Şuanda 106 konuk çevrimiçi
BugünBugün2939
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10663
Bu ayBu ay10663
ToplamToplam10479087
barış için savaş PDF Yazdır e-Posta


Dünyanın tüm kıtalarında Emperyalist saldırganlık aralıksız sürerken,
dünyanın dikkatlerini çeken kuşkusuz orta doğuda gelişen
hareketliliktir.
Bir taraftan Suriye'ye yapılmak istenen, emperyalizmin Arap Baharı
dedikleri kanlı bahar aracılığıyla BOB projesi adı altında yeni Orta
doğu haritası oluşturuluyor. Diger taraftan süren antiemperyalist
mücadele...
Tam bu noktada  emperyalist müdahale ortamında yıllardan beri özgürlük
mücadelesi veren Suriyeli Kürt halkı kendi özgürlüğünü kansız-savaşsız
kazanırken, bu kazanımı bir tehdit olarak algılayan TC ve onun uşağı
AKP iktidarını tedirgin ediyor. Kürt halkının diktatörlükten
kurtulmasını engellemek için tüm gücüyle çalışarak , ardı arkası
kesilmeyen provokasyonlar sürüyor. Kara basında çıkan haberler ise bu
durumun açık örneğini sunuyor...
Şöyle ki;
-Suriye'de rejim karşıtları ve devlete bağlı güvenlik güçleri arasında
20 aydır süren çatışmalar, Kurban Bayramı için ilan edilen ateşkese
rağmen durmadı. Öte yandan, Esad karşıtı silahlı militanların,
Halep'te PKK'nın Suriye kolu olarak bilinen PYD ile çatışması,
içsavaşta yeni bir cephenin açılabilme olasılığını ortaya çıkardı.
MUHALİFLER PYD İLE ÇATIŞTI
-Öte yandan bölgeden gelen son haberler, içsavaşta yeni bir cephenin
açılabilme olasılığının ortaya çıkması olarak yorumlanıyor.
Suriye İnsan Hakleri Gözlemevi (SİHG), Esad karşıtı silahlı
militanların, Halep'in Eşrefiye ilçesinde PKK'nın Suriye kolu olarak
bilinen Kürdistan Demokratik Birliği Partisi (PYD) ile çatıştığını
duyurdu.
SİHG, çatışmalarda Kürt ve Arap 30 kişinin öldüğünü, bunlardan
22'sinin iki taraftan militanlar olduğunu vurguladı. [hürriyet]

Bugün Fırat Haüber Ajansı’na açıklama yapan YPG (Halk Savunma Birlikleri) Anakarargah Komutanlığı ise, saldırıyı Özgür Suriye Ordusu’na mal etmediklerini, saldırının ardında Azadi Partisi ile Türkiye’ye bağlı çalışan Selahattin Eyyubi grubunun bulunduğunu açıkladı.

YPG açıklamasında şöyle denildi:

“Biz bu olayı Suriye devrimine karşı olarak görüyoruz. Her iki güç olarak rejime karşıyız, bu tür çatışmalar bize zarar veriyor. Bazı çete gruplar zarar veriyor. Biz bu tür durumların yaşanmasını istemiyoruz. Kendilerini Özgür Suriye Ordusu’na bağlı olarak tanıtan bu grupların komplo yaptıkları konusunda daha önce uyarmıştık.“
///


Bir taraftan paralı uşaklarını kendisi gibi diktatöre karşı örgütleyip
beslerken , diğer taraftan Suriye'deki Kürtlerin üzerine saldırmayı da
ihmal etmiyorlar.
Son 30 yıldır  kapitalizmin oynadığı bu oyunda, halkların zayıf
noktası olan din sömürüsü üzerinden 'böl-yönet' taktiği hiçbir dönem
bu kadar yoğunluk kazanmamıştır.
Şöyle ki,  kapitalizmin kullanacağı bu etkili yöntem onun son
silahının bir göstergesi olacaktır.


Kürtlerin 'K' harfine bile tahammülü olmayan AKP iktidarı Kürt halkına
gerek Suriye'de gerekirse de Türkiye Kürdistan'ında yıllardır
sürdürülen  katliamlar karşısındaki politikası ile  Çukurca'da
gerçekleştirilen katliamlar karşısındaki  diktatör ve duyarsız ,
kabadayı tavır ve sözleri  dikkat çekicidir...


KCK'dan tutuklananların durumu da açıktır. Onlarca Kürt aydınını
cezaevine atarak Türkiye Kürdistan'ında gelişen ve ilerleyen Kürdistan
Birlik Hareketi'ni engellemedi...
Tam  bu noktada  özgürlüğünü ilan eden Suriye Kürtleri AKP iktidarını,
bugün Suriye'de yarın  Türkiye'de aynı taleplerin olma olasılığı ile
uykularını kaçırdı.
Telaş ve panik halde Suriye'deki  olumlu ve haklı gelişmeleri
engellemek ve parçalamaya çalışırken birden bire ortaya kiralık
katilleri çıktı.
Ancak her gün farklı olaylarla karşı karşıya kalan Orta Doğu'da
kararsızlık ortamı yaşanıyorsa da demokrasi güçlerin lehine  dengeler
kurulacaktır.

Ne acıdır ki, sosyalist, aydın, demokrat olduklarını söyleyenler
birlikte hareket etme yerine burjuva kuyrukçuluğuna tutundular.
İktidarın  12 eylülcüleri  darbe nedeniyle yargılayacaklarına
inandılar.
O nedenle milliyetçi-şovonist kokan yapılarla aynı türküleri
söyleyerek Kürt halkına yapılan  soykırım politikasına karşı genel
anlamda olmasa da büyük bir bölümü burjuvazinin sağır- kör medyası
gibi hareket etmektedir.
Ancak  tüm halkların , azınlıkların kurtuluşu AKP'nin çöküşü ve
ardından BDP'nin örgütsel gücü ile gerçekleşecek.