Engin Erkiner
Bolivya ve uzun ikili iktidar (263) | |
Diğer Yazıları |
En yeni yazılar
Bugün | 1803 | |
Dün | 3402 | |
Bu hafta | 9527 | |
Bu ay | 9527 | |
Toplam | 10477951 |
Konuk Yazılar
Sürgünde mücadeleci kadın olmak | |
Bütün Yazılar |
emniyet genel müdürlüğü arşivinde bir acilci |
TÜRKİYE DEVRİMCİLERİNİN DİKKATİNE...Mehmet AĞAR’ın 2006-2007 tarihleri arasında, DOĞRU YOL PARTİSİ (DYP) Genel Başkanı olduğu dönem, Mersin DYP il başkanı yardımcısı ve 2007 Genel seçimlerinde de bu Parti’den millet vekili aday adayı olan MEHMET YAVUZ’u bir kaç gündür teşhir ediyoruz. Mehmet YAVUZ’u neden teşhir ediyoruz.? Çünkü, Mehmet YAVUZ, eski bir THKP-C (ACİLCİLER) militanıydı. 12 Eylül döneminde THKP-C ACİLCİLER üyesi olduğu gerekçesiyle yakalandı, yargılandı, hapis yattı. Kendi deyimi ile devlet memurluğu ( asıl mesleği öğretmenliktir) elinden alındı. Mehmet Yavuz bu tarihten sonra ne yaptı? KENDİSİNDEN DİNLEYELİM. 15 Aralık 2010 Çarşamba günü kendi sitesinde aldığım yazıyı olduğu gibi aşağıya aktarıyorum. Dikkatle okuyun. ‘’ Osmanlı Bankası'ndaki iş akdim, tutukluluk sürecinde feshedilmişti.. Fesihname, noter kanalıyla tutuklu bulunduğum Akçay askeri cezaevinde tebliğ edilmişti. 1402 sayılı yasa nedeniyle öğretmenliğe de dönemiyordum. Askeri rejimin icadı olan güvenlik soruşturmaları nedeniyle başvurduğum her kapı yüzüme kapanıyordu. Son bir hafta öncesine kadar Mehmet YAVUZ’U bu biçimiyle tanıyorduk. 12 Eylül fırtınasını atlatmış, tahliye olmuş. Öğretmenliği elinden alınmış olmasına karşın yılmamış(!), çeşitli işlerde çalışarak ekmeğini kazanan ve siyasetle uğraşmayan bir Mehmet YAVUZ vardı karşımızda. 12 Eylül döneminin en karanlık günlerinde,kendi tabiriyle ‘’güvenlik soruşturmasına takılmış’’olmasına rağmen yine’de iş’e alınmasına bile dikkat etmedik.Olabilir dedik ve geçtik. Oysa işin aslı bambaşkaymış, şimdi anlaşılıyor. Mehmet Yavuz, burada DOĞRU YOL PARTİSİ’ne üye olduğundan hiç bahsetmiyor. Gizliyor ve devrimci olduğunu söylüyor. Mehmet YAVUZ üç sene önce piyasaya çıktı ve Mihrac URAL’ın kucağında bizlere küfretmeye başladı. Bizleri, işbirlikçiler, itirafçılar, devrim kaçkınları,’’hainler’’ olarak suçladı ve Ağar- Çiller özel ekip’inden olduğumuzu bile iddia etti. Evet aynen öyle, devrimcilikten bahsediyor. Mahir Çayan’dan alıntılar yapıyor(!)du. 28 Kasım 2010 tarihlli Çarşamba günü yine kendi blog’unda yazdığı şu yazıya bir bakın, ‘’Solculuk, devrimciliktir... Mehmet YAVUZ bu sözleri bizlere söylüyor( !) Bizleri işbirlikçi ve gafil olmakla suçluyor(!) DYP üyesi ve yöneticisi(!) olduğundan bahsetmiyor. Devrimci olduğunu söylüyor ve Bizler için, ‘’Yurt dışına kapağı atıp elin kucağında siyaset yaptığını sananlar da Nebil adın kullanarak Türkiye'de yaşayan demokrat ve sosyalist insanları çeşitli sıfatlar takarak bir yerlere ihbar ettiler’’ diyor. DYP üye ve yöneticisi olduğundan kimsenin haberi olmayan, Mehmet AĞAR’ın adamı Mehmet YAVUZ, kendisini ‘’demokrat ve sosyalist’’ olarak tanıtırken, bizleri de ‘’ ’Yurt dışına kapağı atıp elin kucağında siyaset yaptığını sananla’’ diye suçluyor. FAZLA SÖZE GEREK YOK. Mehmet YAVUZ bununla da kalmıyor. Bizler, THKP-C (ACİLCİLER) örgütü Mihrac Ural tarafından Suriye istihbarat örgütü MUHABARAT ve