Adalet ve Kalkınma Partisi olduklarını söylüyorlardı. Mesele şimdi anlaşıldı. İşin aslı öyle değilmiş. Bunlar ‘’Ailelerini kalkındırma partisi’’ymiş meğer.

Geçenlerde bir tv kanalında seyrettim. Türkiye’de adını duymadığımız ama resmi olarak kurulu bir takım ‘’parti’’ varmış. Parti dedimse, öyle alışık olduğumuz cinsten falan değil.  Siyasi parti kılığında bir tüzük hazırlamışlar ve bir kaç yere büro’lar kurup, bu bürolarda kumar oynatıyorlarmış..

Meğer AKP de bunlardan birisi ve en uyanık olanıymış. Bakmayın yüzde elli oy aldıklarına.’’devletin malı deniz, yemeyenlerin keriz’’ sayıldığı bir ülkede, yüzde elli ne ki, daha fazlasını da alırlar alimallah.

Uyanıklar...

‘’Millete kızlı erkekli’’dolaşmayın, vacip değildir diye fetva verirken kendileri baba-oğul dolaşıp malı hörgücüyle götürüyorlarmış meğer.

Baksanıza, akanlar, müsteşarlar, danışmanlar, genel müdürler, elediye başkanları, oğullar, yeğenler, baldızlar-bacanaklar tekmili birden sinsi sinsi kol kola dolaşıyorlarmış.

Hani öyle köşe bucak gizlendikleri falan da yokmuş, kendilerine güvenleri tam olmalı ki, korkusuz ve pervasızca koşar adım ne bulurlarsa artık, ‘’kalk gidelim’’ yapmışlar.

Öyle ya, yanlarında ‘’muhterem hoca efendi’’leri vardı. Din kisvesi altında kurdukları çıkar ortaklığının bir gün çökeceğini nerden bilebilirlerdi ki..

Dün itibarıyla hiç biri sokağa çıkmaz oldu. Kuyrukları kapıya sıkışmış olmalı. Strateji belirleyecekler ya, tüm resmi(!) toplantılarını iptal ettiler. İllegal istişare yaptıklarını sağır sultan bile biliyor.

Yandaş,yalaka ve arsız ‘’basın’’ şaşkınlık içerisinde. Olayın özüne ilişkin gıkını çıkartmıyor. Olayı saptırmaya ve operasyonun zamanlaması üzerinden özü karartma peşinde.

 ‘’Neden şimdi? diye soruyor ve Tam seçimler arifesinde başlayan bu operasyonu ‘’manidar’’buluyor.

Ortak tespitlerine bakın hele(!) Bu operasyon hükümeti yıpratmak için karanlık odaklar tarafından başlatılmış(!)mış...

Karanlık yada aydınlık ne fark eder? Ortada milyarlarca dolarlık bir hırsızlık şebekesi yok mu?

Olmasaydı, kesin delillerle suçun sabit olduğu kanıtlanmasaydı, bu yolsuzluk şebekesinin üzerine gidilebilir miydi? Kesinlikle gidilemezdi. Öyleyse operasyonun zamanlaması, kimin yada kimlerin düğmeye basmasıyla başlatıldığının ne önemi var.

Kaldı ki, Bu operasyonu yapanlar, sözde operasyonel güçleri kontrol ettiğini zanneden içişleri bakanı olacak zat-ı muhteremin evine kadar giriyor ve oğlunun kulaklarından tutarak alıp götürüyor. Bundan anlaşılmayacak ne var. Baba’sının kulağından tutarak bakan koltuğuna oturtanlar, kullanım tarihi bittiğine karar verdikleri adamın, şimdilik oğulcuğunu derdest edip götürmüşlerdir.

Yalaka basın hala detaylarla uğraşıyor. Sorunun özüne girmiyor, giremiyor.

Neden giremiyor biliyor musunuz?

Hani şu son günlerde, Belediye başkan adaylarını tam bir işportacı edasıyla tanıtan Tayyip Erdoğan’ın,’’ulan siz ne yapıyorsunuz gavatlar’’ diye öfkeleneceğinden korkuyorlar. Maaşları kesilir,işlerine son verilir.

Operasyon devam ediyor. Tayyip’e bakarsan,operasyonu başlatanların ‘’hile’’si varsa, kendisinin de ‘’allah’’ı varmış.

Kimin sırtını dayadığı güç galip gelir? Bekleyip göreceğiz.

Bu olay, kimilerinin beklediğinin aksine AKP( Ailelerini kalkındırma partisi’’ni aman aman çok fazla yıpratacağı beklentisine sokmasın.Bizim halkımız’’uyanık’’bir halktır ve uyanıkları da sever.

Seçim meydanlarında, şarkılar türküler eşliğinde kendinden geçer, yüreğine taş basar ama, ‘’Beraber yürüdükleri, yağmur altında beraber ıslandık(!)larını da öyle kolay kolay bırakmaz. ‘’Nolmuş yani, koskoca bakan, bürokrat, belediye başkanı, amca, yeğen,oğul,baldız bacanak yiyecek tabi, yemeyecek mi? Kim gelirse o yiyecek, helal olsun,anasının ak sütü kadar helal olsun. Türkiye onunla gurur duyuyor’’ diyecektir.’’

Bitirmeden önce Nietzche’nin bir sözünü aktarayım.

‘’ Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak,okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır. Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir.’’