Şuanda 111 konuk çevrimiçi
BugünBugün1021
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8745
Bu ayBu ay8745
ToplamToplam10477169
Diyanet Aleviliği inkarda ısrar ediyor! PDF Yazdır e-Posta


Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez:  «Cemevini caminin alternatifi saymak, Aleviliği din olarak görmektir.» diyor  7 Temuzda Al Jazzera Ankara temsilcisine verdiği mülakatta. Ve ekliyor  “Cemevini bir Mevlevihane gibi, Bektaşi dergâhları gibi birer niyaz evi içinde Allah’ın zikredildiği, anıldığı mekânlar olarak biliyorum. Cemevlerini caminin karşısında camiye alternatif farklı bir dinin mabedi gibi görmek Aleviliği farklı bir din gibi göstermenin çabası olarak ortaya çıkmıştır” dedi.

Al Jazeera Türk Ankara Temsilcisi Ömer Bulut’un “Diyanet inisiyatif alıyor” başlığıyla yayımlanan (7 Temmuz 2014) röportajında bazı satırbaşları şunlar:

…….

« Diyanetin Alevilik tanımı nedir?

Diyanet Aleviliği tanımlamaz. Alevilik hakkında araştırmaları vardır, değerlendirmeleri vardır. Önemli neticelere ulaşmıştır. Bu konuda tanımlayıcı olmak yerine, anlayıcı olmayı tercih eder. Aleviliği teolojik bir tartışmaya çekmek yerine, memleketimizin önemli bir meselesi olduğu için daha çok inanç özgürlüğü çerçevesinde ele alıyoruz.

Nasıl anlıyorsunuz?

Ortak tarihimizin önemli bir fenomeni. 1000 yıl birlikte yaşamışız. Tarih içerisinde yazılı kaynaklardan mahrum bırakıldığı için kendi referanslarını kaybetmek ile karşı karşıya kalmış, dergâhlar kapandığı için de pratiklerini uygulama imkânından mahrum kalmışlar. Bundan dolayı bir kafa karışıklığı meydana gelmiş. Kendi içinde farklı gruplar, farklı anlayışlar, farklı yorumlar ortaya çıkmış. Bütün bu farklılıkların farkında olarak, bu dini bir tartışma haline getirmeden tanımlayıcı olmadan anlayıcı olmak istiyoruz. Tabii kırmızı çizgilerimiz de var.

Nedir o kırmızı çizgiler?

Hiç kimse Aleviliği İslam’ın dışında farklı bir din olarak tanımlamaya kalkışmamalı. Son zamanlarda Aleviliği İslam dışında, hatta İslam’a karşı bir dini kimlik olarak tanımlama yoluna gittiler. Alevi kardeşlerimiz ehlibeyt yolunun tasavvufi bir yorumu üzerinde yoğunlaşırlar. İnançların yorumlarına bağlı hikmetlerinin izahında farklılıklar olabilir. Ama inanç esaslarında birleştikten sonra hiçbir insanı İslam dairesi dışında gösterme hak ve salahiyetinde değiliz. Hem Alevileri Türkiye’de azınlık göstermek de yanlıştır. Bu coğrafyayı birlikte inşa ettiğimiz, bu vatanın asıl sahibi kardeşlerimizdir. Bu da kırmızı çizgimizdir.

Cemevleri ibadethane midir?

Biz tanımlayıcı değil anlayıcıyız. Cemevi cemevidir. Ben bir akademisyen olarak cemevini bir Mevlevihane gibi, Bektaşi dergâhları gibi birer niyaz evi içinde Allah’ın zikredildiği anıldığı mekânlar olarak biliyorum. Cemevlerini caminin karşısında camiye alternatif farklı bir dinin mabedi gibi görmek Aleviliği farklı bir din gibi göstermenin çabası olarak ortaya çıkmıştır. Alevilik 1000 yıllık geçmişi var. Bunu yok sayarak yapılan tanımlar yanlış olur.”

 

 

Evet Görmez efendi bir yandan “tanımlayıcı değil anlayıcıyız” diyor. Cemevleri ibadethanemidir? sorusuna doğrudan cevap yerine, kaçak güreşiyor. Ancak Alevilik nedir sorusuna da aynı kaçaklıkla cevap verdikten sonra  “kırmızı çizgisini çekiyor” nedir bu çizgi “Aleviliği İslam dışında göstermeyeceksin, ayrı bir din olarak göstermeyeceksin, azınlık olarak göstermeyeceksin” yani yine tekçi olacaksın tek din, tek dil, tek millet savunacaksın ondan sonra verilebilirse bazı ufak tefek haklar sana verilecek. Kısaca söylenen budur.