Milli istihbarat teşkilatı(MİT)na peşkeş çekilerek tasfiye edilmiştir derken. ‘’ HAYIR’’ diyor ve ‘’BİZ ACİLCİLER’’ diye bildiri yazıyor ve altına da imza atıyordu. Bizleri, ACİLCİLER’in şerefli tarihini karalamakla suçluyor. Sonra ne oluyor? Mehmet Yavuz ve Mihrac URAL’ın diğer çete elemanları tarafından imzalanarak yayınlanan bu bildiriden sonra, polis tarafından adı geçen çete elemanlarına karşı bir operasyon yapıldı ve birtakım kişiler göz altına alınıp sorgulandılar. Mehmet YAVUZ’da sorgulandı. Mehmet YAVUZ’un polis’te verdiği ifadeyi ele geçirdik. Ve MEHMET AĞAR’ın DOGRU YOL PARTİSİ GENEL BAŞKANI OLDUGU DÖNEM, BU PARTİDE, 2006 ve 2007 yılları arasında MERSİN İL BAŞKANI YARDIMCISI VE MİLLETVEKİLİ ADAYI OLDUĞUNU ÖGRENDİK. Halen de bu partinin üyesi imiş. MEHMET YAVUZ, bizleri AĞAR-ÇİLLER ÖZEL EKİP’inden olmakla suçlarken, MEHMET AĞAR’IN en yakın adamı olarak karşımıza çıktı, Doğrusunu söylemek gerekse bizleri de şaşırttı. MEHMET YAVUZ’u YAKALADIK ve YÜZÜNDEKİ DEVRİMCİ MASKESİNİ ALAŞAGI ETTİK. Polis’e verdiği ifadesinde, ‘’ ben yaptığım her faaliyeti önceden ilgili makamlara haber vererek yaparım’’ diyor. Bu ne demek? Bunun adı, BEN SİZDENİM demek değil mi? ( isteyenler, Mehmet Yavuz’un bu sitede yayınladığım polis ifadesinin tamamını tekrar okuyabilirler) Mehmet YAVUZ’un bizden değil, onlardan olduğunu bundan daha güzel nasıl ispatlayabiliriz? DYP üye ve yöneticiliği ortaya çıkan, yaptığı işleri önceden ilgili birimlere haber verdiğini söyleyen Mehmet YAVUZ’un ipliği pazara çıkar çıkmaz panikledi. Nebil RAHUMA blogunda her gün yeni bir yazı yazıyor. Bugün yazdığı yazıyı (18 Agustus 2011) az önce okudum. Bu yazı son derece önemlidir. OKUYUNUZ, Okuyunuz ve Mehmet YAVUZ’un ne demek istediğini anlayınız. DYP yöneticisi olduğunu gizleyerek ACİLCİ gözüken bu iblis’in, Mehmet AĞAR’dan aldığı bir pusula ile EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARŞİVİNE KADAR GİRDİĞİNİ ve ACİLCİLER DOSYASININ ÇOK GİZLİ BELGELERİNİ BİLE OKUDUĞUNU kendi kaleminden dinleyin. Mehmet YAVUZ’un bu yazıya koyduğu başlık da verdiği mesaj’a özellikle dikkatinizi çekerek olduğu gibi aşağıya aktarıyorum. 18 Ağustos 2011 Perşembe
Öyle bir ortam var ki; bunun üzerine bir iki anı yazmazsam uygun düşmez diye düşündüm. Ne de olsa millet MIRO türü masallara alışkın. Yalan dolana bayılır.. Kaldı ki iddia edilen ilişkiler içerisinde yazacaklarım az bile sayılır. Nebil olayını araştırırken bazı birimlerle irtibat kurmam gerekti... Çünkü Nebil'in emniyet ifadelerini, gerçek yakalanma tarihlerini, savcılık sorgularını merak ediyordum. Sorgusu kaç gün sürmüştü ? Gözaltı, tutuklanma tarihleri, fiş numarası neydi ? Sadece Nebil değil, davadaki diğer bağlantılar da merak ettiğim hususlardandı. Bu çabamın nedeni; yazacağım kitabın ayakları yere basmayan abartılar, dozu kaçırılan övgüler yerine belgelere dayanan gerçeklerden oluşmasını istememdi. Bu dosyaları, dosyalar olmazsa en azından asıl kayıtları mutlaka bulmam gerekiyordu. Bu belgeler için bana kim vasıta olabilirdi ? Öyle birisi olmalıydı ki; hem ADALET Bakanlığı'nın, hem de Emniyet Genel Müdürlüğü'nün kapılarını açtırsın ? Nihayet Bağlantıyı buldum. Bir pusulayla arşivler açıldı... Tozlu dosyalar önüme serildi...
