Şuanda 336 konuk çevrimiçi
BugünBugün1792
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9516
Bu ayBu ay9516
ToplamToplam10477940
imamın ordusu görev başında PDF Yazdır e-Posta


Fetullahın askerleri ; Özel Harekat Timleri Kürdistan’da gerillaya karşı savaşa sürülüyor. Polis ismini taşıdıklarına bakmayın, oluşturulmak istenen yeni bir ordudur. Görevi öncelikli olarak Kürt direnişini ezmektir. Sonrasında  kemalistTSK’yı  dönüştürerek tasfiye ederek yerine geçmektir. Zaten yapılan operasyonlarla İslami çizgiye karşı durma potansiyeli taşıyan askerler tasfiye ediliyor. Boşalan yerlere de  Fetullah’ın altın çocukları yerleştiriliyor.

12 Eylül öncesinde ajitatör bir vaiz olan Fetullah, bizzat paşalar eliyle Türk-İslam sentezi eksenli gerici hareketin lideri konumuna yükseltildi. Simdi Hoca kendisine yol açanları tasfiye ediyor. Altın çocuklar önce emniyeti ele geçirdiler, sonra milli eğitimde etkin oldular, şimdi de hem adalet bakanlığını ele geçiriyorlar, hem de orduyu ilerde tam ele geçirmenin yollarını açmaya çalışıyorlar. Amaç büyük, önce Türkiye Cumhuriyeti ele geçirilecek, sonrasında da bu devlet eliyle tüm İslam coğrafyasının yönetimi ele geçirilecek. Bu amaçla dünyanın hemen her yerinde Işık Evleri adı altında, kurulan üniversitelerde örgütlenmeler sürüyor zaten.

 Ilk elden bu değerlendirmem çok abartılı gelebilir. Ancak daha 20  yıl önce :  bir gün ilk okul mezunu bir cami hocası olan Fetullah’ın Türkiye’de İslami akımın lideri olacağı ve yarattığı örgütlenme ile devletin bir çok kurumunu ele geçireceği söylenseydi, birçoğunuz gülüp geçerdiniz. Ancak ne yazık ki bu başarılmıştır.

 Aslını inkar eden vaiz Fetullah ; şimdi ABD’de oturup Türkiye politikasını belirleyebiliyor. 12 Haziran seçimlerinde yeni bir anayasa, Kürt sorununa çözüm vb vaatlerle iktidar olan AKP, ilk olarak İçişleri bakanlığının yanında, yeni bir bakanlık daha kurarak işe başlıyor.  Eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın Başbakan yardımcısı sıfatıyla başına getirildiği yeni bakanlığın gerçek adı Savaş Bakanlığıdır. Nitekim Atalay Kürdistanda yürütülen kirli savaşa polis bünyesindeki Özel Harekat Timlerinin sürüleceğini söyledi. Bununla da kalmadı, bu grubun eline ordularda bulunan, tank, top, havan gibi ağır silahların da verileceğini söyledi. Yapılan belli, yeni bir ordu kuruluyor ve ilk fiili görev sahası da Kürdistan. Bu İmamın ordusu değil mi ?

12 Eylül paşaları eliyle okullara getirilen zorunlu din dersleri, İmam hatip okullarının ülkenin en ücra köşelerine karşı yaygınlaştırılması, sayıları 100 bini bulan imam hatip öğrencisi, 20 yi aşkın İlahiyat fakültesi, buralarda okuyan 10 bin imam hatipli herhalde sadece 5 bin imam açığını kapatmak için yetiştirilmiyor. Ayrıca ışık evleri her yere yayılmış, basın yayın kurumlarının çoğu ele geçirilmiş, cemaatin propaganda organları haline gelmiştir. Şimdi 12 eylül sürecinde devrimci hareket ezilirken, bu İslamcı akımın gelişmesi için her koşulu yaratan paşalar, kendi yarattıkları ucube yapı eliyle tasfiye ediliyorlar. Tarihin garip cilvesi olsa gerek. 