Tanımlayıcı değil anlayıcı olduğunu söyleyen Mehmet Görmez aslında tanımını da hemen ardında yapmaktadır. O zaman tersten soralım Görmez ve onun gibi düşünenlere. Alevilik İslamın bir mezhebimidir? Kaçıncı mezheptir? Değilse var olan hangi mezhebe bağlıdır?

Oruç tutmayan, namaz kılmayan, hacca gitmeyen bir topluluk olarak Alevilik islam Kabul edilebilir mi? yoksa sizce yoldan çıkmış olarak görülen Alevileri eğitim vb. Yöntemlerle asimile edip yok etmek mi gerekiyor? Çünkü bildiğimiz kadarıyla İslamın esasları her mezhep için aynıdır ve değiştirilemez. İslam’da namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekat vermek, kelimei şahadet getirmek müslüman olmanın şartlarıdır.

Oysa Müslümanlığın farklı bir yorumu gibi göstermeye çalıştığınız Alevilik inancı mehsupları bunların hiçbirini yerine getirmiyorlar. O zaman Alevilerin İslam içi olduğunu isbat size düşüyor. Bizi böyle Kabul ederek müslüman görüyorsanız ve zorlama ile camilere çekmeye çalışmıyorsanız sorun yok.  Cemevini ibaddethane görmüyorsunuz, bir niyaz yeridir diyorsunuz. Biz Aleviler gelip camilerinizde cem bağlayabilir miyiz?

Eğer bağlarsınız diyorsanız biz buna dünden razıyız. Cami ve Cemevi kelimeleri aynı anlamlıdır ne de olsa ikisi de kitlesel toplanma yerleri anlamına geliyor. Siz diyanet İşleri Başkanı olarak zorunlu din derslerinin okullarda kaldırılmasını savunuyor musunuz?  Alevi çocuklarının İmam Hatiplere özendirilmesine karşı çıkıyor musunuz? Bunlara vereceğiniz müsbet cevaplar ancak samimiyetinizi gösterir.

Samimiyet gerekiyor. Siz kim ve ne adına fetva ile kırmızı çizgiler çizebiliyorsunuz? Aleviler kurumunuzu kendi kurumları olarak görmüyorlar. Aleviler “yol bir sürek binbir” diyorlar ve kendi içlerindeki farklı yorumları elbette biliyorlar. Bugün Bektaşiler, tahtacılar, Türkmen ve Kürt kızılbaşları Aleviliğin bazı ritüellerini farklı yerine getirseler de,  bazı deyişleri ayrı olsa da, kendini müslüman veya ayrı bir inanç olarak adlandıranlar bulunsa da aramızda özde ayrılık yoktur.  Tıpkı İslam mezhepleri arasında birçok ayrılık olmasına karşın özde farklılığın olmadığı gibi.

Alevilerin inanç ritüeli, saz ve söz eşliğinde semah yürümektir. Ziyaretleri, kutsalları aynıdır. Xızır ve muharrem orucu tutarlar. Namaz kılmazlar, ramazan orucu tutmazlar, hacca gitmezler. Bu açıdan  iç tartışmalarımız bizi bağlar. Biz nasıl ki İslam içindeki tartışmalarda taraf olmuyorsak, sizde dışardan iç işlerimize karışıp bir de kırmızı çizgiler çizemezsiniz.

Bugün bölgemizde İslam adına yapılan katliamlara net bir tutumunuz olmalıdır. Bunları yapanlar müslüman olamaz demekle işin içinden sıyrılamazsınız. Bin yıldır birlikte yaşadığımızı söylüyorsunuz. Bu bin yılda savunduğunuz inanç mensupları tarafından Alevilere reva görülen haksızlıklara tarafsız bir gözle yaklaşıp tutum alabilmiş değilsiniz.

Aleviler bu topraklarda yaşam sürdürebilmek için inanç kimliklerini gizlemek zorunda bırakıldılar. Yine Alevi öncüleri inançlarını bugünlere taşıyabilmek için takiye yaparak “biz İslamın özüyüz” dediler. Siz Alevileri İslamın özü görüyor musunuz? Elbette görmezsiniz sizin için hak mezhepleri ehli sünnet mezhepleridir. Alevilik sizin için bir mezhep değil, bir meşrep, tarikat benzeri yapılanmadır. Bu açıdan Alevilerin hak istemlerini açıktan redetmeseniz de, tıpkı Cemevleri konusundaki anlayışınız gibi kaçamak  cevaplarla yetiniyorsunuz.

