Şuanda 129 konuk çevrimiçi
BugünBugün2953
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10677
Bu ayBu ay10677
ToplamToplam10479101
ne tek millet, ne de tek din mensubuyuz PDF Yazdır e-Posta


Erdoğanın dil sürçmeleri makalemde ip uçlarını vermeye çalışmıştım. Bugünün egemenleri İslamcı iktidar sahipleri, ülkemizde mevcut sorunları çözmeyi değil, herkesi kendilerine benzetmeye çalışarak,  kendince sorunu  ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Toplumun tüm ötekileştirilmiş kesimlerini görmezden gelerek, onları oldukları gibi kabul etmeyerek,   değişik kimliklerimizi kendilerince  bizim yerimize tanımlayarak tek tip bir toplum yaratmaya çalışıyorlar.

Dünkü egemen kesimlerden farkları, dün bize biçilen Kemalist ideoloji eksenli tek tip insan yerine, bugün şeriat yönetimi eksenli İslamcı ideolojinin tüm toplumsal kesimlere dayatılmasıdır. Aslında  ötekileştirilen toplumsal kesimler için öz olarak değişen bir şey yok, tek dil, tek millet, tek devlet söyleminin yanına bir de tek din eklenmiştir fazladan.

Erdoğan bir söz söylüyor, iktidar mensupları hemen onun yasal zeminini hazırlamaya başlıyor. Erdoğan Roboski katliamı tartışmalarını gündemden çıkarmak için  Kürtaj sorununu dile getirdi, iktidar ve medyadaki yalakaları hemen kamuoyu oluşturma yarışına girdiler. Yapılan şeriatın kansız bir şekilde topluma empoze edilmesidir. Bugün kürtajı yasaklayan zihniyet, yarın içkiyi yasaklayacak, öbür gün başı açık gezmeyi, daha öbürsü gün de yeni anayasa yerine Kuran anayasası getirecektir.

Siz hiç cumhuriyet Türkiyesinde fetva verildiğini duymuş muydunuz. Şimdi Diyanet İşleri Başkanlığı hemen her konuda fetva vermektedir. Dünün Türkiyesinde irticacılıktan yargılanıp hüküm giyenler, bugün iktidarın kanatları altında görüşlerini yeniden açıklar hale geldiler. Dün Hizbullah davasında katil olarak yargılananlar tarafından bugün, legal  olarak Kürdistan Hizbullah Partisi kurulma çalışmaları yapılıyor.

Uzun yıllardır Cuma namazları siyasal bir gösteriye dönüştürülmüştür. Bu eyleme katılmayanlar üzerinde mahalle baskısı oluşturularak  korku salınmaktadır. Oruç tutmayanlara saldırılmakta, açık giyinenlere karşı dışlayıcı tavır konulmaktadır. Bütün bunlar egemen İslamcıların gizli ajandasının yavaş yavaş uygulama sahasına konulduğunu göstermektedir. Bu gidişata bugünden karşı çıkılamazsa, yarın çok geç olacaktır.

Bakın dünün kendini Mesih olarak gören, deli numaralarına yatarak ceza almaktan kurtulan Hasan Mezarcı Alevilere nasıl saldırıyor, nasıl akıl veriyor, bizim yerimize bizim kimliğimizi nasıl tanımlamaya çalışıyor.

 

HASAN MEZARCI`NIN CÜMLELERİ:

 

« * Ali dinsiz miydi? Ali`yi seviyorsanız, onun gibi camiye gidin !

 

* Ali meyhaneye mi gidiyor du? Ali kerhaneye mi gidiyor du? Ali laik miydi? Ali deyip gavurluk yapmayın ! Buramıza kadar getirdiniz, böyle olmaz…Ali`yi sevecekseniz adam gibi sevin !!

* Bizler Hz. Ali`yi en az onlar  kadar seviyoruz. Fakat Ali diyorlar, camiye düşmanlar. Ali diyorlar Kuran`a düsmanlar-İslam`a düşmanlar.

*Ali`yi çarpıtmayın-gavurluk yapmayın. Ali islamın kılıcıydı-önderiydi. Ali camiye giderdi siz niye gitmiyorsunuz? Ali namaz kılardı siz niye kılmıyorsunuz? Ali oruç tutardı siz neden Ramazan`da oruç tutmuyorsunuz? Yok öyle sevecekseniz adam gibi seveceksiniz...

* Alevi`ler bizim kardeşimizdirler. Yeterki İslam olduklarını söylesinler. Allah`a ve Kuran`a iman ettiklerini söylesinler. Ve İslamın şartlarını kabul etsinler. « 

Bakın Mezarcı Alevileri nasıl tanımlamış, meyhaneye, kerhaneye gidenler diyor. Gavur olarak tanımlıyor, İslam düşmanı olarak tanımlıyor,  bizi Camiye davet ediyor, hacca gitmeye, oruç tutmaya davet ediyor. Yani Sünni İslam olmaya davet ediyor. Bizi ancak kendilerine benzersek seveceklerini söylüyor. Çünkü bu ahmakta içimizden birçokları gibi Aleviliği sadece Ali severlik olarak algılıyor.

Oysa biz Alevilerin Ali’si evvel ve ahir olandır.  Bizler Aynayı tuttum yüzüme;Ali göründü gözüme diyenleriz. Bizim namazınızla, orucunuzla, caminizle, haccınızla bir  sorunumuz yok, bu sizin inancınız ve ibadetlerinizdir. Ancak bırakınız da bizde inandığımız gibi özgür yaşayalım ve özgür ibadet edelim. Inandığımız gibi yaşayalım.

Ama sizin niyetiniz belli, sizin istediğiniz tek dilli, tek milletli, ve de tek dinli bir şeriat düzenidir.  Bütün çabanızda bu amaca ulaşmaktır. Bu amaca ulaşmak için  her yol sizce mübahtır. Demokratlığınızda, ilericiliğinizde, insana saygınızda sahtedir, kendinizden başkasına ne müsamahanız ne de saygınız yoktur.  Aleviyi meyhaneci ve kerhaneci olarak adlandıran bu sahtekar için neden savcılarınız harekete geçmiyor?  

Bu davranışlarıyla iktidar odakları artık Türkiye’de yasal siyaset yapmanın yollarını bir bir ortadan kaldırıyorlar. Muhalefet kesimlerini susturmak için binbir entrikaya başvuruyorlar.  BDP milletvekillerini meclisten atmak için her türlü entrika ile düzmece davalar açıyorlar.  Toplumun tüm ötekileştirilmiş kesimleri için legal mücadele yollarını tıkayarak,  tek partili bir sistem kurmaya çalışıyorlar.  Bu gerçeğin bilinciyle hareket edersek bu gidişe engel olma şansımız olabilir. Bunun yolu bu  şeriat özlemcilerinden rahatsız olan tüm toplumsal kesimlerin ortak bir çatı altında örgütlenmesinden geçiyor. Egemenlerin böl ve yönet politikalarını boşa çıkararak amaca ulaşabiliriz.  Bugün sözde muhalefet olduklarını söyleyen CHP ve MHP  iktidara yönelik tutumlarıyla AKP için amaca ulaşmada işe yarar araçlar olmaktan öte bir anlam ifade etmiyorlar.