İmamın ordusunun temel taşlarından olan Özel Harekatçı yapı şimdi jandarmanın görev sahasına sürülüyor. Bununla da kalınmıyor, bizzat gerillaya karşı dağlara gönderiliyor. Amaçlanan Kürt hareketine karşı bu ekibi başarılı göstererek, bu işi de biz çözdük, bakın terörizmi bitirdik diyerek  kendilerine dikensiz gül bahçesi yaratma hayalindeler. Ancak Erdoğan zafer sarhoşluğundan olsa gerek, kendisinin öncülleri tüm başbakanların Kürt hareketini askeri olarak bitirmek amacıyla aynı hataları tekrarladığını ve hemen hepsinin de sonunun hüsranla bittiği unutmuşa benziyor. Bu özel harekatçılar 1992 lerle birlikte sahaya sürüldü. Binlerce faili meçhul cinayet işlediler. Yüzlerce Kürt iş adamını katlettiler. Ancak sonuçta Kürt hareketini yok edemediler. Bu eylemlerin içinde kullanılanlar zamanla bir kenara atıldılar. Bu işin başındaki başbakanlar da, bir daha anılmamak üzere tarihin çöp sepetine gittiler.

Bir seçim öncesinde iktidar olanlar, Kürt hareketi ile çatıştıkları iktidar dönemlerinin sonunda yapılan ikinci seçimde bittiler. Erdoğan şunu iyi bilmelidir ki, 2002’den bu yana oyunu arttırarak iktidara üst üste üç defa gelmesini kendi başarısı kadar ve hatta ondan daha çok  Kürt Özgürlük  Hareketinin uyguladığı ateş keslere  borçludur. Bunu unutursa sonu öncülleri gibi hüsranla biter, bizden hatırlatması.

Bir yandan Kürtlerden ateş kesmesini isteyeceksin, bir yandan da Kürtlerin hiç unutmayacağı katiller sürüsünü bir kez daha bölgeye süreceksin. Kürtler hafızası güçlü bir toplum. Onlara yapılan zulmü ve yapanları unutturamazsınız. Artık köprünün altında çok sular akmıştır. Bin yıllık kardeşlik, din kardeşliği, kız alıp vermişiz edebiyatı ile kandıramayacağınız kadar politikleşmiş, örgütlü Kürtler var karşınızda. Aklınızı başınıza alın, bir kez daha bizi mezara gömme şansınız yok, İmamın Ordusu da TSK gibi, bölgeden eli kana bulanmış ama hiç bir başarı sağlayamamış  insanlık düşmanı sıfatları ile kös kös geri dönecektir.

Oluşturmak istenilen muhalefetsiz, gül bahçesi( !)  ılımlı İslam Devleti önündeki  en büyük engelin : Başını Kürt Özgürlük Hareketinin çektiği Emek Bloku olduğu ortaya çıkmıştır. İmamın ve Tayyip’in korkulu rüyası budur, bunun için hemen provakasyon ve saldırılara başlanmıştır. Tüm Türkiye’de seçimi kazanan Erdoğan ve İmam Fetullah, Kürdistanda yenilgiye uğramıştır. Kürdün desteğini yitirmiştir. Türkiye genelinde  başarı olsada, özelde Demokratik Blok karşısındaki yenilgi çılgına çevirmiştir. İmamın ordusu bölgeye sürülürken, bir yandan Kürtlerin iç birliği, bir yandan da Kürtlerle Türkiyeli devrmci-demokratların eylem ve örgütsel bütünlüğü dağıtılmak istenmektedir.

Dikkat edilmesi gereken budur, tüm Kürt hareketleri ve tüm Türkiyeli devrimci-demokratik örgütlenmeler : AKP eliyle bir kez daha kana bulanmak istenen Kürdistanı savunmanın geleceğimizi savunmak olduğunun bilinciyle hareket etmelidir. Çünkü hedeflenen sadece Kürtler değil, hedeflenen bir bütün olarak ilerici, emekçi insanlıktır. Karanlığın egemen olmasının önündeki temel dinamikler ortadan kaldırılmak isteniyor. Bizlere düşen görev de, bir kez daha karanlığın efendilerini kendi mağaralarına göndermektir. Bir cennet olan topraklarımızı karanlığa gömmelerine  cehenneme çevirmelerine izin vermemektir.