SAKİNELERİ KATLEDENLERLE, CHARLİE HEBDO'DA KATLİAM YAPANLAR AYNI ZİHNİYETİN SAVUNUCULARIDIR

Bundan iki yıl önce karanlığın cellatları, MİT'iyle, itiyle, AKP'siyle, Cemaat'iyle hep birlikte Üç Kürt kadınını, Üç özgürlük savaşçısını, üç yiğit yüreği aramızdan aldılar. Bu saldırı Kürt halkına diz çöktürme amaçlıdır. Bu alçakça katliamla Kürt halkının yarattığı Özgürlük Hareketi tasfiyeye uğratılmak istendi.
9 Ocak Paris katliamı AKP devletinin attığı her adımın taktik olduğunu, stratejik yaklaştığı tek şeyin tasfiyecilik ve imha yoluyla bitirmek olduğunu göstermiştir. Bu kanlı katliam Paris'in göbeğinde onlarca kameranın, yüzlerce istihbarat elemanının gözleri önünde güpe gündüz işlenmiştir. Fail bellidir ama bugüne kadar bu katliamın azmettiricileri, planlayıcıları, destekçileri hakkında en ufak bir soruşturma açılmamıştır. Yüreklerimize sıkılan kurşunların hesabı hala sorulamamıştır.
Bilinmelidir ki, bu cinayetin işlenmesine göz yumanlardan adalet beklemek beyhude bir çabadır. Adaleti sağlayacak olan Kürt halkının özgürlüğe yürüyüşüdür. Bizim için hesap sorma bu idealler uğruna ölümü göze alanların istemlerine bağlı kalarak mücadeleyi yükseltmektir. Yükselen Kürt mücadelesi bu kanlı katliamın faillerini de gün yüzüne çıkaracaktır.
Ne yazık ki, bugünün zalimler dünyasın da hak ve adalet güçlü olanlar içindir. İki yıldır her hafta yiğit Kürt kadınlarının öncülüğünde Kürt halkı her alanda "Adalet Arıyoruz" adı altında eylemler yaptılar. Eğer bugün bu konu hala gündemdeyse bu eylemler sayesindedir. o zaman eylemlerimizi büyüterek devam etmeliyiz.
Tarihte kadınların suikastle imha edilmesi enderdir. Çünkü kadın yok edici değil, yaratandır, üretendir, doğurandır. Türk devleti ve işbirlikçileri Üç yiğit Kürt kadınını katlederek Kürt halkını kısırlaştırmak ve yok etmek istemişlerdir. Bizim bu zalimler koalisyonuna karşı tutumumuz net olmalıdır. heveslerini kursaklarında bırakmalıyız. bunu sağlamanın yolu ise daha çok sahiplenme, daha çok örgütlenme ve daha çok mücadeledir.
Bugün Kürt halkının Şengal'de, Kobani'de yürüttüğü insanlığın kurtuluş mücadelesi Kürt halkına karşı büyük bir sempatinin doğmasına yol açmıştır. Kürt halkı sadece kendi özgürlüğü için değil, aynı zamanda insanlığın başına bela edilen İslam maskeli cellatları durdurmak içindir aynı zamanda.. Artık bu savaş küresel bir savaş halini almıştır. bu kanlı kıyımı yapanlara karşı da küresel bir karşı çıkış ile sonuç almak olanaklıdır ancak.
Bu kara bayraklı cellatlar dünyanın her yerinde saldırmaktadır. Boko Haram bir kasabayı toptan katlediyor. Paris'in göbeğinde 12 gazeteci, yazar-çizer alçakça katlediliyor. Artık yapılması gereken bellidir. AKP iktidarı bu katliamları kınayacağına, bu katliamlar sonrası toplumlarda İslamofobi olmaması için çaba gösteriyor. Bu konuda samimi ise önce Kobane için insani bir koridor açmalıdır. Türkiye'yi bir geri cephe yapmış olan DAİŞ'e karşı tutum almalı ve bunlara karşı canlarını siper eden Rojava Kürtlerini desteklemelidir.
İki yüzlü politikalar döner bu politikayı yürütenleri vurur. bugün Fransa'da olanlar, yarın başka ülkelerde de sahnelenecektir. artık insanlığa karşı suç işleyen çetelerin "ülke menfaatleri" icabı desteklenmesine halklar göz yummamalıdır. Suriye'de batılı güçler bu cellatları desteklediği için bugün böylesi bir tablo ortadadır. Şimdi yapılması gereken bu politikayı terk ederek, insanlığın başına bela olan bu boğazkesen cellatları dünyanın her yerinde ortadan kaldırmak olmalıdır.
işte bundan iki yıl önce Paris'in orta yerinde kızlarımızın başına kurşun sıkanlarla, bugün Charlie Hebdo'ya saldırarak 12 insanlık savaşçısını katledenler aynı güçlerdir. Aynı ideolojinin savunucularıdır. Bundan sonraki adalet arayışımız üç kızımızın yanında, Charli Hebdo çalışanı 12 can içindir aynı zamanda. Olay küresel bir sorundur ve bir iki tetikçinin yakalanması ile çözülecek bir sorun değildir.
Bitirirken bir kez daha SAKİNE-FİDAN-LEYLA kızlarımızın ve Charlie Hebdo'da katedilen 12 canın anıları önünde bir kez daha saygı ile eğilirim.