Afyonkarahisar’da ‘’patlama’’ 25 ölü... Ege’de tekne faciası,60 ölü, bir o kadar da kayıp... Beytülşebbap’ta ‘’ hain teröristler’’ ile ‘’kahraman’’ askerlerimiz çatıştı, ölü ve yaralı sayısı bilinmiyor...Bilmem nerede otobüs şarampole yuvarlandı onlarca ölü ve yaralı.vb.vb...

Televizyon ana haber bültenlerinin sözleşmişçesine ’’Flaş, flaş‘’ diye saat başı verdikleri bu ve benzeri haber başlıkları arasında feryatlar ve ağıtlarla karışık duygu sömürüsü ve öç alma çığlıkları da elbette ihmal edilmiyor..

Kürt sorununun bittiğini, ‘’terörist Kürtler’’in mankurt’laştırılmış olduğundan dem vurarak bir karış vatan toprağından vazgeçmeyeceklerini söylüyorlar.

Suriye meselesi gündemin ana konusu olmaya devam ediyor hala.. Sınırlara asker sevkiyatı aralıksız sürüyor. Ağır silahlarla donatılmış zırhlı birlikler özellikle Suriye Kürtlerinin elinde bulunan bölgelere yakın yerlerde konuşlandırılıyor. Baksanıza, çok yakında Şam’da Cuma namazı(!) kılacaklarmış.

Bütün bunlar olurken, ‘’yılın düğünü’’n den kareler, Pop’çu Kenan Doğulu’nun binlerce kilometre ötede, kaçamak ‘’ cinsel fantezileri’’, Türkücü Alişan’ın son sevgilisinden’’şok’’ itiraflar da  ihmal edilmiyor.

Dört mevsim bir arada bir ülkedir Türkiye.

Orta-Doğu’nun tartışmasız lider(!) ülkesi ülkesi olmamıza ramak kalmış. Amerika’nın daha fazla katkısı gerekiyormuş, yakın gelecekte yapılacak olan Amerikan seçimleri, Allahın izni ile Obama’nın zaferiyle sonuçlanırsa( ki öyle de gözüküyor) Erdoğan’ın BOP başkan yardımcılığı daha da aktif hale gelecekmiş.

Ekonomi çoktandır tıkırındaymış, altın tavan yapıyormuş, imam hatip okulları çok şükür hak ettikleri statüye kavuşturulmuş, bundan böyle herkesin kura-ı kerimi-i hatmetmesi için tüm olanaklar sağlanmış. Fenerbahçe’nin  Brezilyalı futbolcusu Alex, bu işi herkesten önce becermiş, ve Kuran-ı Kerim-i bir güzel hatmedivermiş.

Demokrasi ve insan haklarını sormayacaksınız. Kimin adına demokrasi hangi insanlar için hak? Bunlardan bahsetmeyeceksiniz.

Konuşacaksınız ama konuştuklarınıza da dikkat edeceksiniz. Hal ve gidişatınızı kontrol etmeyip de ‘’demokrasi’’nin sınırlarını zorlamaya kalkarsanız eğer, Parlamenter bile olsanız ne yazar.

Kollar sıvanır, tehditkar söylemlerle o çatı altında derdest edilmeniz için harekete geçilir. ‘’O makamı hak etmeyenlerin orada işi yok’’ denir. O makam barışın değil, barışa düşman savaş yanlılarına rezerv edilmiştir.

O makam (TBMM) 1995 seçimlerinde Mehmet Ağar, Ünal Erkan, Hayrı Kozakçıoğlu gibi derin devletin resmi katillerine rezerv edilmiş, Bir sonraki seçimlerde kontenjanı daha da arttırılarak sivil faşist katillerle takviye edilerek doldurulmuştu.

1978’de İstanbul’un Beyazıt meydan’ın da  7 öğrencinin katili Mehmet Gül.

İstanbul ve Fatih’te ülkü ocakları başkanlığı yapan silah kaçakçısı Mustafa Verkaya.

Devrimci katilliğiyle ün salmış cinayet davalarının adresi Celal Adan.

Bahçelievler, Emek, Beşevler bölgesinde Ölümlerle sonuçlanan eylem ve saldırılardan sorumlu Armağan Yılmaz.

