Şuanda 350 konuk çevrimiçi
BugünBugün2399
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10123
Bu ayBu ay10123
ToplamToplam10478547
Savaş üzerine... PDF Yazdır e-Posta


Clausewitz’in,’’ Savaş siyasetin başka araçlarla sürdürülmesidir’’meşhur sözünü, az çok siyasetle ilgili olanlar iyi  bilir.

Bu sözün  yanlış olduğunu, ‘’hayır, doğru değil’’ diyene bugüne kadar da rastlamadım.

Siyaset yapıyorsan savaşıyorsun demektir. Savaş’ın biçim ve yöntemi, savaşan güçler arasındaki denge durumu ve o günün siyasi atmosferine göre belirlenir.

Savaş, ister ideolojik,ister propaganda,isterse sıcak çatışma biçiminde olsun fark etmiyor. Bir yerde savaş varsa bunun tarafları da vardır. Savaşta bahsediliniyorsa orada mutlaka bir dengesizlik söz konusu demektir..

Savaş, dengesizliğin dengelenmesi adına yapılan bir mücadele de demek oluyor.

İki kutuplu dünya düzenini göz önüne getiriniz. Başını Sovyetler Birliği ve ABD’n’in çektiği soğuk savaş döneminden bahsediyorum. Her iki kutup arasında ve her cephe’de kıran kırana bir savaş söz konusuydu.  O dönemin savaşı sıcak bir çatışmaya dönüşmedi ama her an dönüşebilirligi de hiçbir zaman göz ardı edilmeden, ideolojik, politik ve propaganda biçiminde sürgit devam etti.

Savaşın Sovyetler birliği ve sosyalist blok aleyhine, ABD ve müttefikleri Emperyalist-kapitalist dünya sistemi lehine sonuçlanması, sona erdiği anlamına gelmiyordu.  Öyle de oldu. Savaş sona ermedi. Hem savaşan taraflar farklılaştı hemde savaşın biçim ve yöntemleri farklılaştı ama savaş sonlanmadı.

Clausewitz’in dediği gibi,’’ Savaş siyasetin başka araçlarla sürdürülmesi’’ biçiminde soluksuz devam ediyor.

Sözü uzatmadan konuya giriyorum.

Bugün çoğu insan,’’Savaşa hayır’’ diye içi boş ve anlamsız bir sloganı tekrar  edip duruyor. Savaşa hayır denilmekle, savaşsız bir dünya’nın olmayacağını bile bile slogan tekrarlanıp duruyor.

Siyasetin bir aracı ve mevcut dengesizliğin dengelenmesi adına yürütülen bir mücadeleye karşı olmak, bu yöntemi toptancı bir anlayışla ‘’HAYIR’’ diye yadsımak,  mevcut dengesizliğin aynen devam etmesini savunmak anlamına geleceğinden, düzen savunucusu,statükocu  bir bakış açısı demek olmaz mı peki ?

‘’Savaşsız,sömürüsüz bir dünya’’ nın, ‘’Savaşa hayır’’ adı altında anlamsız ve içi bomboş bir sloganla gerçekleşebileceğine inanan var mı ?.

Varsa eğer, zulmün ve sömürünün pervasızca sürmekte olduğu bugünün dünya sisteminde, ‘her ülkeden mevcut düzenden hoşnut olmayan milyonlarca muhalife önerebileceği başka bir mücadele yöntemi olmalı. Nedir peki ?

Savaş, siyasetin, siyasi mücadele örgütünün  yeri ve zamanı geldiğinde kullanmaktan çekinmeyeceği   bir araç, hem de esaslı  bir araçtır. Siyasi mücadelede ‘’savaş aracını’’yadsımak sosyalistlerin işi olmamalıdır.

Haklı yada haksız savaştan, sömürgeci veya kurtuluş savaşlarından da bahsetmiyorum. Topyekun savaştan söz ediyorum.

Hiçbir savaş mazlumların, sosyalistlerin yada ezilen horlanan halkların

Gönüllü katılımı ve kışkırtıcılıgı ile başlamamıştır. Tüm savaşlar, mazlumların, ezilen horlanan ve gelecekleri ipotek altına alınarak çaresiz bırakılmış muhaliflerin son çare olarak zorunlu katılımı sonucunda ortaya çıkmıştır.

Biz eskiden,’’Hey devrimci devrimci, savaş vakti yaklaştı.Al silahı vur beline emperyalizme karşı’’ diye meydanlarda sloganlar atıp şarkılar söylerken, savaş kışkırtıcılığı yapmıyorduk, savaşmaktan başka çarenin kalmadığından hareketle tedbirli olunması gerektiğinde söz ediyorduk. Bu durum değişmemiştir.

Hal böyle olunca, irademiz dışında devam eden, edecek olan her türlü savaşa ‘’HAYIR’’ diye değil, ‘’TARAF’’ olarak katılmak ve mevcut dengesizliğin dengelenmesi adına mücadele  gerekiyor.

Sözü, önümüzdeki Suriye savaşına getirerek bitirmek gerekirse şunları  söylemek mümkün.

Suriye savaşı bugün çıkmadı, yada çıkmak üzere de değil. Suriye savaşı üç seneye yakındır devam ediyor. Suriye’de savaşa son diyenlerin gözleri aydın ola, savaşa son demekle savaş sona erseydi işimiz çok kolaylaşırdı. Suriye savaşının nasıl sonlanmasını istiyorsak, o yönde taraf olup aktif destek vererek savaşı sonlandırabiliriz.

Bilinmiyor değil. Biliniyor. Suriye savaşının üç cephesi olduğu biliniyor. Cephe’lerin tarafları da biliniyor.

‘’Savaşa hayır’’diyenlerin tarafı ne yönde ?

Bir çoğunun ki biliniyor olsa da , sosyalist olduğunu söyleyen çoğunluğun hangi tarafta olduğu hala bilinmiyor…