Elbette en büyük korkunuz Aleviliğin kendi başına bağımsız bir inanç olduğunun toplumda Kabul görmesidir. Bunu engellemek için elinizden geleni yapıyorsunuz. Bir de tarafsızlık adına tarif etmiyoruz, anlamaya çalışıyoruz diyorsunuz. O zaman Aleviler Cemevlerine ibadethane statüsü istiyorlar. İnandırıcı olabilmek  için  bu isteme sahip çıkmalısınız. 

Yine cevabınızda “Aleviliği teolojik bir tartışmaya çekmek yerine, memleketimizin önemli bir meselesi olduğu için daha çok inanç özgürlüğü çerçevesinde ele alıyoruz.”  Demek ki ortada mevcut olanlardan farklı bir inanç var ki, siz de inanç özgürlüğü çerçevesinde yaklaştığınızı söylüyorsunuz. Ancak bir başka cevapta da kırmızı çizgiler çizerek kimsenin Aleviliği İslam dışı gösteremeyeceğini söylüyorsunuz.  Bu dürüstçe bir yaklaşım değildir. Bu dışarıdan birileri olarak Aleviliği tanımlama anlayışıdır. Alevinin kendi iç tartışmalarını, tarihini anlamaya çalışma çabalarını yorumlayarak, “Cemevlerini caminin karşısında camiye alternatif farklı bir dinin mabedi gibi görmek Aleviliği farklı bir din gibi göstermenin çabası olarak ortaya çıkmıştır” diyerek iç işlerimize karışıyorsunuz.

Yukarda tarif ettiğimiz Aleviliği sizler İslamın bir yorumu olarak görüyor ve ayrı bir İslam mezhebi olarak Kabul ediyorsanız, o zaman Aleviler oturup sizinle tartışırlar. Ancak bu konuda da samimi bir yaklaşımınız yok. Soruyoruz Alevilik İslam içinde Sunni ve Şafii mezhepler dışında bağımsız bir mezhep olarak Kabul ediliyor mu? Bizim bildiğimiz Kabul edilmiyor. Ama iş Alevilerin hak istemlerine gelince hemen “Aleviler de bizim gibi müslümandır, bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır.” Ayrıcalık istemeleri doğru değildir.  Tıpkı daha düne kadar Kürt halkına dendiği gibi. Ancak bugün bu inkar aşılmışsa gün gelecek Alevi inkarı da aşılacaktır.

Köy Aleviliği döneminde işiniz kolaydı Aleviler gizli ibadet yapıyordu ve siz de Alevileri topluma izah etmek zorunda değildiniz. Bir iki karalamayla “mum söndü yaparlar, ana bacı tanımazlar” diyerek işi idare ediyordunuz. Ancak şehirlere yerleşen Aleviler kendi ibadet yerleri olarak cemevleri yapınca, diyanette temsil isteyince, ya da diyanetin kaldırılmasını isteyince işiniz biraz zorlaştı.

Zorunlu din dersleri ile birçok Alevi çocuğunu asimile ettiniz, dağıttığınız küçük rüşvetlerle kendine dede diyen bazı düşkünleri kendinize bağlayıp haclara götürdünüz ama, Alevilerin ana gövdesi hala kendi inancını özgürce ve kendince yaşamakta ısrarlıdır. Ne yaparsanız yapın Alevileri yoldan çıkarmaya gücünüz yetmeyecektir. Alevi aydınlanması yaşanıyor ve Aleviler  kollektif ve komünal içerikli inançlarına, geleneklerine, göreneklerine, kültürüne  bağlı yaşamaya devam ediyorlar. Alevi örgütlülüğü artık Alevi toplumunun kılcal damarlarına kadar nüfuz etmektedir. Sizler aramızdaki bakış açılarını, yorumlayış farklılıklarını kullanarak sonuç almaya çalışıyorsunuz. Ancak biz Alevi inanç önderleri, dergahları, cemevleri, kültür merkezleri ve aydınları olarak bu durumu kullanmanıza malzeme vermeyecek kadar toplumsal bellek sahibiyiz. Artık kandırma dönemi bitmiştir. Bu topraklarda barış, kardeşlik ve birlik içinde özgürce yaşanmak isteniyorsa her kesimi olduğu gibi Kabul eden demokratik bir bilinç ve kararlılık gerekiyor. Inkarcı ve asimilasyoncu tutumda ısrar ise  çatışmalı bir Türkiye demektir. Adımlarımızı buna göre atmalı, tutumlarımızı da inkara göre değil, farklılıklarımızı kabule göre almalıyız.