Engin Erkiner
Bolivya ve uzun ikili iktidar (263) | |
Diğer Yazıları |
En yeni yazılar
Bugün | 1812 | |
Dün | 3402 | |
Bu hafta | 9536 | |
Bu ay | 9536 | |
Toplam | 10477960 |
Konuk Yazılar
Sürgünde mücadeleci kadın olmak | |
Bütün Yazılar |
Birkaç şiir ve birkaç söz |
Zaman akıp gidiyor avuçlarımızdan En güzel günlerimiz avare şimdi Yaşam medyatik oldu -sözler beyhude- Bir şeyler yitiyor günlüğümüzden. Biz eskiden Umuda koşardık -dört nala koşan yağız atlar gibiydik- Upuzun günler Uykusuz gecelerden geçerek rüyalar aleminde hülyalara dalardık olur olmaz herşeye karışır -aklın yaşta olmadığına inanırdık- Bugünü kabullenmez Gerçekçi düşler kurardık Kocaman Yüzümüz Angola’ya dönüktü heyhat, Şili’de cellatlara yumruk sıkar Kin beslerdik Pinoşe’ye. Daha fazla vietnam’lar isterken Zafer naraları beklerdik Sandino’lardan Che gibi enternasyonal Fidel gibi inatçıydık üstelik. İlkelerimiz inatlarımız vardı yılmazdık. Vurulup düşenlerimizin al-kanlar içinde kalsa da bedenleri zindan edemezdi hiç kimse dünyayı başımıza oysa şimdi hazan mevsimindeyiz sanki sonbahar yaprakları misali düşüyoruz toprağa sararıp soluyoruz habire. Her gün Yeni bir dal kırılıyor bedenimizden. Dolu değil Yıldırımlar çarpmış gibiyiz. Amansız bir hastalığın pençesindeyiz sanki Sağanak yağmurlar altındayız biz bugün Sırılsıklam üşüyoruz.
**** 2000’li yıllarda yazdığım bir şiir. 80’li yılların baskı ve pasifikasyon politikasına maruz kalmışlığımızın kendimce ifadesiydi. Karamsarlık vardı. Umudun kırılganlaşması, inancın körelmesi,direncin zayıflaması vardı. 2000’li yıllarda değiliz artık. Ütopyalarımız üzerine serpilen karamsarlık önemli oranda dağıldı. Özgürlük hareketinin kazanımları, demokrasi güçleri açısında ciddi moral kaynağı idi. Gezi direnişiyle ortaya çıkan kütlesel kalkışma ise, kendiliğindenci de olsa, umudun yeşermesinde çıta’nın daha da yükselmesine vesile oldu. Bu durum, ‘’bu daha başlangıç’’ diyenlerin, demokrasi ve özgürlükler uğruna mücadele edenlerin yolunu aydınlatmaya devam edecektir. Gezi direnişi, görmesini bilenler açısında önemli derslerle doluydu. ‘’Görmesini bilenler’’ diyorum çünkü, görmemekte ısrar edenlerin sandığımızdan da çok olduğunu biliyorum. Bunların çoğu, Cumhuriyet tarihinin bu en büyük ve en uzun kütlesel kalkışma sürecinde açığa düştüler.Toplum bazında ciddiye alınabilecek karşılıklarının bulunmadığı görüldü. Acı ama gerçek. Mutlaka ders alınması gerektiği kanısındayım. **** Geçmişimize takılıp kalmadan onu yerli yerine oturtma gibi bir sorunumuz olmalı. Geçmişlerinden olumlu dersler çıkartarak, hata ve zaaflarından arınmayanların gelecekleri olmayacaktır.
Bizler, Bu bilinçle hareket etmeye çalıştık. Geçmişimizle meşgul olduk. Geçmiş ile geleceği birleştirmenin yapı taşlarını döşedik. Son beş yıl içerisinde bunu yaptık. ‘’Mırın- kırın’’ edenlere aldırmadık. İçimizdeki ‘’Ayrık otları’’nı, bize ait olmayanları tek tek tespit ederek kendi başlarına bıraktık. Bitmedi. Yapmamız gereken çok şey var. Zamanı geldikçe onları da yapacağız. Unutmadan, ne söylemişsek hepsini yapacağız. Kim ne derse desin, Acilciler’in her şeyden ve herkesten ayrı özellikleri vardı ve biz bunun farkındaydık. Aradan geçen uzun ayrılıklara rağmen bu farkı koruduğumuzu bir kere daha fark ettik. Geçmişten gelen vazgeçilmez değerlerimiz vardı. Koruduğumuzun farkına vardık. Geleceğe ilişkin öngörülerimiz vardı. Büyük oranda kesiştiğini gördük. . Dostluklarımızın ve düşmanlıklarımızın bile örtüştüğüne tanık olduk. Bir olmadığımızı, birkaç kişi kalmadığımızı, tüm ihanetlere karşın pek çok olduğumuzu, inadımızı da inançlarımızı da ilk günkü heyecanla koruduğumuza tanık olduk. Sözün kısası, sarsılan, yıpranan, çürüyen yanlarımıza karşın, dipdiri yanlarımızın hala çok fazla olduğunu öğrendik. Yeni yılın en büyük mutluluğu bu olsa gerek. **** Site okuyucusu tüm arkadaşların, tüm yoldaşların yeni yılı kutlu olsun
|