Güney  Kürdistan bölgesel yönetimi başkanı Barzani, Beraberinde Şiwan Perver olduğu halde,  Erbil’den Diyarbakır’a geliyor.

Erdoğan’da Ankara’dan geliyor. Berberinde, Türkleşmiş Kürt İ.Tatlı ses var.

Sadece Tatlıses mi?

Değil elbette.

Daha bir kaç gün önce,’’Ben sade bir bakan değilim, Benim özgül ağırlığım var, çok şeyi ifade ediyorum’’diyen Bülent Arınç da var.

Söylentiler doğruysa eğer, Şiwan ve Tatlıses Diyarbakır meydanında Erdoğan-Barzani saz eşliğinde düet yapacak, Kürt halkını coşturacaklarmış.

Yanlış anlaşılmasın, coşturmak derken Adana valisi A. Coş’un coşturmasından bahsetmiyorum.

Barzani ve Erdoğan,‘’terbiye ve ahlak’’kurallarını bilen adamlar. Vatandaşa ‘’Gavas’’ diyecek kadar ileri gitmeyecekler.

Onlar, Halkı coşturacak, dertlerine derman olacak,acılarını unutturmak için mütevazi bir görevi ifa edecekler.

28 aralık 2011’de f-16’lar tarafından  Roboski’de katledilen 35 Kürt gencinin ailelerine taziye ziyaretinde bulunacaklar mı? Bilinmiyor.

Yargısız infazlarda katledilen binlerce Kürt köylüsü için bir çift laf edip etmeyecekleri de meçhul.

Yakılan köyler, telef edilen hayvanlar, yerlerinden yurtlarından sürgün edilen bölge insanlarına  bir mesajları olup olmayacağı da  bilinmiyor.

Nusaybin’de örmeye çalıştıkları ‘’utanç duvarı’’ortadayken Diyarbakır sınır kapılarının Barzani-Şıwan  ikilisine  törenlerle açılması arasındaki çelişkisinin tutarlı bir izahı mutlaka vardır. Diyarbakır halkına bu konu hakkında bilgi verilecek mi?

Diyarbakır halkının kendi özgür iradeleri ile seçtiği milletvekilleri, belediye başkanları, il  genel meclisi üyeleri de dahil, zindanlara atılmış binlerce  rehinesi var. Bu komedi ne zaman son bulacak? Sorusunun tutarlı bir cevapları olacak mı?

Öyle ya, binlerce insanı meydanlara toplayarak İbrahim Tatlıses’in ‘’ayağında kundura’’sını dinleterek ‘’Dağılın lan Gavas’’ lar demeyeceklerine göre bir şeyler söylemek zorundadırlar.

Ne söylerler peki?

‘’Biz kardeşiz,etle tırnak gibiyiz,tarih ten gelen köklü bir kader birliğimiz’’olduğu ‘’gerçegi’’ni mutlaka söyleyecek de başka ne diyecekler?

‘’..Diyarbakır halkı teröre pirim vermedi, vermeyecek, Diyarbakır’ın müslüman Kürt halkı, teröristin bölücü propagandalarına ve onların yasal siyasi temsilcilerine aldırış etmeden din kardeşliğimizin güçlendirilmesi için birlik ve bütünlüğünü muhafaza ederek sabırlı olması gerektiği, evel allahın izniyle, ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceklerini, Diyarbakır’lı Kürt kardeşlerini yaradandan dolayı çok sevdiklerini’’ de söyleyeceklerdir.

370  Kürt gencini baş göz ederek yakalarına birer tane de ‘’çeyrek’’, bilemediniz yarımlık  altın’’takacak, karşılığında da  en az ‘’üç çocuk’’ sözü alarak Ankara’ya ve Erbil’e döneceklerdir.

Bu ‘’konser’’in sinsi bir ajandası olduğu elbette söylenmeyecek. Rojava halkının demokratik özgürlük mücadelesini boğmak için Tır ve gemilerle yollanan silah ve mühimmat konusu gündeme bile gelmeyecek.

Güney Kürdistan sınır kapılarının Rojava’ya neden kapatıldığı, Ankara’nın PYD ile ilişkilerini niçin kestiği gibi ‘’bozguncu’’sorulara cevap verme gereği de duyulmayacak.

Oysa, ‘’Sinsi ajanda’’larının ete kemiğe bürünmesi için, ‘’kızım sana diyorum gelinim sen anla’’ cinsinden mesajları mutlaka olacaktır.

KCK-PKK-BDP üçlüsünün, Türk sosyalistleri ve devrimci demokratik güçlerle birlikteliğinden, ‘’Kürt ‘’kardeşleri’nin zinhar çıkarı olmadığının altı çizilecek, ’birliğin, Müslüman din kardeşliği’’ çatısı altında olması gerektiği özellikle vurgulanacaktır.

Diyarbakır konserinin önemli aktörlerinden birisi de, hiç şüphesiz Şivan Perwer olacaktır.

37 yıllık bir sürgün yaşamının ardından, gericiliğin ‘’truva atı’’ rolünü gönüllü kabullenmiş olduğu anlaşılıyor. Yaklaşan yerel seçimler öncesi Erdoğan iktidarına Barzani ile birlikte taze kan nakli yapabileceği sanılıyor.

Şivan Perwer, Kemal Burkay örneğinden ders almamışa benziyor. Erdoğan’ın kolları arasında sahne alıp,  Diyarbakırlıların gözlerinin içine içine bakabilecek mi dersiniz?

O gözlere bakarken, 18-20 yaşlarında katledilen gerilla silüet’lerini görmeyecek mi?

Şivan Perver bu kadar mı körleşti?