Şuanda 445 konuk çevrimiçi
BugünBugün1166
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8890
Bu ayBu ay8890
ToplamToplam10477314
Türkiye, kürtlerden birlikte yaşamayı beklemesin! PDF Yazdır e-Posta


KÜRT HALKINI IŞİD’İN ZULMÜNE TERK EDEN TÜRKİYE, KÜRTLERDEN BİRLİKTE YAŞAMAYI BEKLEMESİN !

Nuray Bayındır / İrfan Dayıoğlu

IŞİD zalimleri dünyanın başına bir zulüm makinesi olarak bela edildi. Kendi selefi islam inancı dışındaki kimseyi müslüman kabul etmiyorlar. El Kaide eliyle İslam içinde ortaya çıkan Selefi ve Vahabi İslamcı akımlar  dünyadaki tüm müslümanları kendilerine biat etmeye zorluyorlar. 

Oysa tam tersine daha düne kadar mevcut Sünni İslamın bile bir reformdan geçirilmesi gerektiği tartışılmaktaydı. Ancak bu akımların ortaya çıkmasıyla bu reform tartışmaları da rafa kalktı. Diğer semavi dinler Hristiyanlık ve Yahudilik belli bir reform yaşadılar ve din ile devlet işleri birbirinden ayrılarak insanlar inanıp inanmamakta, ibadet edip etmemede serbest bırakıldı. Ancak nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde ne laik bir sistem, ne de burjuva  demokrasisi yerleşemedi.

Tek örnek olarak verilen Türkiye’de bile devlet hiç bir zaman laik olmadı. Sadece dini kontrol altına almaya çalıştı. Ancak son yıllarda gelişen milli görüş ideolojisinin devlete egemen olmasıyla birlikte görünür laiklikte ortadan kalktı ve Türkiye’de diğer islam ülkeleri gibi despotik bir yönetime, tek kişi iktidarına evrildi.

Bölgemizde ortaya çıkan El Kaide bağlantılı tüm İslamcı hareketler artık islam adına fetva verir hale geldiler. Batılılar ve despotik yönetimler tarafından baskı altına alınmış halk kitleleri içinde hızla taraftar toplayan bu akımlar selefi-Vahabi islam ideolojisinin emrettiği yaşam biçimini hızla egemen oldukları alanlarda hayata geçirdiler.

Kim ne derse desin bugün Kobane’de ve Kürdistan’ın, Irak’ın ve Suriye’nin değişik yerlerinde IŞİD eliyle sahnelenen insanlık dışı uygulamalar İslam’ın farklı yorumlarının sonucudur. Bu katil sürüleri yaptıklarını İslam adına yapmaktadırlar. Ve İslamın bir çok sözüm ona alimi bile bunların uygulamalarını teyit etmektedir.

IŞİD’in uygulamalarının kökleri Emevi islamına uzanmaktadır. O dönemde de savaşlarda erkeklerin kelleleri kesilmiş, kadınlar savaş ganimeti sayılmıştır. Bırakalım o dönemi bugün IŞİD’in mslüman olmadığını söyleyen bir çok müslüman ülkede zina ettiği söylenen kadınlar taşlanarak öldürülmekte, insanlar Suudi Arabistan örneğinde olduğu gibi başları kesilerek idam edilmektedir.

Böylesi bir geleneğin devamcıları olarak ortaya çıkan bu akımların en zalimlerinden olan IŞİD fetva veriyor : “Kürtler zaten Müslüman Değil!”

Kendilerine biat etmeyen herkesi kafir ilan eden terörist IŞİD militanları, İslam tarihinin her döneminde „Şeytanın çocukları“ olarak adlandırılan Kürtlere hayli hayli kafir diyecektir. Zaten Selefi akımlar aslında Arap ırkından olmayan kimseyi müslüman kabul etmiyorlar. Ya da şöyle diyelim başka ırklar kendi İslam anlayışlarını kabul edip, kendilerine biat ederlerse katliamdan kurtulubilir, kafir olmaktan çıkabilirler.

Çeşitli haber kaynakları geçtiğimiz günlerde şöyle bir haber geçtiler;

„Kobani'de çatışan terörist IŞİD'in komutanlarından Ebu Halit Abdullah çatışmalarla ilgili açıklamalarda bulundu. IŞİD komutanı, Kürtlerin Müslüman olmadığını iddia etti. Bununla da yetinmeyen Ebu Halit Abdullah yaptığı açıklamada Kürtlerin emanda kalabilmeleri için Müslüman olup İslam Devleti'ni (!) kabul etmeleri gerektiğini yada cizye ödemeleri gerektiğini öne sürdü.

 

Ebu Halit sözlerinin devamında kan donduran ifadeler kullandı: "Ezidi, Şii ve Hristiyan çocuk ve kadınlarına yaptıklarımızın aynısını Kürtlere de yapacağız. Direnen Kürtlerin kanı helaldir. Onların kadın ve kızları da bizlere helaldir."

Birincisi ; Kürtlere yönelik bu ifadeler yeni değildir. Ve kendilerinden olmayanların kanının ve kadın ve kızlarının helal olması fikrini Emevi İslamından almaktadırlar. Bu kendi uydurdukları bir şey değildir. Bırakın Emevi İslamını, gelin Osmanlı müftülerine,  Ebu Suud efendi fetvalarına bakın orada da gayri müslümlerin ve Kızılbaşların kanı helaldir. Kadın ve kızları da savaş ganimetidir. Bugün IŞİD zulmünü yeni bir şeymiş gibi göstermeye çalışan İslam ülkeleri, dönüp kendi tarihlerine baktıklarında IŞİD’i esas olarak orda görürler.