Aynı şekilde MHP’den İzmir milletvekili  olarak o koltuğa oturan ve 1990 yılında Abdullah Çatlı ile birlikte eroin ticareti tutuklusu olduğu halde Zurih’te Bostadel cezaevinden kaçan Mehmet Kenan Tanrukulu.

Zonguldak milletvekili, İsmail hakkı Cerrahoğlu.

Papa 2.Jean Paul suikastinde adı gecen Musa Serdar Çelebi’nin iş ortağı ve Hatay Milletvekili Mehmet Şandır.

DİSK genel başkanı Kemal Türkler’in katil zanlısı ve Almanya’da uyuşturucu sanığı olarak da hapis yatan, MHP Aydın milletvekili Ali Uzunırmak.

Bir başka Bahçelievler katliamı sanığı, itirafçı Ali Yurtaslan’ın 1980 de ‘’MHP’nin Merkezindeki adam’’olarak kitaplaştırılan itiraflarında adı geçen Osmaniye Milletvekili Mehmet Kundakçı.

13 Nisan 1970 tarihinde Dr. Ast..Necdet GÜÇLÜ’yü İbrahim Doğan adlı bir başka faşistle birlikte katleden MHP İçel milletvekili Ali Güngör .

7 Haziran 1978’de Malatya’da Öğretmen Nevzat Yıldırım’ı katleden  Fahri Yüksel.

1979’da Adana ülkü ocakları başkanlığı yapan ve bölgede bir çok cinayet ve silahlı saldırı olayları nedeniyle yargılanırken davası zaman aşımına uğratılarak rafa kaldırılan Adana Milletvekili Recai Yıldırım.

1978 tarihinde Urfa’da portakal sandıkları içerisinde gizlenmiş  makineli tüfeklerle birlikte yakalandıktan bir süre sonra Meclis koltuğuna, Adana Milletvekili olarak kurulan Ali Alaman.

Urfa’dan uyuşturucu kaçakçısı  Muzaffer Çakmaklı.

Gümüşhane milletvekili Ahmet Uçaş.

23 ocak 1975 de Van mühendislik mimarlık fakültesinde devrimci öğrencilerin üzerine ateş açarak, Kerim Yaman adlı öğrencinin öldürülerek Metin Turgut, Metin Yalçın Girişken, Erdal Erdoğan,Erdinç Demirpolat ve Feride Sağlık’ın ağır yaralanmasıyla sonuçlanan olayda yaralı yakalanan eski içişleri bakanı Murat Başeskioğlu.

27 aralık 1976 tarihinde, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisinde öldürülen Ali Necip Bozalioğlu’nun katili Eskişehir milletvekili İ.Yaşar Dedelek.

MHP’den Ankara Milletvekili Şefkat Çetin.

Kocaeli milletvekili Meral Akşener.

Urfa Milletvekili Mustafa Bayram vb vb... Liste daha da uzatılabilir.

‘’Ülkenin ve milletin bölünmez  bütünlüğü için adam öldüreceklerine, kurşun sıkıp, işkence yapacaklarına yüce Türk milleti huzurunda namus ve şerefleri üzerine and içmiş’’ şerefsizlerle dopdolu bir mecliste egemenlik kayıtsız şartsız millete ait  değil, olsa olsa, kayıtsız şartsız ‘’caniler’’e yakışırdı elbette.

O makamları işgal edenlerin bugünkü artçıları, dün olduğu gibi bugün de aynı histeri çığlıklarıyla barış,demokrasi ve insan haklarından söz eden herkesi düşman görüp, tehdit ederek sindirmeye kalkışıyor.

Suni gündemler yaratarak asıl sorunları gözlerden kaçırarak, demokrasi ve barışçıl talepleri boğarak susturmak adına kontrollarındaki tüm yazılı ve görsel basın yayın organlarını kiralık katiller gibi kullanıyorlar.,. Başarılı olmaları  mümkün mü dersiniz? Hiç sanmam. Cin şişeden çoktan çıktı.

Kayıtsız şartsız canilerin elinde bulunan egemenliğin temel direkleri çatırdamaya başladı bile...