ucuza kapatılmış Beşir gibi, yok pahasına gitmek istemiyor, son kullanım tarihini uzatmaya çalışıyor..

Bu site okuyucuları iyi biliyor. Yavuz hırsız’dan önceki  ayyaş ve dürzü’ler kullanıldı. ‘’ Dede Korkut’’ diye yüceltilerek kullanıldılar ve çöp sepetine atıldılar. YAVUZ hırsız, sıranın kendisinde olduğunu bilmez mi? Biliyor elbette. Açık açık söylüyorum göreceksiniz, çok fazla sürmeyecektir ve yakında o da diğerleri gibi kapı kapı dolaşacak ve beni kullandı diye ağlamaya başlayacaktır.

Mahkemenin sonuçlanmasını bekleyiniz.

Unutmadan ve yeri gelmişken bir soruda ben sorayım. Sahi bu davada kardeş kızcağız, bayan Miro neden yok? Daha da ötesi, A.Fuat da yok. Öyle ya, YAVUZ hırsızın dediği gibi bu dava bir örgüt davası olsaydı, ‘’BİZ ACİLCİLER’’ diye kendileri kamuoyuna lanse eden bu kişilerinde bu dava içersinde olmaları gerekmez miydi?  Elbette gerekirdi. Oysa bu dava bir örgüt davası değil. Olmayan bir örgüt davasının mahkemelik olduğu nerede görülmüş. Bu dava, örgüt davası değil, komşu bir ülkenin istihbarat örgütü adına ülke içersinde ajanlık faaliyetleri ile ilgili bir davadır.

Bu yazının konusu yukarda sözünü ettiğim konular değildir.

Bu yazının konusu, YAVUZ hırsızın, Nebil RAHUMA konusunda yaptığı bilinçli  ve ahlak dışı çarpıtmalarının konusuydu.

Bu site’nin okuyucuları mutlaka hatırlıyorlardır. Defalarca yazdım. Nebil Rahuma yoldaş’ın katledilmesi, ‘çapraşık bir komplonun ürünüdür’ dedim ve bu komplo içerisinde Miro’nun önemli bir görevi olduğunu söyledim.

YAVUZ hırsız ve Miro bu noktada devreye girdiler ve ben ne söylediysem YALAN(!)dır diye çarpıtmaya kalktılar.

YAVUZ hırsız bu konuda tam bir misyoner heyecanı ile koşturup durdu. A.Fuat’ın aracılığı ile Ali Ezger Özyürek’le konuştular. Ali Ezger Özyürek, Nebil Rahuma yoldaşın sorgulandığı(!) sırada yanında bulunan ve halen hayatta olan iki kişiden biridir. YAVUZ hırsız, yanında  Ömer Ödemiş olduğu halde, Ali Ezger’i dinleyerek not almalarına karşın herşeyi çarpıtarak yalan yazdılar.

Özellikle, benim defalarca tekrar ettiğim iki konu, Birincisi: Nebil Rahuma’nın, son Adana dönüşünden İstanbul’a gelir gelmez tutuklanmadığı, aradan bir kaç gün geçtikten sonra tutuklanarak sorgulandığı ve ikinci olarak da, Nebil Rahuma’nın bana verdiği altınlar konusunda, Ziya Erdönmez’in bilgisi ve onayı olduğu iddialarımın, aynen benim yazdıgım gibi Ali Ezger Özyürek tarafından,  Yavuz hırsıza anlatıldığını, Ali Ezger Özyürek ile  geçtiğimiz günlerde yüz yüze yaptığım sohbet sırasında bir kez daha öğrendim

YAVUZ hırsız’ın, buna rağmen olayı çarpıtarak yazdığını ve bu nedenle de Ali Ezger tarafından dürüst davranmamakla suçlandığına tanık oldum. Ali Ezger, bizzat bana, ‘’ evet bu konuda senin yazdıkların doğrudur, Ziya Erdönmez, altınlar konusunda Nebil’i suçlamaya kalktığı zaman, Nebil’in de, altınlar konusunda kendisinin de bilgisi olduğunu hatırlatması üzerine Ziya’nın derhal konuyu değiştirdiğine bizzat tanığım ‘’ demiştir.

Yavuz hırsız bu ahlaksızlığı neden yapıyor?

Yavuz hırsızın amacı ne?

Yavuz hırsız kimi kurtarmaya çalışıyor?

Yavuz hırsız’ın,  Nebil Rahuma adını kullanarak, günlük ziyaretçi sayısı 7- 8 kişiyi geçmeyen bir blog’da, Miro’yu kurtarabileceğine gerçekten inanıyor mu?

Yavuz hırsız Ali Ezger’den utanmıyor mu?

 

Bir lokma ‘’’Ekmek parası’’uğruna, bir insanın bu kadar çukurlaşabileceğine, sosyal bilimcilerin söyleyebilecekleri bir kaç söz olmalı değil mi ama....