Bugün bu İslam dinini yer yüzünün en zalim ve en kanlı inancı olarak gösteren ve uygulamalarıyla insan olan herkeste büyük bir nefret uyandıran bu katil çetelerine tavır almak yetmiyor. Bu çetelerin beslendiği gerici değer yargılarının İslam inancından sökülüp atılması gerekiyor. Bunun yolu ise İslamın büyük bir reform yaşamasından geçiyor. Yoksa IŞİD anlayışlı bir İslam bölgede taban tutturduğunda çok geç kalınmış olacak ve dünyanın diğer toplulukları müslümanların tümüne IŞİD’e baktıkları gibi bakacaklardır. Burada en büyük görev müslüman ülke yönetimlerine ve din alimlerine düşmektedir. Bu kesimler yürekli bir biçimde ortaya çıkmalı ve dünyayı bu beladan kurtarmanın adımlarını atmalıdır.

Unutmayın, bugün « Kürtler müslüman değildir » diyen IŞİD yarın da Türklerin müslüman olmadığını söyleyecektir.  Suriye’de Alevi kökenli Esat’ı yıkacağım diye IŞİD, El Nusra gibi katil şebekelerini palazlandıran Türkiye, Suudi Arabistan, Katar gibi ülkeler bilmelidirler ki, bu topraklara fırtına ektiler. Simdi rüzgar biçeceklerdir. Bugün Kobane’de Kürtleri katletmeye başlayan bu katil sürüleri, yarın saldırılarını etraftaki diğer halklara yönelteceklerdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu topraklarda on yıllar sürecek bir savaşın tohumları  atılmıştır.

Ve inanın ki, batılı egemenler bu topraklarda istikrar olmamasını canı gönülden istemektedirler. Türkiye’nin bugün aklı başında yöneticilerden yoksun olması büyük bir talihsizliktir. Kürtlerin uzattığı barış elini her zaman Kürtlerin bir zayıflığı sayarak hareket eden Erdoğan bu tutumunda ısrar ederse, Kürtler geri dönülemez bir biçimde ayrılmayı gündemlerine almak durumunda kalacaktır. Bugün Kobane’de elinde her türlü olanak olmasına karşın, « akraba » dediği Kürt halkını IŞİD’in zulmüne terk eden bir Türkiye devleti yarın Kürtlerden birlikte yaşamayı beklemesin.

Kobane bugün dünden daha çok çözüm sürecinin turnusolu haline gelmiştir. Ancak Selefi islama kendini yakın bulan Erdoğan, sağırları oynayarak Kürdün feryadını duymazdan gelmektedir. Bu tutumu ona da büyük kaybettirecektir. Bu tutumda ısrar Türkiye’yi de yakında IŞİD’in savaş sahasına çevirecektir.

Bitirirken bir de eski Hizbullah yeni HÜDAPAR yöneticilerine IŞİD’in Kürtler için yukarda aktardığımız sözlerini hatırlatalım. Siz ne kadar müslüman olursanız olun onlar Kürt olduğunuz için sizi müslüman kabul etmeyecekler ve yarın sizden onlara koşulsuz biat ederek teslim olmanızı isteyeceklerdir. Kobane’de savaşan Kobane halkının büyük çoğunluğu Müslüman değil mi ? sizin gibi Kürt değil mi ? neden onlarla dayanışmak, Kobane halkının katledilmesini önlemek için sokaklara çıkan Kürt halkına pompalı tüfeklerle saldırıyorsunuz ? Neden AKP’nin, IŞİD’in Kürdistan şubesi olmakta ısrar ediyorsunuz ? Bu halkı İslam adına kimlerin kuyruğuna takmaya çalışıyorsunuz ?

Unutmayın Kürt halkı son 30 yıldır büyük bir aydınlanma yaşamıştır ve yaşamaktadır. Artık onları din adına, ortaçağın geri değerleri adına kandıramayacaksınız. Bütün telaşınız bundandır. Artık Kürdistan’da ağaların, şeyhlerin,  mirlerin, şıhların düzeni yıkılmaktadır. Bölgenin tüm gericileri olarak öfkeniz bunadır. İnsanlığın ortak değerlerinin temsilcisi Kürt Özgürlük Hareketine yönelik çılgın saldırılarınızın nedeni budur. Geleceğin Kürdistan’ında bu gerici düşüncelere yer olmadığını görerek son bir çırpınışla saldırıyorsunuz.

Ama Kürt halkı, inananı, inanmayanı, Alevisi, Sünnisi, Ezidisi, Hristiyanı ve Ateisti hep birlikte Kürt Özgürlük Hareketi saflarında yer alarak ortak, eşit ve özgür yaşamı pratiğiyle halklarımıza yaşatıyor. Bundan dolayı bu hareket yenilmezdir artık. Bütün bölge gericilerinin bu hareketi boğma çabası beyhude bir çabadır. Çünkü artık Kürtler dışındaki bölge halklarının tüm ilericileri de bu hareketin etrafında bütünleşmektedir.

Bunun için diyoruz ki, hiç bir uluslararası gerici çaba Kobane şahsında tüm dünyada direnişe geçmiş bulunan Kürt halkının ve bölgenin  diğer halklardan ilerici dinamiklerini yenilgiye uğratamayacaktır.