Şuanda 70 konuk çevrimiçi
BugünBugün1607
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9331
Bu ayBu ay9331
ToplamToplam10477755
siz kimsiniz? PDF Yazdır e-Posta


Neden bu kadar insana düşmansınız ?

Bölgemizi ve ülkemizi ilgilendiren gelişmelerin iç yüzünü takip edemez duruma sürüklendik...

Her zaman söyledik yine de söyleyelim. Dünyamız dün’den bu güne taşıdığı şiddet bulutlarıyla  çözümsüzlük ve kaos atmosferine her geçen gün daha fazla  gömülüyor. Çözülme çağındayız.

Öyle çok sorun biriktirdi, öylelesine kirletildi ki siyaset ; acımızı bile kendimizce yaşayamıyoruz…

Siz kimsiniz ? Siz kim oluyorsunuz da yıllardır( yüz yıldır) aşağıladığınız, horladığınız, ötekileştirdiğiniz ve sonunda utanmadan yok saydığınız bir halkın özgürlük talepleri  karşısında ‘’aslan’’ kesiliyorsunuz ?

Savaş naraları atmak ‘’dini bütün’’ bir müslümana yakışır mı ? Hem de Ramazan ayında…

Şiddetin şiddete davetiye çıkardığını bilmez misiniz ?

O zaman şu traji komik çığırtkanlığınızın dışarıda bile pek kıymet-i harbiyesi olmadığını bir iki örnekle hatırlatalım :

Birincisi :Davutoğlu’nun Şam ziyareti fiyaskoyla sonuçlandı.

İkincisi : İsrail Mavi marmara olayları nedeniyle hala’’ özür’’ dilememiştir. Erdoğan’nın Davos’taki  ‘’one munit’’ çıkışının da ne kadar içi boş olduğu çok kısa sürede görülmüştür.

Erdoğan Hükümeti’nin Suriye’ye yönelik diplomatik faaliyetlerinde bile ABD ve Batı’nın çıkarlarına endeksli, bağımlı ve kontrollü bir rota izlediği ortaya çıktı.

Böyle olması aslına bakarsanız kendi içinde tutarlı gibi görünür. Zira Türkiye Clinton yönetimi sırasında ABD ve İsrail ile Büyük Ortadoğu projesi kapsamında üçlü bir askeri ittifak yapmıştı.

Suriye’de Beşer Esat rejiminin hiç bir şekilde  savunulacak yanı yok. Demokratik bir rejim değil. Ancak yapılan müdahalenin de savunulacak bir yanı yok. Nihayetinde ABD, NATO ve İsrail askeri ittifakının amacı da ülkeyi demokratik bir rejime dönüştürmek asla değil. Kendi çıkarları doğrultusunda kukla bir rejim yaratma peşindeler.

 Bir dönem NATO Komutanlığı yapan General Wesley Clark’ın bölge için aktardığı bilgiler çok ilginçti :’’ 2001 Kasımında Pentagon’a geri döndüğümde üst düzey bir askeri görevliyle sohbet ettim. Bana :’Evet Irak’ın peşindeyiz ‘dedi. Ama daha fazlası vardı. Bunun 5 yıllık bir kampanya planının bir parçası olarak tartışıldığını ve Irak’la başlayan ve Suriye, Lübnan, Libya, İran, Somali ve Sudan şeklinde devam eden 7 hedef ülke olduğunu söyledi.’’

İsrail özür dilemez . Çünkü bölgeye yönelik  bütün emperyalıst planlarda İsrail’in de rolü vardır. Burada asıl korunup kollanan İsrail’dir.

Bu planda Türkiye’nin rolü kirli, halk düşmanı emperyalist planlara taşeronluk yapmak olmuştur. Amaç silahlı İslamcı grupları destekleyerek Suriye’de istikrarsızlığı derinleştirmektir.

Beşer Esat’ın  tek seçenek olarak karşısında duran ;  Ülkesinde yabancı güçlerin planlarını boşa çıkaracak onurlu bir duruş sergilemesi de oldukça zor.

Demokrasi anlayışı bu günden yarına kazanılacak bir değer değil. Hele de ülkesini 40 yıllık bir zülüm düzeniyle yönetmeye alışmış bir iktidar seçkini için.

Peki Suriye’ye demokrasi dersi vermeye giden AKP kurmayları, kendileri hiç aynaya bakmazlar mı ?

Ramazan’dan sonra şöyle olacak, böyle olacak diye etrafa yumruk sallayıp tehditler savurmak bir müslümana yakışır mı ?

 Kan kusacağını açık, açık ilan eden birini oy vererek iktidara taşıyan dini bütün müslümanların  Ramazan orucu kabul olur mu ?

