Şuanda 158 konuk çevrimiçi
BugünBugün2975
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10699
Bu ayBu ay10699
ToplamToplam10479123
acilciler faik türün'ü anlatıyor, mehmet ağar anlasın PDF Yazdır e-Posta


Faik Türün’ü tanırsınız. 12 Mart 71 darbesinin 1. Ordu  ve İstanbul sıkıyönetim komutanı, faşist general. Meşhur Ziverbey köşkü’nün işkenceci subayı,halk düşmanı, devrimci katiliydi.

Ordudan emekli olduktan sonra, 1977 yılında yapılan parlamento seçimlerinde, dönemin Adalet Partisi’nden Manisa milletvekili seçildi.

Bugün, İşkenceci generallikten ‘’sivil siyasi’’ hayata atılmak üzere olduğu dönemde, Örgütümüz, THKP-C Halkın Devrimci Öncüleri(Acilciler) tarafından Faik Türün adlı devrimci katili, halk düşmanına oy verilmemesi ve teşhir edilmesi için yapılan açıklamanın orijinal metnini yayınlıyoruz.

Önce aşağıdaki linki tıklayarak yapılan açıklamayı okuyunuz.

http://enginerkiner.files.wordpress.com/2012/01/1970li-yillardan-bildiri.pdf

Faşist general Faik Türün, 12 mart döneminde halka ve devrimcilere yaptığı zulmü, Askeri kişiliğine sığınarak ‘’Emir-komuta ‘’ hiyerarşisinin bir gereği(!) olarak yaptım, yada, yapmak zorunda kaldım(!) diyebilirdi.

Öyle demedi. Emekli olduktan sonra siyasete soyundu. Süleyman Demirel tarafından Cumhurbaşkanlığına aday bile gösterildi. Bu durum, onun, askeri kimliği ile işlediği suçlarını, ideolojisinin bir gereği olarak gönüllü icra ettiği anlamına gelmesi açısından önemlidir.

THKP-C HDÖ (Acilciler) örgütümüzün teşhir etmeye çalıştığı Faik Türün ve bildiride bahsedildiği gibi ‘’onun gibileri’’ni, hesap sorulması gereken hedeflerden birisi  olarak belirlemişti.

Evet, Faik Türün ve ‘’onun gibileri’’hedefimizdi. Sadece Faik Türün ve Onun gibileri değil, Bunlarla işbirliği yapan, onların gölgesinde nemalanmaya çalışan, daha da ilerisi, Faik Türün ve onun gibileri ile işbirliği şöyle dursun ilişki kuranlar bile hedefimizdi.

İster Acilciler isterse herhangi bir devrimci hareket olsun bu ve benzerleri her zaman tüm devrimcilerin hedefiydi.

FAİK TÜRÜN’ün BENZERLERİ BUGÜN KİMLERDİR?

İlk akla gelen Mehmet AĞAR değil mi? Dünün Faik TÜRÜN’ü ile, bu günün Mehmet AĞAR’ı arasında bir fark var mı?

Bunlar arasında fark vardır diyebilecek bir devrimci yada democrat olabilir mi? Bunlar arasında fark vardır diyebilecek bir kişiye devrimci yada demokrat denilebilir mi?

Bunlar ve ‘’bunlar gibileri’nin,yaptıkları pis işler, ideolojik politik duruş açıları, halka ve devrimcilere karşı düşmanca tavırları aynı değil mi?

Bunlar ve bunların benzerleri arasında elbette fark yoktur.

Korkut EKEN, Hanefi AVCI, İbrahim ŞAHİN, O.Nuri GÜNDEŞ, Hüseyin KOCADAĞ, Hayrı KOZAKCIOĞLU  vb katillerin hepsi aynı çukurun bokları değil mi ?

Abdullah Çatlı, Haluk KIRCI Yeşil( Mahmut Yıldırım), Drej Ali ( Ali Yasak)  Sedat Edip BUCAK, Ömer Lütfü TOPAL,Hadi ÖZCAN,Mehmet ÖZBEY,Sami HOŞTAN, Sedat PEKER ve diğerleri... Bütün bunlar yukarda adlarını saydıgımız devlet katilleri’nin işbirlikci tetikçileri değil mi ? Suç ortakları, çıkar çevreleri değil mi ?

Bunlar arasında ulusal yada uluslararası şirketler kurulmadı mı ? İhaleler alınmadı mı? İnsanlar kaçırıldı Diyarbakır’da her kazının altında yurtseverlerin kemikleri çıkıyor, çıkan her cesetin katilleri bunlar değil mi ? Bu insanları boğanlar, kurşunlayanlar kimlerdir?  Kadın ticareti, uyuşturucu trafiği ve bilumum ahlaksızlıklarda bunların parmağı yok mu ?