Bayağı yararlandım. Dosyaların bazıları SEKA'ya gönderilmişti... Ancak asıl kayıtlar arşiv sicilindeydi.
İçerisinde GİZLİ kaydı bulunan bir kaç bilgi notu özellikle dikkatimi çekti...
Mührü kırılmış bir zarfta saklanıyordu. İki ismin karşısına bilgi notu için şerh düşülmüştü.
GİZLİLİK süresi dolmuş olmasına rağmen görmem istenmedi, ama bir fırsatını bulduğumda zarfı aralayıp baktım.
Osman Nuri Gündeş'in kitabında geçen istasyonu, o belgede görmüştüm...
Günlerce düşündüm...
Sonunda boş ver belgeseli, bir öyküye dök işi dedim..
Böylesinin benim açımdan daha doğru olacağı açıktı.
İşte gözaltı ve yargılama süreci bu ahvalde başladı.
Anladım ki bazı hususların deşifresi istenmiyor.
Bu nedenle o belgeleri, notları neden sakladığım soruldu.
Sanırım bazılarının polisten daha polis, savcıdan daha savcı kesilmelerinin altında yatan gerçek de bu. Nasılsa bugünler de geçer, bütün sıkıntılar unutulur; ama o bilgiler bir yerlerde hep duracak.’’ HAYIR, O bilgiler bir yerlerde hep durmasın Mehmet YAVUZ. Gün nasılsa AĞAR’ır sanma, senin için gün AĞAR’maz artık, bunu kafana iyice sok. Şarin’in dediği gibi, ‘’hem sen bütün bunları boşver’’ AÇIKLA… Senin o bilğilere ulaşacak kadar Büyük( !) ‘’ADAM’’oldugun artık anlaşıldı. Mehmet AĞAR’dan aldıgın bir pusula ile EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’nün tüm arşivleri önüne serildiğine göre. Kim oldugun biliniyor. İTİRAF niteliğinde yazdıgın bu yazı’da, ‘’ÇOK GİZLİ’’ oldugunu söylediğin ve elinde oldugunu ima ettiğin o isimleri AÇIKLA.., Sen bu isimleri ve adı geçen belgeyi yayınlamazsan eğer, ömrün boyunca bir böcek gibi KORKU İÇERSİNDE YAŞAYACAKSIN. Bunu bil. Mehmet YAVUZ, Osman Nuri GÜNDEŞ’İn kitabında’da bahsettiği ACİLCİLER örgütü içerisindeki KANAT’tan söz ediyor ve bu kanat’ın iki kişi oldugunu ve bu isimleri ögrendiğini söylüyor. DOGRUDUR. Ben, Mehmet AĞAR’cı Mehmet YAVUZ’un bu bilğiye ulaştıgına kesinlikle eminim. Devrimciler ve devrimciler içerisine sızmış tüm hainler’in bilğileri Emniyet GENEL müdürlüğü ve İçişleri bakanlığı yapmış olan GENEL BAŞKANI MEHMET AĞAR’dan MUTLAKA VARDIR ve Mehmet YAVUZ’da istediği an bu bilğilere AĞAR vasıtasıyla ulaşabilir. Söylediğine göre de ulaştıgı da anlaşılıyor. Kaybedecek hiçbir şeyin kalmadı Mehmet YAVUZ. Elindeki o belgeyi açıkla ve bu iş bitsin artık. ACİLCİLER içerisindeki KANAT kimmiş herkes öğrensin. O belgeyi yayınlamaktan korkuyorsan yada Genel Başkan’nın Mehmet AĞAR, yayınlamaman konusunda seni uyarmışsa eğer. Bana gönder BEN YAYINLAYACAĞIM. Bu işin peşini bırakmayacağız Mehmet YAVUZ. Haberin olsun. Mehmet YAVUZ’la birlikte bu davada yargılanacak olan kişilere de