Kürtlere yönelik yeni bir katliam hazırlığına başlıyacağını açıkça ima eden bir Başbakanın sorun çözme diye bir derdi olabilir mi ? Erdoğan ateşe körükle gitmiştir…

Siz ne sanıyordunuz ?

Kürt halkının evlatlarının en temel hakları için’’ Özgürlük savaşı verdiğini’’ dünya alem biliyor.

30 yıla yakın bir süredir silaha sarılmak zorunda olduğunu iddia eden, onca bedel ödeyen bir gücün  kendi kendisini boşa çıkarıp sizin tehditlerinizle bu işe son vereceğini mi  sandınız? Nitekim beklenen oldu. Erdoğana cevap gecikmedi.

 Ya da onların mücadele gerekçesini haklı görenlerin sizden korkarak haklı görmekten vaz geçeceğini mi ?

Geçin bunları. Dağdakiler üç beş eşkiya değil… Kürdistan’da bir savaşın olduğunu dünya’da bilmeyen kalmadı. ‘’Görmezseniz olmaz ‘’değil mi ? Bu kadar basit yani…’’Terörizme karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz’’.Aynı terane 30 yıldır sürüyor. Ne sonuç aldınız ? Kandan kınayı kimler yakmaya çalışıyor acaba ?

Bu halk sizin deyiminizle ‘’terörist’’ ile arasına mesafe koymuyor…Ne yapacaksınız ? Milyonlara karşı şahin mi kesileceksiniz ? Yoksa gerek üslup gerekse de uygulamalarınızla bu çatışmalı ortamı körükleyerek sınır ötesi Operasyonlara zemin mi hazırladınız ?

 Sorunu görmemekte ısrar ; çözmemekte kararlılıktır.

Siz Siyasal demokratik bir çözüme giden yollarının tıkanmasında emperyalist oyunlara bilerek geldiniz. Bölgenin yeniden devşirilmesinde oynadığınız rol de ortada. İşte Orta doğu’da ABD ve Batı destekli ‘’ halkın baharlarından’’ arta kalan hükümetler ne yapıyorlar ? İktidar olma  güçleri var mı ? Siz de onlar gibisiniz ve gerçekte bu halkın iktidarı değilsiniz.

Siz icazetçi bir iktidarsınız. İktidarsız ‘’iktidar’’sınız. Yani izin verildiği ölçüde iktidar oyunu oynuyorsunuz…Bu gün söylediğinizi yarın unutuyorsunuz. Demokratik gelişmeler sizi korkutuyor. Faşizm bu sistemin özünde var.Tehdit, yalan, karalama, inkar, asimilasyon  mayanızı oluşturuyor. Ne yazık bize ki, siz böyle olduğunuz için ‘’iktidar’’dasınız.

 Yoksul Anadolu halk çocuklarını gözünüzü kırpmadan acımasızca savaşa sürdünüz. Kirli savaş komplolarına alet ettiniz. İktidar oyunlarınıza kurban ettiniz. Yetmedi mi ?..

Özgürlüğü için savaşan bir güce’’Terörist’’,’’eşkiya’’, ‘’cani’’, ‘’katil sürüsü’’ diyerek neyi saklamaya çalışıyorsunuz ? Bir halkın değerlerine küfretmek onu aşağılamak değil midir ? Bu halkın dostu değilseniz :

Siz kimsiniz ?

Artık yeter !

Sadece siz ve sizin gibi düşünenlerden ibaret değil dünya. ‘’Ya bendensin ya da düşmansın’’ anlayışı kimseye fayda getirmedi bu güne kadar.

Şimdi size sabrımın sınırlarını zorlayarak algılayamıyacağınızı bile, bile bazı tavsiyelerde bulunacağım :

Birazcık barış dilini anlamaya çalışın.

İşgal ettiğiniz mevkinin adamı olmayı deneyin biraz.
Bırakın böyle üçünçü sınıf savaş oyunlarını...Saygılı olun.

Kürt vekillerin sözlerine kulak verin…

Onları da silaha sarılmaya teşvik etmeyin.

 Size en önemli tavsiyem Kürtler ile fazla uğraşmayın…Kan tutar.

 Beşer Esat’a akıl vereceğinize aklınızı biraz da kendinize saklayın .

Önce kendi halkınıza demokrat olun…

Bu dünya kötü efendilere kalmaz.

Gördüğümüz kadarıyla efendinize duanızda bile samimi değilsiniz. 

Böyle giderse sonunuz  Mübarek gibi olur diye korkarım.

O zaman sizi biz bile kurtaramayız.