Günümüzdeki bu pislik yığınının çete başı Mehmet AĞAR değil mi ?

Tıpkı Faik Türün gibi, Mehmet AĞAR’da politikaya atılmadı mı ? Faık Türün’ün milletvekilliği yaptıgı partinin (AP) devamı olan parti’de (DYP) Mehmet AĞAR Genel başkanlık koltuğuna oturmadı mı ?

Mehmet AĞAR’ın çete üyelerinden bir kaçını yukarda saydım. İtirazı olan var mı ? Bunlar kamuoyu tarafından bilinen, ipliği pazara çıkartılmış katiller sürüsü değil mi ?

Bunların gizli kalmasını isteyebilecek bir kişi çıkabilir mi ?

Bu pis ilişkileri ortaya çıkartanlar, bu lağım çukurundan nemalananları deşifre edenler ‘’muhbir’’vatandaş mı oluyor ?

Mehmet AĞAR adlı devlet katilinin suç ortakları bu kadar mı? Adı duyulmamış binlercesi sokakta dolaşmıyor mu ?

Bunlar arasında, ‘’devrimci’’ olduğunu söyleyerek aramızda dolaşmayanların olduğu iddia ediebilir mi?

Bu soysuzların ortaya çıkartılarak deşifre edilmesi gibi, varsa diğerlerini de ortaya çıkartmak, kulaklarından tutarak deşifre etmek ‘’muhbirlik’’ mi yapmak olur ? Kendisine ‘’devrimci’’sıfatı yakıştırmaya çalışan bir kişi bunu söyleyebilir mi ? Söylemez. Söyleyemez…

Sorun nedir peki ?

Mehmet AĞAR gibi bir devlet katilinin genel başkanlıgını yaptıgı bir partide, Doğru Yol Partisi(DYP)’inde,  Mersin gibi son derece stratejik bir büyük şehir’de il başkan yardımcısı olmak, Mehmet AĞAR kadrosundan olmak demek değil mi ?

Bir kaç ay öncesine kadar, devrimcilerin mezarı başında sol yumrugunu havaya kaldırarak, ‘’BİZ DEVRİMCİLER….’ diye başlayan devrim andı içen. ‘’BİZ ACİLCİLER’’ diye açıklama yapan bir  soysuz  adam’ın, bu hokkabazlıkları yaparken, yıllar öncesinden beri Mehmet AĞAR’ın kadrosundan oldugu ortaya çıkartılmışsa, bu yapılana ‘’muhbirlik’’ mi denmeli ?

Hasan Balcı adında bir sümüklü neden bas bas bağırıyor ? Memet’e saldırıyorlar diye neden gocunuyor?

Hasan Balcı’ biz onlar kumpas kurmuştuk’’ diyor. Kimlerle birlikte kurmuş(muş) bu kumpası? Mihrac URAL ve  Mehmet Yavuz’la mı kurmuş(muş)?

Bu sümüklüler çetesi birbirlerine küfrederken anlaşmalı mı küfretmişler. Ben sanmıyorum. Bu çete birbirinden ayrı çalışırken, Mehmet Yavuz’un deşifre edilmesiyle birlikte, birbirlerini tanıdılar ve ‘’KANKA’’ olduklarını gördüler.. Olamaz mı? Mümkündür.

Mehmet YAVUZ değil miydi Hasan BALCI’nın ‘’ORTALIK OĞLANI’’ olduğunu ilk ortaya atan. Devletin gizli arşivlerine kadar girip çıktığını itiraf eden, Mehmet AĞAR’dan aldıgı pusula ile ‘’Önümde tüm kapılar açıldı, Emniyet Genel Müdürlüğü gizli arşivine girdim, inceleme yaptım’’diyebilen, daha da vahimi, ‘’ben yaptıgım herşeyi önceden devlet yetkililerine haber vererek onların bilğisi dahilinde yaparım’’ diyen Mehmet YAVUZ’un, Hasan BALCI için ‘’ORTALIK OĞLANI’’ demesi, kurdukları kumpasın bir parçası mıydı ?  

Değilse nedir peki ? Mehmet YAVUZ Hasan için bu sözü hangi amaçla söyledi? Ben bilmiyorum, sorular sorarak öğrenmeye çalışıyorum. Hasan’ın bir bildiği mutlaka vardır. Bu sözden ürktü ve Mehmet Yavuz savunuculuğuna soyunduğuna gore mutlaka bir nedeni vardır. Olması da gerek…

Mehmet YAVUZ deşifre edildi, yumuşatıldı. ‘’ORTALIK OĞLANI’’olarak ilan ettiği Hasan Balcı, ortalıkta dolaşmaya ve Mehmet Yavuz’u kurtarmak için çırpınmaya başladı. Tekrar ediyorum. Bütün bunlar tesadüfi olamaz, anlamı vardır.

