Şuanda 98 konuk çevrimiçi
BugünBugün1014
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8738
Bu ayBu ay8738
ToplamToplam10477162
Demirtaş şahsında halklar seçeneği kazandı PDF Yazdır e-Posta


Türkiye tek adam rejimine evet dedi. Devletin tüm olanaklarını arkasına alarak haksız bir rekabetle seçim kampanyası yürüten Erdoğan kullandığı uslupla  da bütünleştirici değil, bölücü, ayrıştırıcı ve kamplaştırıcı bir yöntem izlemiştir. Bu seçimin kaybedenleri CHP ve MHP olmuştur. Özellikle CHP çatı aday formülü ile yanlış bir seçim yaptığını bu sonuçlarla görmüştür umarız.

Eğer CHP, HDP’nin ortak aday gösterme önerisini ciddiye almış olsaydı, MHP’de tek başına aday gösterecek ve bu seçimler kesinlikle ikinci tura kalacaktı. CHP’de değişim yapmak adına görev alan Kılıçdaroğlu, beklentilerin aksine yönünü sağa dönerek bir halk seçeneği olma yolunu kapatmıştır.

Yine CHP-MHP ve Ekmeleddin’i destekleyen toplam 14 parti iyi çalışıp seçimlere katılım oranını yükseltmiş olabilseydi Tayyip yine seçilemeyecekti. Tayyip bu seçimi, 30 mart seçimlerinde aldığı oyla katılım düşüklüğünden dolayı kazanmıştır. Çatı adayını destekleyenler ise hezimete uğramıştır aslında.  Çünkü 30 marttaki oy oranlarına 14 parti olarak baktığınızda yüzde 46-47 leri buluyor. Bu da seçmen toplamı bakımından da büyük oy kaybı yaşadıklarını göstermektedir.

Adil bir seçim yarışı olmamasına rağmen seçim sonuçlarını  HDP  açısından değerlendirdiğimizde; HDP bu seçimlerle sadece  Kürdistana sıkışan bir parti olmaktan çıkmış ve tüm Türkiye’de oy alan bir parti haline gelmiştir.

HDP adayı sayın Demirtaş partisinin oylarını yüzde 60 oranında arttırarak yüzde 10 çıtasına oldukça yaklaşmıştır. Bu sonuçlar HDP için büyük bir başarıdır. Bu oylar ile HDP ve Selahattin Demirtaş’ın yürüttüğü ilkeli duruş Kürdistan coğrafyası dışında Türkiye cephesinde de karşılık bulmuş ve HDP bir halklar seçeneği olarak siyasetteki yerini pekiştirmiştir.

Önümüzdeki genel seçimlerde barajı aşmış bir HDP, bileşenleri dışındaki solun da tam desteğini alarak bütün ötekileştirilen toplumsal kesimlerin desteğini kolaylıkla  alacak gibi görünmektedir.Dışında kalan sol kesimlerin, buna CHP içindeki dürüst sosyal demokratlar da dahil, toplumu sivil bir dikta yönetimine alıştırmak isteyen AKP yapılanmasına karşı, halkların seçeneği olan HDP etrafında bütünleşeceğine inanıyoruz.

Bu sonuçlarla HDP önümüzdeki 2015 seçimlerinde barajı aşabileceğini görmüştür. Eğer sayın Demirtaş’ın dile getirdiği ilkesel duruş HDP tarafından da savunulur ve içselleştirilirse, önümüzdeki seçimlerde çok güçlü bir parlamento grubuyla HDP mecliste yerini alacak ve sistem dışı güçlü bir muhalefet odağı haline gelecektir.

Bu seçimlerde tüm eşitsiz yarış koşullarına, tüm ekonomik olanaksızlıklara ve saldırılara karşın, ilkeli duruşundan ve centilmenliğinden taviz vermeyen sayın Demirtaşı kutluyoruz. Bu başarıda büyük payı vardır.  Duruşuyla geleceğin önemli politik aktörlerinden biri olacağını ispatlamıştır. HDP’de tüm eleştirel yaklaşımlara ve solun önemli bir kesiminin boykot tavrına karşın böylesi bir başarıyı yakaladığı için bizce rüştünü ispat etmiş ve gelecek için umut olmuştur.

Şimdi bize düşen halkların seçeneği bu umudu büyütüp geliştirecek çabalara omuz vermektir.