Dünyanın tüm kıtalarında Emperyalist saldırganlık aralıksız sürerken, dünyanın dikkatlerini çeken kuşkusuz orta doğuda gelişen hareketliliktir. Bir taraftan Suriye'ye yapılmak istenen, emperyalizmin Arap Baharı dedikleri kanlı bahar aracılığıyla BOB projesi adı altında yeni Orta doğu haritası oluşturuluyor. Diger taraftan süren antiemperyalist mücadele... Tam bu noktada emperyalist müdahale ortamında yıllardan beri özgürlük mücadelesi veren Suriyeli Kürt halkı kendi özgürlüğünü kansız-savaşsız kazanırken, bu kazanımı bir tehdit olarak algılayan TC ve onun uşağı AKP iktidarını tedirgin ediyor. Kürt halkının diktatörlükten kurtulmasını engellemek için tüm gücüyle çalışarak , ardı arkası kesilmeyen provokasyonlar sürüyor. Kara basında çıkan haberler ise bu durumun açık örneğini sunuyor... Şöyle ki; -Suriye'de rejim karşıtları ve devlete bağlı güvenlik güçleri arasında 20 aydır süren çatışmalar, Kurban Bayramı için ilan edilen ateşkese rağmen durmadı. Öte yandan, Esad karşıtı silahlı militanların, Halep'te PKK'nın Suriye kolu olarak bilinen PYD ile çatışması, içsavaşta yeni bir cephenin açılabilme olasılığını ortaya çıkardı. MUHALİFLER PYD İLE ÇATIŞTI -Öte yandan bölgeden gelen son haberler, içsavaşta yeni bir cephenin açılabilme olasılığının ortaya çıkması olarak yorumlanıyor. Suriye İnsan Hakleri Gözlemevi (SİHG), Esad karşıtı silahlı militanların, Halep'in Eşrefiye ilçesinde PKK'nın Suriye kolu olarak bilinen Kürdistan Demokratik Birliği Partisi (PYD) ile çatıştığını duyurdu. SİHG, çatışmalarda Kürt ve Arap 30 kişinin öldüğünü, bunlardan 22'sinin iki taraftan militanlar olduğunu vurguladı. [hürriyet]
Bugün Fırat Haüber Ajansı’na açıklama yapan YPG (Halk Savunma Birlikleri) Anakarargah Komutanlığı ise, saldırıyı Özgür Suriye Ordusu’na mal etmediklerini, saldırının ardında Azadi Partisi ile Türkiye’ye bağlı çalışan Selahattin Eyyubi grubunun bulunduğunu açıkladı.
YPG açıklamasında şöyle denildi:
“Biz bu olayı Suriye devrimine karşı olarak görüyoruz. Her iki güç olarak rejime karşıyız, bu tür çatışmalar bize zarar veriyor. Bazı çete gruplar zarar veriyor. Biz bu tür durumların yaşanmasını istemiyoruz. Kendilerini Özgür Suriye Ordusu’na bağlı olarak tanıtan bu grupların komplo yaptıkları konusunda daha önce uyarmıştık.“ ///
Bir taraftan paralı uşaklarını kendisi gibi diktatöre karşı örgütleyip beslerken , diğer taraftan Suriye'deki Kürtlerin üzerine saldırmayı da ihmal etmiyorlar. Son 30 yıldır kapitalizmin oynadığı bu oyunda, halkların zayıf noktası olan din sömürüsü üzerinden 'böl-yönet' taktiği hiçbir dönem bu kadar yoğunluk kazanmamıştır. Şöyle ki, kapitalizmin kullanacağı bu etkili yöntem onun son silahının bir göstergesi olacaktır.
Kürtlerin 'K' harfine bile tahammülü olmayan AKP iktidarı Kürt halkına gerek Suriye'de gerekirse de Türkiye Kürdistan'ında yıllardır sürdürülen katliamlar karşısındaki politikası ile Çukurca'da gerçekleştirilen katliamlar karşısındaki diktatör ve duyarsız , kabadayı tavır ve sözleri dikkat çekicidir...
KCK'dan tutuklananların durumu da açıktır. Onlarca Kürt aydınını cezaevine atarak Türkiye Kürdistan'ında gelişen ve ilerleyen Kürdistan Birlik Hareketi'ni engellemedi... Tam bu noktada özgürlüğünü ilan eden Suriye Kürtleri AKP iktidarını, bugün Suriye'de yarın Türkiye'de aynı taleplerin olma olasılığı ile uykularını kaçırdı. Telaş ve panik halde Suriye'deki olumlu ve haklı gelişmeleri engellemek ve parçalamaya çalışırken birden bire ortaya kiralık katilleri çıktı. Ancak her gün farklı olaylarla karşı karşıya kalan Orta Doğu'da kararsızlık ortamı yaşanıyorsa da demokrasi güçlerin lehine dengeler kurulacaktır.
Ne acıdır ki, sosyalist, aydın, demokrat olduklarını söyleyenler birlikte hareket etme yerine burjuva kuyrukçuluğuna tutundular. İktidarın 12 eylülcüleri darbe nedeniyle yargılayacaklarına inandılar. O nedenle milliyetçi-şovonist kokan yapılarla aynı türküleri söyleyerek Kürt halkına yapılan soykırım politikasına karşı genel anlamda olmasa da büyük bir bölümü burjuvazinin sağır- kör medyası gibi hareket etmektedir. Ancak tüm halkların , azınlıkların kurtuluşu AKP'nin çöküşü ve ardından BDP'nin örgütsel gücü ile gerçekleşecek.
|