sesleniyorum. Mehmet YAVUZ’un ima ettiğine göre bu belge polisin de elindeymiş ve ‘’bu belgeyi neden sakladığını’’ sormuşlar. Mehmet YAVUZ yalan söylemiyorsa eğer, soruşturma dosyasındaki tüm belgeler, soruçturmanın tamamlanmasıyla birlikte bu davada yargılanan herkesin avukatlarına da verilmek zorundadır. Bu davada yargılanan kişiler, mahkeme başladıgı zaman, bu belgeyi mahkeme heyetinden bizzat yada avukatları aracılıgıyla talep edebilir alabilirler. Yıllardır Mehmet AĞAR gibi bir katil’le birlikte hareket ettiğini herkesten gizleyerek ACİLCİ’lik yapan Mehmet YAVUZ elindeki belge’nin orjinalini yayınlamadığı sürece omuzlarındaki bu ağır sorumluluğun altında kalacagını ve bir gün ,ama mutlaka bir gün bu bedeli ödeyecegini bilmelidir. Mehmet YAVUZ,gerçektende ‘’yavuz’’ çıktı. Çok ilğinç, Nebil Rahuma olayında bazı arkadaşları ‘’bizden bilgi saklıyordu’’diye suç’larken meğer kendisi EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ arşivlerinin tozlu raflaarında dolaşıyormuş. Söyle bakalım Mehmet YAVUZ, ‘’bizden bilgi saklıyor’’ diye suçladığın ve şimdi seninle birlikte yargılanan bu kişinin yüzüne nasıl bakacaksın? Sen, EMNİYET GEMNEL MÜDÜRLÜĞÜ arşivlerine, Mehmet AĞAR’dan aldığın bir pusula ile gittiğini ve araştırma(!) yaptığını bu arkadaşlara söylemiş miydin? Emniyet genel müdürlüğüne giderek aldığın bilgileri MİHRAC URAL ile paylaştıgın, polis ifadende mevcut. Yalnız orada, ‘’İlgili makamlara mektuplar yazarak belgeler istedim’’ derken, bu son yazında, Mektup yazdığından bahsetmiyor, bizzat gidip çok gizli arşiv odasına girdiğini söylüyorsun. Bu çelişkileri de bir tarafa bırakıyorum. Söyle bakalım Mehmet YAVUZ, Mihrac URAL, senin, Emniyet Genel Müdürlüğü arşivine girdiğini biliyor muydu? ‘’Bu belgelere nasıl ulaştın yoldaş memet’’ diye sana sordu mu? Ne cevap verdin ? Sahi unutmadan Hatırlatayım. Emniyet genel müdürlüğü arşivinin tozlu rafları arasında MİHRAC URAL’ın, Şerif KANMAZ’ın POLİS İFADELERİ’ne de mutlaka ulaşmışsındr. Ne yazıyordu? AÇIKLASANA.. AÇIKLA Mehmet Yavuz. Bahsettiğin o iki kişinin isimlerini de AÇIKLA. Sakın ola ki bu isimlerden bir tanesi MİHRAC URAL olmasın… Sen bu İTİRAF’ta boşuna bulunmadın Mehmet YAVUZ. Bir yerlere mesaj verdiğin çok açık. Sen bu İTİRAF’ınla birilerini ‘’TEHDİT’’ mi ediyorsun? Mihrac URAL tarafından yapayalnız bırakıldın Memet.. Sesini çıkartamıyor. ‘’Ben kadim dostum Mehmet(cik)imi size yedirtmem’’ diyemiyor. Sakın ola ki, Mihrac URAL’ı TEHDİT EDİYOR olmayasın… AÇIKLA Mehmet YAVUZ, o iki ismi açıkla… AÇIKLA ki, Osman Nuri GÜNDEŞ’in sözünü ettiği ACİLCİLER içerisindeki KANAT açığa çıksın. Hadi göreyim seni Mehmet(cik) MEMET… |