Şuanda 116 konuk çevrimiçi
BugünBugün2945
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10669
Bu ayBu ay10669
ToplamToplam10479093
suriye'de muaviye'nin çocukları PDF Yazdır e-Posta


Suriye’deki Muaviye’nin çocukları, “Aleviler tabuta, hristiyanlar Lübnan’a” sloganları atıyorlarmış. Orada yürütülen; en büyük(ABD) İblis’in, ortak eşbaşkanlar ile yaratmış olduğu ve Muaviye’nin sırtlanlarının aracılığıyla, orta-doğu politikasının nasıl bir entrikayla hayata geçirildiğini çok açık ve net görmekteyiz.

Geçmişte Muaviye ve soyu aynı entrika ve savaşları Muhammet ve onun ehlibeytine karşı vermişti. Onun için Kerbela vakası tarihe geçti, onun için on beş asırdır bu acı onlara yaşatılır.

Bu gün Suudi sermayesi, yani ailesi, paralarının ve saltanatlarının biraz daha devamı için Vahabiliğin   geçmişte kullandığı taktiklerle haala savaşını vermektedir.

Geçmişte Hallac’ı Mansur’u darağacına çekip uzuvlarını parça parça edip, kellesini sokak sokak dolaştıranlar, bu günde, onun torunlarına cehennemi yaşatmak istemektedirler.

Dünkü, Suriye’nin izlediği politikayı savunmuyorum, çünkü; uluslar arası dengeyi kendi demokratikleşmesi için kullanamadı, İblis teşkilatına meydan verdi. Sonraki gelişmelerde savunma politikası ne kadar haklı olursa olsun, fırsatı kullanamama yanlışı, iki kat büyüdü ve bu günkü sırtlanlar ordusunun önüne atıldı. Sırtlanlar, iblis teşkilatıyla çalışan islam(!)cılar, bu  takım, Suudi ve Amerikan paralarıyla besleniyor.

Hallac’ı Mansur, iblis ile mücadeledeki anlayışını şöyle bir değerlendirme ile güzel anlatmış, ” önce nefsini temizleyeceksin” bu sözü yaratıcıyla bütünleşme yolunda ilk adım gören Hallac, seytanın bu temizlenmiş nefise dokunamayacağını savunur. Allah’ın iblisi insanın kendini düzeltmesi için yarattığına inanır ve ondan korkmadığını söyler ve hatta iblisi savunur.

Suriye’nin yapacağı da bu olmalıydı, kendi içini temizlemeli demokrasiyi ve insan haklarını oturtmalıydı, tarihin trenini kaçırdı, yıkımı kendileri başlattı. Orada on binlerce Kürt ve diğer azınlıkların kimliğini tanımayarak, rastgele yerlere baskınlar düzenleyip devletin gücünü küçük ayak oyunlarıyla hovardaca harcadı ve güvenirliğini yitirdi. Alevi yönetim imajıyla Aleviliğe leke sürer pozisyona girdi. Bu fırsatı vermeden zamana yayarak demokratikleşip sıkıyönetimden vazgeçseydi başlarına bu haller gelmeyecekti. Bir ülke onlarca yıl sıkıyönetimle yönetilirse, olacağı budur.

Ama, olanlara da oh oldu iyi oldu anlayışını da hiç bir şekilde savunmuyorum, yıkımlar, ölümler, savaş, cehennemi yaşatıyor, kim bu rezaleti insan olarak  savunabilir ki?

Orta-Doğuda mezhep savaşları kullanılarak yeniden dizayn etme yöntemi kullanılıyor, bunun bir ucunun da Anadolu’da olduğunu dünya alem biliyor. Önümüzdeki on yılın en büyük operasyonu bu yönde olacaktır. Suriye bir veya iki yıla çökertilir. Arkasından İran ve diğerleri gelecektir. Bu çatırtı bizde daha fena hissedilecektir.

Yeni eğitim sistemi bile, imam hatibe bu gün başlayan çocukların, ondokuz  ve yirmi yaşına ulaşmasıyla, savaşa, büyük, güçlü ve imanlı(!), ‘imamın ordusu’ hazır olacaktır

İşte, her aile onun için, “en az üç çocuk yapsın” deniyor.

Zamanlama harika, hesaplar ince, karmaşık gibi görünse de aslında, açık, yani, Muaviye ve Yezid  iş başında, İblis de, onun eşbaşkanı da çok iyi çalışıyor. Hıristiyanlar Suriye’yi boşaltsın,  Aleviler tabutlarını hazırlasınlar....