Hasan Balcı’nın yaptığı edepsizliklerin bir anlamı mutlaka vardır. Kimileri ‘’aşağılık kompleksi’’, kimileri ‘’zavallı’ bir gariban diye izah ediyor. Bütün bunlar mümkündür, fakat yapılanları izah etmek için bu tespitler hafif kalıyor. Daha başka nedenleri olmalı.

Hasan Balcı, önüne gelen herkese ağıza alınmayacak küfürler ediyor, mesaj çekiyor,e-post yolluyor  ve ‘’ana avrat’’ küfrediyor.

Neden…?

Kendisine ‘’devrimci’’sıfatını uygun gören bir insanın, bu kadar aşağılık küfürleri ardarda sıralaması da neyin nesi oluyor?

Korkuyor mu? Neden ve kimden korkuyor? Korktuğu, ve ortaya çıkması durumunda tıpkı Mehmet YAVUZ gibi kimsenin yüzüne bakamayacağından mı tedirgin oluyor.

İnsanları tahrik ederek üzerine gelmesini ve ortaya çıkmasından öcü gibi korktuğu(!) anlaşılan her neyse, o şeyin duyulması üzerine de ‘’ bana kara çalıyorlar’’ diye kendini savunacak malzeme mi arıyor? Mümkündür. Şimdilik bilmiyoruz, bekliyoruz, biraz daha konuşmasını bekliyoruz.

Sözün özü bu adam kokmaya başladı, kendisi koktuğu gibi ortalığı da kokutuyor.

‘’Biz bunlara kumpas kurmuştuk’’ diyor. Önemlidir. Ben bu sözü önemsiyorum. Ciddiye aldığım falan yok ama fikrini yada fikirsizliğini zikrettiği için önemsiyorum. Hasan’ın kurduğu kumpas’dan ne çıkar. Bunların ‘’kumpas’’ı, Cüneyt ARKIN’ın ‘’Malkoçoğlu’’ senaryolarından bile daha komik ve bir o kadar da iğreti duruyor.

Hasan’ın ‘’kumpas’’larını biliyorduk, hiçbir şey söylemedik, bekledik, kendi kendine kusması için zamanını kolladık. Kustu işte…

Küfürlerinin nedenlerini de tahmin ediyoruz. Bekliyoruz, kusmasını bekliyoruz, Midesinin bulandığını bizim gibi onu tanıyan herkes biliyor. Yakındır. Kustu kusacak. Gecikirse biz kusturacağız..

Tahminlerimizden hiç yanılmadık, Biz bekleriz, Mihrac’ı, Mehmet Yavuz’u nasıl beklediysek Hasan’ı da bekliyoruz.

Bunlar cahil ve kültür fukarası insan(cık)lardır. Bunları soymaya bile gerek yok. Yazdıkca çırılçıplak oluyorlar.  Gözlerine bakmanız yeterlidir. Gözlerine baktıkça  anadan üryan oluyorlar…

Hasan Balcı…

O Benim ‘’minik kuşum’’ Engin’in ‘’elma şekeri’’ Mihrac Ural ve Mehmet Yavuz’ın ‘’kumpas’’ortağı…

Hasan’ım benim…

Bize ‘’kumpas kurmuş’’muş, Ne adına? Kimin adına..?

Kurmuş da ne ögrenmiş?

Şunun şurasında 4-5 ay önceydi,’’ Abi, internet ortamında hakkımda polis olduğuma dair yazılar çıkıyor, beni yalnız bırakmayın, lütfen  bana destek verin,’’ diye rica minnet yardım talep eden Hasan’cığım. ‘’çok yakında’’(!) belgelerle geliyormuş(!)

Ne bekliyorsun Hasan, Mehmet Yavuz’a söyle, Mehmet AĞAR’a gidin, bir pusula daha alın ve Emniyet Genel Müdürlüğü  arşive bir kez daha gidin. Orada bulacağınız şeyi ben biliyorum da burda söylemeye dilim varmıyor, terbiyem müsaade etmiyor.. Gidin ve gözlerinizle görün. Gördüğünü yazmayan ‘’ortalık oğlanı’’olsun mu ?

Dediğim gibi, biraz daha bekleyelim.

Beklemek ne kelime, biz oldugumuz yerde duruyoruz. 1977’de Faik TÜRÜN ve onun gibilerinden hesap soracagımızı söylemiştik. ‘’Onun gibiler’’ tahminimizden de fazlaymış. Olsun, önemi yoktur. Gün ola harman ola…